Efes Antik Kenti’nde Kovid-19 salgını döneminde düşen ziyaretçi sayısı, hastalığın etkilerinin azalması ve kruvaziyer turizminin canlanmasıyla …
Efes Antik Kenti‘nde Kovid-19 salgını döneminde düşen ziyaretçi sayısı, hastalığın etkilerinin azalması ve kruvaziyer turizminin canlanmasıyla günlük 10 bine yaklaştı.
Celsus Kütüphanesi, Yamaç evleri, antik tiyatrosu ve ihtişamlı tapınaklarıyla dünyanın dört bir yanından ziyaretçiyi kendisine çeken UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki antik kent, salgın öncesinin hareketli günlerine dönüyor.
Amerika’dan Avrupa’ya, Avustralya’dan Uzak Doğu’ya her bölgeden ve yaş grubundan turist, Efes’in binlerce yıllık caddelerini yeniden dolduruyor, tarihi mekanlarda fotoğraf çekerek ziyaretlerini ölümsüzleştiriyor.
“Efes’te bir antik kenti çok iyi algılayabilirsiniz”
Efes Arkeoloji Müzesi Müdürü Cengiz Topal, AA muhabirine, antik kentin dünyanın en eski kazı alanlarından biri olduğunu söyledi.
Kazı sonrası düzenlenen Celsus Kütüphanesi gibi alanların uluslararası platformlarda tanınırlığa sahip olduğunu belirten Topal, şöyle konuştu:
“Burada bir antik kenti çok iyi algılayabilirsiniz. Kapılarıyla, caddeleriyle, kamusal yapılarıyla, sivil yapısıyla çok iyi algılanır. İlk yerleşimden bugüne baktığımızda, milattan önce 6 bin 500 yılına inen, yani yaklaşık 8 bin 500 yıllık bir süreci gözlemliyoruz.”
“Kruvaziyerlerdeki ziyaretçilerimiz çoğunluğu oluşturuyor”
Bölgedeki turist hareketliliğini “salgın öncesi” ve “salgın sonrası” dönemlerine göre değerlendirdiklerini ifade eden Topal, şunları kaydetti:
“Pandemi öncesinde (yılda) 2 milyona yaklaşan ziyaretçimiz vardı. Bazen 2 milyonu da geçiyordu. Salgın döneminde malum bu sayı oldukça düştü, 400 binlere kadar geriledi. Geçen yıl 600 binler civarındaydı. Ancak şimdi ziyaretçinin hem potansiyeli arttı hem de sayısal olarak bir artış gözlemliyoruz. 2022 yılı başından bu yana antik kent yeniden ziyaretçi akınına uğradı. Geçen ay sonu itibarıyla 215 bine ulaştık ve bu sayı giderek artıyor. Günlük ziyaretçi ortalamamız 8-10 bin civarına doğru gidiyor, bu iyi bir durum. Bu yıl pandemi öncesine döneceğiz gibi görünüyor. Özellikle İzmir ve Kuşadası limanlarına gelen kruvaziyerlerdeki ziyaretçilerimiz çoğunluğu oluşturuyor.”
Kruvaziyer büyüklüğüne göre ziyaretçi sayısının da değiştiğine işaret eden Topal, Kuşadası Limanı’na 3 gemi yaklaştığı günlerde yaklaşık 5 bin ziyaretçinin Efes’e geldiğini dile getirdi.
Ziyaretçilerin lerine göre ziyaret tarihlerinin de farklılık gösterdiğini anlatan Topal, “Kruvaziyerden bahsettiğinizde daha çok Amerikalı ve Avrupalı turistten bahsediyoruz ama Uzak Doğu’dan gelenler de var. Uzak Doğulular daha çok sonbahar aylarında geliyor.” diye konuştu.
Topal, sadece kruvaziyer ile değil, çeşitli tatil turları ve bireysel gezi programları ile alana gelenlerin sayısının da gittikçe yükseldiğini, yerli turistin de Efes’e büyük ilgi gösterdiğini vurguladı.
Farklı bölgelerden gelenler
Endonezya’nın başkenti Jakarta’dan bölgeye gelen Dewi Hidayat, hayranı olduğu Türkiye’yi ikince kez ziyaret ettiğini söyledi.
Efes Antik Kenti‘ni ise ilk kez gördüğünü ve çok etkilendiğini kaydeden Hidayat, “Burası çok güzel ve tarihi bir yer. Yeniden geleceğim ve bir kez daha gezeceğim.” dedi.
Bulgaristan’ın başkenti Sofya’dan Milko Stefanov da Türkiye’ye daha önce İstanbul’u gezmek için geldiğini dile getirdi.
Binlerce yıllık tarihe sahip Efes’i görmeyi de çok istediğini ve arkadaşlarıyla ikinci bir ziyaret planladığını anlatan Stefanov, “Birçok antik kent gördüm ama burası çok farklı, çok güzel.” diye konuştu.
Öğrenci turları da yapılıyor
Kruvaziyer ve diğer yollarla bölgeye gelen turistlerin yanı sıra Efes Antik Kenti’ni dolduranlar arasında öğrenci grupları da yer alıyor.
19 Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Alper Yılmaz, 51 öğrenci ile Efes’e geldiklerini aktardı.
Batı Anadolu’nun arkeolojik yerlerindeki ders niteliğinde gezilerin öğrenciler için çok faydalı olduğuna işaret eden Yılmaz, “Derslerde gördükleri yapıları, kentleri yerinde görmenin heyecanını yaşıyorlar. Derslerde gördükleri mimarlık yapıları, heykeltıraşlık eserlerini yerinde gözlemlemeleri onları çok heyecanlandırdı. Arkeoloji eğitimlerine de çok katkı sağladı.” ifadelerini kullandı.