Program, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul THM koro şefi Uğur Kaya’nın gerçekleştirdiği mini ama muhteşem bir konser ile başladı. Ödül törenini …
Program, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul THM koro şefi Uğur Kaya’nın gerçekleştirdiği mini ama muhteşem bir konser ile başladı. Ödül törenini, spiker ve program yapımcısı Harun Yöndem sundu. Düzenlenen programda konuşan ESKADER Başkanı Fatma Ersem Yargıcı, bu yılki törende iki senenin ödüllerini bir arada verdiklerini ifade ederek, 2020 yılı ödüllerini ise tamamen iptal etmek durumunda kaldıklarını belirtti. Yargıcı, ödüllerin verileceği isimleri seçerken kültür sanat çevresinin görüşlerini dikkate aldıklarına işaret ederek, “Ödülleri kıymetli olan kültür insanlarını ve kurumları daha fazla gösterebilmek için yapıyoruz. Bundan sonra da her yıl vermeye devam edeceğiz.” dedi.
Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy ise böyle bir ödül törenine ev sahipliği yapmaktan ötürü gurur duyduklarını dile getirerek, “2019 ve 2021 ödüllerini alacak olan kültür sanat ve fikir insanlarının yeni eserlerle bizlerle olmalarını diliyorum.” diye konuştu.
2019 Canan Olpak Koç’u temsilen gelen Burak Koç Canan Hanım’ın bu ödülü Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Türk Ordusu’na ithaf ettiğini açıkladı. 2021 ödül sahibi Mustafa Koç ise ödülünü Cemalettin Server Revnaklıoğlu’na ithaf etti. Ödül törenine gelemeyen Cemal Kurnaz’ın şu mesajını Mustafa Nadir Önay okudu:
“Aziz dinleyiciler, hepinizi saygıyla selamlarım. Yûnus’un Nefesi’ni ödüle layık gören ESKADER yönetimine teşekkür ederim. Bu teveccühün Yûnus sebebiyle olduğunu düşünürüm. Bu vesileyle Yûnus’umuz daha çok anılsın dilerim. Onun hâliyle hâlleşelim, diliyle dilleşelim. Çarşımız pazarımız, medyamız Yûnus’un diliyle şenlensin isterim. Cümle varlığa görklü nazarımız olsun. Tebessüm eksilmesin yüzümüzden. Sevelim sevilelim, sayalım sayılalım. Yûnus’a layık olalım.” Törende ödülünü alırken konuşan Prof. Dr. Bedri Gencer eserlerin akademik çevrelerde daha çok ses getirmesi gerektiğini vurguladı. Sultan Polat ise hitabında, “İstanbul’u iki kişi değiştirmiş ve Bizans kültürü üzerinde Türk İslam kültürünü yerleştirmiştir. Bu kişiler: Fatih ve Mimar Sinan’dır.” diye konuştu. Romanı Altın Kubbenin Esrarı, için verilen ESKADER ödülünü Mimar Sinan’a ithaf etti. Sait Ebinç, Mektepten Memlekete Bir Şehir Estetiği Van adlı eseri alırken, Van’dan gelen bir eserin İstanbul’da fark edilebilmesinin mesafeleri ortadan kaldırdığına, işaret etti. Güzel temenni ve tebriklerle tamamlanan tören toplu fotoğraf çekimleriyle bitti.
Büyük bir coşku ve heyecan içinde geçen ESKADER Ödül Töreni’ne, başta Prof. Dr. Sadettin Ökten, İstanbul Türkocağı Başkanı Cezmi Bayram ile Mehmed Âkif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı Başkanı Mehmet Cemal Çiftçigüzeli olmak üzere kültür, sanat, bilim ve düşünce dünyasının seçkin isimleri katıldı. Bu arada dernek yöneticileri tarafından yapılan açıklamada ESKADER 2022 Ödülleri’nin de önümüzdeki Aralık ayının sonunda açıklanacağı duyuruldu.
2019 ESKADER ÖDÜLLERİ
17 dalda 19 isim
ARAŞTIRMA-İNCELEME DALINDA H. Yıldırım Ağaoğlu, Ohri Benim Vatanım, İz Yayınları
Yıldırım Ağanoğlu kendisini Balkan araştırmalarına adamış ve bu konuda bugüne kadar çok sayıda kitaba, belgesele imza atmış bir araştırmacı. Onun son çalışması olan Struga ve Ohri Benim Vatanım da bu yönde yapılmış bir Balkan coğrafyası çalışmasıdır. Makedonya’nın en güzel şehirlerinden Ohri ve Struga bize yabancı bir coğrafya değil. Yazar, 520 yıl, Türk soydaşlarımız, Arnavut ve diğer Müslüman akrabalarımız, Hristiyan Makedon komşularımız ile birlikte yaşadığımız bu iki güzel beldeyi, bu şehirde yaşayan insanlarla birebir görüşmeler yaparak ortaya önemli bir kaynak eser koymuştur.
DENEME DALINDA CANAN OLPAK KOÇ, Okuma Hâlleri, Pruva Yayınları .
Okuma Hâlleri, zaman zaman bir sohbetin samimiyeti içinde, yaşayan Türkçe duyarlılığı etrafında, meselesi olan denemelerden oluşuyor. Okuma çabasının sadece metin karşısındaki tavrımızdan ibaret olmadığı, metinle birlikte; zamanı, kalem sahibini hatta nesneleri bile anlama ihtiyacı olduğu düşüncesinden hareketle, yazar bizi hayata edebiyat merkezli bakmaya çağırıyor.
DERGİ DALINDA Kadir Ünal, Aydos.
Aydos Edebiyat dergisi 2013’ten itibaren Sultanbeyli’de doğup büyüyen ve Türkiye’ye ulaşan bir dergi. Bir avuç idealist edebiyatçı yazarın gayretleriyle 20. sayısına ulaşan Aydos, küresel kötülüğün dünyayı bir yangın yerine çevirdiğini, sanatın ise bununla mücadele etmek gibi bir görevi olduğu şiarıyla çıkıyor.
DÜŞÜNCE DALINDA Bedri Gencer, Gelenekten Modernliğe Osmanlı, Ketebe Yayınları
Gencer, çağdaş İslâm dünyası ve Türkiye’nin bütün yaşadıkları, ancak dört soruya cevapla anlaşılabilir diyor: Osmanlı, nasıl kuruldu, zayıfladı, direndi ve çöktü? Gelenekten Modernliğe Osmanlı, bu dört soruya bir bütün olarak cevap sunan, olgular ile fikirlerin etkileşiminde, meşrûiyet krizine yol açan nitel İçtimaî değişme süreci ve yeniden meşrûlaştırma teşebbüsü olarak Osmanlı modernleşmesini derinlemesine inceliyor. Gelenekten Modernliğe Osmanlı, derin bir perspektiften akıcı bir Türkçeyle yapılan bir Osmanlı modernleşmesi incelemesinin ötesinde metodolojik ve entelektüel değeriyle temayüz eden bir eserdir.
HİKÂYE DALINDA Caner Çaylak, Semud’un Torunları Ötüken Yayınları
Türk hikâyeciliğine yeni bir soluk getiren Caner Çaylak, hikâyelerinde tabiattaki her unsura, her davranışa, her noktaya insani bir vasıf ekleyerek yeni bir üslupla karşımıza çıkıyor. Benzetme ve kişileştirmeleri etkileyici bir tarzda kullanıyor. Kişilerin ruh hâlini, kafasından geçenleri, kendi kendine olan konuşmalarını da aynı ustalık içinde ortaya koyuyor.
İNCELEME DALINDA Beyhan Kanter, Kurmaca Bedenler Kesit Yayınları
Bedenin odağa alındığı bu çalışma iki temel üzerine inşa ediliyor; bedenin modernleşme teşebbüsleriyle birlikte ortaya çıkan asri görünümü ve toplumsal kabullere göre estetik ve normatif olmama durumu. Kurmaca Bedenler, Türk romanında bir söylem biçimi olarak beden konusunu 1923’ten 1980 yılına kadar yayımlanmış karakteristik özellikleri baskın olan belli başlı romanlar temel alınarak yapılmış bir çalışma.
KLASİK TÜRK SANATLARI DALINDA Sedefkar Enis Türk
Medeniyetimizin gelenekli sanatlarından olan sedefkârî sanatını; fabrikasyon, ruhsuz, donuk, soğuk taklitlere karşı ayakta tutmak ciddi bir maharet ve fedakârlık gerektiriyor. Sedefkâr Enis Türk, 1981 yılından beri bu gelenekli sanatı ısrarla ve inatla, geleneğine uygun bir şekilde icra ederek ayakta kalmasını sağlıyor. Bunun dışında, sanatın inceliklerini usta-çırak ilişkisi ile rahle-i tedrisinde bulunan talebelerine aktararak, hem bu sanatın yaşaması ve yaşatılmasını temin ediyor hem de medeniyet mirasımızın gelecek nesillere emanet edilmesine önemli katkılar sağlıyor.
KİTAP YAYINCILIĞI DALINDA Yeditepe Yayınevi Mustafa Karagüllüoğlu .
2002 yılında kurulan Yeditepe Yayınevi yaptığı yayıncılıkla kültür hayatımıza önemli katkılarda bulundu. Son dönemde özellikle tarih alanındaki yayınlarıyla dikkatleri üzerine topladı. Türk tarihi, dünya tarihi ve İslam tarihine dair pek çok konuyu kitaplarıyla günümüze taşıdı. Yaptığı tercümelerle çok kıymetli kaynak eserleri okurlarla buluşturdu. Yayınevinin yerli ve yabancı yazarlardan oluşan güçlü kadrosuyla İngilizce, Almanca, Fransızca, Boşnakça, Korece, Sırpça, Çince ve Arapça gibi çeşitli dillere çevrilen ve yayınlanan birçok eseri vardır.
MÜZİK DALINDA Neyzen Sadrettin Özçimi,
Sadrettin Özçimi, İTÜ Türk Mûsikîsi Devlet Konservatuarının ilk öğrencileri arasında yer aldı. Eğitimini, Aka Gündüz Kutbay ve Niyazi Sayın’ın öğrencisi olarak Ney sazı üzerine tamamladı. Konservatuar öğrencisiyken 1977 yılında İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’na Neyzen olarak katıldı. Çalışmalarını hâlen, 2007 yılında ney sanatkârı olarak atandığı İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu’nda sürdürmektedir. Konyada tertip edilen Mevlânâ ihtifalleri’nde neyzenbaşı olarak yer almaktadır. Solist veya topluluk içinde yer almak suretiyle çok sayıda plak, kaset ve CD çalışması yapmıştır. Sadrettin Özçimi, musikimize yaptığı hizmetlerden dolayı 2019 yılı müzik ödülüne layık bulundu.
ROMAN DALINDA Sinan Akyüz, Meyra Alfa Yayınları
Eser Hakkında: Meyra, bir Bosna hikâyesi, Avrupa’nın orta yerinde, bütün dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşen 20. yüzyılın en büyük trajedisine, Bosnalı Müslümanların soykırımına odaklanan bir roman. Tamamen gerçeklere dayanan şahsi hikâyelerden, acılardan yola çıkan Sinan Akyüz, sadece siyasi meseleleri etkili bir biçimde ortaya koymakla kalmıyor, mikro düzeyde iki insan arasında -komşu, arkadaş, sevgili, akraba- oluşan duyguları da ustalıkla gözler önüne seriyor.
SİNEMA DALINDA Nazif Tunç başrolleri Halil Karaata ve Hacer Kızılhan’ın paşlaştıkları Karınca Filmi
Karınca filmi, iyilik niyetiyle yaptığı yardımın, istenilmeyen kötü sonuçlara yol açacağını öğrenen orta yaşta bir adamın, hatasını telafi etmek için giriştiği ölümüne mücadelesini anlatıyor, iyilik yolunda her türlü fedakârlığı göze almış bir kahraman var karşımızda. Filim bu yönüyle bir vicdan hikâyesini işliyor.
SÖYLEŞİ DALINDA Ali Işık, Sayılı Gündü Geçti (Hüseyin Su ile yapılan söyleşi)
Ali Işık, Hüseyin Su’yla yaptığı nehir söyleşide sanattan sanatçıya; okurluktan yazarlığa; yayıncılıktan dergiciliğe; öyküden öykücülüğe; dostluktan yol ayrımlarına; en güzeli de hayata ve insana dair düşüncelerini samimi bir üslupla dile getiriyor. Ömrünü kitaplara ve edebiyata adarken nereye gitse yanından ayırmadığı çantasında yalnızca kitaplarını, kalemini, not defterini ve sözlüğünü değil; inançlarını, merhamet ve sadakatini de taşıyan bir yazarın hayatına okur da şahitlik ediyor.
ŞEHİR VE KÜLTÜR DALINDA Necati Tonga, Bir Edebi Muhit Olarak Ankara
Necati Tonga, titiz bir araştırma ile başkent Ankara’nın edebiyat haritasını çıkarıyor. Önce Ankara’nın edebî bir muhit olmasındaki etkenleri belirliyor. Ardından, Ankara’da şair ve yazarların iletişim ortamı olan, eserlerde de yansımaları görülen pastane, lokanta, dergi idarehaneleri, yayınevleri, kahvehane türünden edebiyat mahfillerini inceliyor. Bir Edebî Muhit Olarak Ankara, bir şehrin edebî muhitini anlamak yolunda önemli bir adım olmasının yanı sıra başkentin yakın dönem kültür tarihi ile ilgili önemli bilgiler, belgeler ve fotoğraflar da ihtiva ediyor.
ŞİİR DALINDA Mehmet S. Fidancı, Çiğ ve Mahrem Çolpan Yayınları
Çiğ ve Mahremle şair; zihin dünyasını, kendi sesini, kelimelerini, kelimelerine yüklediği anlamları, duygu zenginliğini ve çağrışım değerlerini, lirik öğeler, göndermeler, bazen hayatın sevinci bazen bunaltısı, bozkırın içinden ve şehirden yaşanmış deneyimler ve şehirli mizacıyla modernizme karşı anlatımını ve şiir varlığını belirliyor. Bu kitapta başat bir tepki söz konusu modernizme.
TELEVİZYON PROGRAMCILIĞI DALINDA Ali Ayçil, Uzun Hikaye
TVNET ekranlarında yayınlanan Uzun Hikâye, kültür alanında tanınmış isimlerin konuk olduğu, kültüre dair her konunun ele alındığı, kültürden edebiyata ve v dünyaya açılan bir program. Uzun Hikâye Ali Ayçil’in sunumuyla televizyonlardaki kültür programı eksikliğini dolduruyordu.
TARİH-ARAŞTIRMA DALINDA
ültekin Yıldız, Osmanlı Devleti’nde Askeri İstihbarat”
Bu çalışma, Osmanlı Devleti’nde istihbarat faaliyetlerinin ne şekilde başladığı ve kurumsallaştığı, nasıl ve kimler tarafından yürütüldüğü, stratejik ve operatif seviyelerdeki karar alma süreçlerine katkısının ne olduğu gibi temel araştırma sorularına karşılaştırmalı askerî tarih yaklaşımıyla ve doğrudan arşiv belgelerine dayanarak cevaplar ortaya koyuyor.
ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ: Alev Alatlı
1944 yılında İzmir’de doğan Alev Alatlı, ilkokul öğrenimine Ankara’da başladı. Babasının subaylık görevi nedeniyle, ilkokul öğrenimini Erzurum’da tamamladı. Ardından ortaokula yine Ankara’da başlayan Alatlı, babasının Japonya’nın başkenti Tokyo’ya atanması üzerine lise öğrenimini Tokyo’da tamamladı. Ardından Türkiye’ye dönerek Ortadoğu Teknik Üniversitesi Ekonomi-İstatistik bölümünde lisans öğrenimi gördü. Alatlı, Amerika’ya giderek yüksek lisans ve Doktora öğrenimini felsefe ve ilahiyat üzerine yaptı. 1974’te Türkiye’ye dönen Alatlı, İstanbul Üniversitesi’nde İktisat Fakültesi’nde öğretim görevlisi ve Devlet Planlama Teşkilatı’nda kıdemli ekonomist olarak görev aldı.
Türk kültürüne, Türk düşüncesine ve Türk edebiyatına yaptığı önemli çalışmalar ve çok sayıda yazdığı eserlerden dolayı üstün hizmet ödülüne layık bulunmuştur.
ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ: İdris Yamantürk (12 Şubat 2021 vefat etmiştir.
1926 yılında Rize’nin Çamlıhemşin-Ortan köyünde doğdu. Erzurum Lisesine parasız yatılı olarak gitti. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik mezunu. GÜRİŞ’i, en büyük dövme ve işleme tesisi PARSAN’ı, MOGAN Holding’i kurdu.
“Vatanımızı daha mamur hale getirmek, milletimizi refaha kavuşturmak için durmadan çalışmak bir vatandaşlık görevidir” sözleriyle anlattığı vatan sevgisi ile yurt içinde ve yurt dışında 100’e yakın eserin yapımını gerçekleştirdi. Zorluklar içinde başlayan hayatında herkes tarafından çok sevilen, saygı duyulan, kendisini ülkesine adamış ve sayısız başarıya imza atmış bir insan olarak ardında büyük bir iz bıraktı…
Bir işadamı olarak Türk ekonomisine ve sanayisine yaptığı katkıların yanı sıra aynı zamanda kültürümüze hizmet yolunda kurulmuş dernek ve vakıflara verdiği desteklerden dolayı üstün hizmet ödülüne layık bulunmuştur
ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ: Prof. Dr. Muhittin Serin
1945’te Tokat’ın Turhal ilçesinin Üzümören köyünde doğdu. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nü bitirdi. Yüksek eğitim ve öğrenim sırasında Kemal Batanay’dan ta’lîk yazı meşk etmiş ve icazet almıştır. 1983’te Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Türk-İslâm sanatları alanında sanatta yeterlilik (doktor), 1983’te Marmara Üniversitesi Türk-İslâm Sanatları İlâhiyat Fakültesi Anabilim Dalı’nda yardımcı doçent, 1992’de doçent, 1998 senesinde profesör olarak 12 Ocak 2012 târihine kadar görev yaptı. Serin, yurt içinde ve yurt dışında çeşitli hat sergilerine katılmış ve seminerler vermiştir. Hat sanatıyla ilgili çok sayıda ulusal ve uluslararası dergilerde yayımlamıştır.
Gelenekli sanatlarımızdan olan hat sanatında bugüne kadar yapmış olduğu önemli çalışmalar ve hat sanatına yönelik vermiş olduğu kaynak eserlerden dolayı üstün hizmet ödülüne layık bulunmuştur.
2021 ESKADER ÖDÜLLERİ
2021 ödüllerinde 11 dal
ARAŞTIRMA DALINDA:
MUSTAFA KOÇ, Revnakoğlu’nun İstanbul’u, İstanbul’un İç Tarihi: Fatih, Fatih Belediyesi Yayınları.
Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk yarım yüzyılına tanıklık eden tarihi arşiv, eski eserler ve kitabeler uzmanı olan Cemaleddin Server Revnakoğlu; şeyhlerden hattatlara, şehrin derin hafızasına işlemiş kim varsa onlarla hemhâl olmuş bu kimselerden kıymetli bilgiler devşirmişti. 5350 dosyalık arşivinde yaptığı çalışmalar, Prof. Dr. Mustafa Koç tarafından derlendi ve Fatih Belediyesi Kültür Yayınları içerisinde iki cilt olarak okurlara sunuldu (tamamı 5 cilt olacak) Eserde, Aksaray, Belgradkapı, Mevlânakapı, Silivrikapı, Topkapı, Şehremini, Samatya, Yedikule ve Haseki semtlerinin kültürel dokusuna ait daha önce yayımlanmamış bilgilere yer veriliyor.
Deneme DALINDA:
Prof. Dr. Cemal Kurnaz, Yunus’un Nefesi, Post Yayınları .
“Yunus’un önemi ne?” sorusuna “O bir devrimci, bir müceddit. Oğuz Türkçesinin ‘kurucu babası’. Türkçeyi Anadolu’da edebî dil hâline yükselten adam. Hikmetleriyle Türkistan göçebelerine ruh üfleyen Yesevi gibi. Onun sözleri her dem yeni.” şeklinde cevap veren Cemal Kurnaz, deneme yazılarını topladığı eserle deneme dalında ödüle layık görülmüştür.
HATIRAT DALINDA:
Prof. Dr. Ahmet Emre Ateş, Her Sayfası Altın Değerinde: Ahmet Ateş, Büyüyen Ay Yayınları.
Bir bilim insanının hayatından yola çıkarak, ailesiyle içinde bulunduğu şehrin, toplumun ve ülkenin tarihini yeniden keşfetmeye imkân veren, üç nesildir akademisyen olan bir ailenin hayat hikâyesini, biraz otobiyografik, biraz monografik tarzda kaleme alan torun Ahmet Emre Ateş, bu çalışmasıyla hatırat dalında ödüle layık görülmüştür.
HİKÂYE DALINDA:
Yücel Öztürk, Kuş Kesen, Ötüken Neşriyat.
Kendimizden çok şeyler bulacağımız, hasretin, umutların, acıların özenli ve özel bir üslupla anlatıldığı Öztürk’ün Kuşkesen isimli eseri, 7 hikâyeden oluşuyor. Aile, sevgi, kardeş, eş, arkadaş, anne-baba, babaanne kavramlarının yoğun kullanıldığı hikâyeler, damıtılmış bir Türkçe lezzetiyle bizi bize anlatıyor. Çocuk kitapları da yazan Yücel Öztürk, ikinci kitabı Kuş Kesen adlı eseriyle hikâye dalında ödüle layık görülmüştür.
İNCELEME DALINDA:
Prof. Dr. Mehmet Samsakçı, Tütmeye Devam Eden Buhurdan: Yahya Kemal, Ketebe Yayınları.
Prof. Dr. Mehmet Samsakçı, Yahya Kemal’in şahsiyetini, edebiyatını, 1925 Türkiye-Suriye Tahdid-i Hudut Komisyonu Üyeliği’nde görevli iken Ankara’ya gönderdiği raporlardan yakın dönem Türk siyaseti ve edebiyatına dair gün yüzüne çıkmamış notlarına; eserlerinin kitap hâlinde ilk neşri meselesinden vasiyet davalarına kadar pek çok önemli bilgiyi incelediği Tütmeye Devam Eden Buhurdan adlı eseriyle inceleme dalında ödüle layık görülmüştür.
KLASİK TÜRK SANATLARI DALINDA: Duygu Orak, Ebru sanatı.
“Renklerle suyun o muhteşem ahengi sanatkâr yüreklerde bir çarpıntı oluyor. Renkler âleminde dolaşıyor, çiçekleri kokluyor ve ‘Biz her şeyi sudan yarattık.’ ayet-i kerimesine tutunuyorum. Bir seste, bir renkte, bir tat yahut bir yüzde, bir kelimede kayboluyorsam O’nu aradığımdan.” Duygu Orak, Ebu alanında ortaya koyduğu nitelikli çalışmalarıyla, Klasik Türk Sanatları dalında ödüle layık görülmüştür.
ROMAN DALINDA: Sultan Polat, Altın Kubbenin Esrarı, Kapı Yayınları.
Mimar Sinan çağına geniş bir pencere açıp, okuru o pencereden Sinan’ın ‘Yoluna’ tanık olmaya çağıran eseriyle Sultan Polat, roman dalında ödüle layık görülmüştür. Olayların geçtiği dönemlerin insan davranışları ve tutumlarının dil, üslup, mekânların yerli yerinde olduğu Mimar Sinan’la beraber gezmenin romanı… Büyük emek ve gayretle yazılmış Altın Kubbenin Esrarı adlı roman Sultan Polat’ın dördüncü eseridir ve yazar, edebî çalışmalarına aralıksız devam etmektedir.
ŞEHİR/KÜLTÜR DALINDA:
Sait Ebinç, Mektepten Memlekete Bir Şehir Estetiği Van, Ötüken Neşriyat.
Cumhuriyet ilanından önceki eski şehirden başlayarak günümüze kadar Geçmişten geleceğe Van şehrini seyrettiren ve şehir içinde gündelik hayatın, yani sıradan olanın tarihi üzerinden hareketle ele aldığı Mektepten Memlekete Bir Şehir Estetiği Van adlı eseriyle Sait Ebinç, Şehir/Kültür dalında ödül almaya layık görülmüştür.
ŞİİR DALINDA Fatma Aksu, Duvarından Memnun Olmayan Taş, Söğüt Kitaplığı.
Şiirlerinde kullanılan dilin yalınlığı ve her kesimden okur için anlaşılabilir bir üslup bütünlüğü ile yapılmış olması, halk edebiyatından divan edebiyatına, Batılı yazarlardan Şark klasiklerine kadar geniş bir imge dünyası ve mecaz kullanımı ile Duvarından Memnun Olmayan Taş adıyla yayınladığı şiirleriyle, Fatma Aksu Şiir dalında ödüle layık görülmüştür.
İLK KİTAP DALINDA
Süheyla Karaca Hanönü, Karaca Gözü, Okur Kitaplığı.
Kalem, kelamın titiz ve gizem hâline tekabül ediyor onda. Edebiyatı ‘gıybet’ olarak görmeyenlerden, aksine onu kıymetli hâle getirenlerden; kelamın kıyamı olan kaleme hürmetine tanıktır kaleme aldıklarıyla Süheyla Karaca Hanönü, Karaca Gözü adlı eseriyle, İlk Kitap dalında ödüle layık görülmüştür.
Üstün Hizmet Ödülü: Prof. Dr. Sadettin Ökten.
1 Eylül 1942 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası İmam – Hatip Okulları’nın kurucusu olarak bilinen Mahmut Celâleddin Ökten’dir. Çocukluğu ve gençliği İstanbul’un Fatih ilçesinde geçmiştir. Vefa Lisesi’nde, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği okudu. Prof. Dr. Sadettin Ökten, şehir ve medeniyet, özellikle de İslam medeniyeti konularındaki konuşma ve çalışmaları ile tanınır. Çeşitli üniversitelerde Bilim Tarihi, Yapı Teknolojisi Tarihi, Kent Kültürü ve Kent Estetiği dersleri verdi. Sadettin Ökten, yapı mühendisliği alanındaki eğitim–öğretim ve araştırma faaliyetlerinin yanında proje düzeyinde meslekî uygulamalar da yapmış ve yapmaktadır. Ayrıca bilim tarihi ve felsefesi, kültür, medeniyet ve sanat alanlarında özel ilgi sahibidir. Bu konudaki çalışmalarını farklı üniversitelerde verdiği Bilim Tarihi, Yapı Teknolojisi Tarihi, Kent Kültürü ve Kent Estetiği dersleri ile değerlendirmiştir. Hâlen meslekî faaliyetinin yanı sıra kültür ve sanat alanındaki çalışmalarını da sürdürmektedir. Prof. Dr. Sadettin Ökten, Türk kültür ve düşünce hayatına yaptığı katkılardan dolayı üstün hizmet ödülüne layık görülmüştür.
KAYNAK: Menekşe Özkaya Tutum