Duygusal bir kişiliğe sahipseniz bu yazıyı mutlaka okuyor. Duygusallık fiziksel sağlığınızı ve işinizi olumsuz etkileyebilir.
Duygusallığa Sınır Koymayı Bilin ! Kontrolsüz duygular, iç dünyamızda fırtınalar estirirken, dış dünyamızla ilişkilerimizde de ciddi sorunlara yol açabilir.
Duygular, kontrol edilmediği sürece kişinin yanlış kararlar vermesine ve hata üzerine hata yapmasına sebebiyet verebiliyor.
Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız, duyguların önemini vurgularken, aynı zamanda onların dizginlenmesi gerektiğini belirtti. Peki, duygusallık nedir, hangi tür kişilerde daha sık görülür ve duygularımıza her zaman kulak vermeli miyiz? İşte bu soruların cevapları…
Duygusallık Nedir ?
Duygusallık, yaşam olaylarına karşı aşırı tepkiler verme, duyguların yoğun bir şekilde yaşanması ve bu durumun günlük yaşamı olumsuz etkilemesi olarak tanımlanabilir. Duygusal insanlar; sevinç, üzüntü, öfke gibi duyguları daha yoğun yaşar ve bu duyguların etkisi altında daha kolay davranış sergilerler. Çoğu zaman bu yoğun duygular kişinin diğerleri tarafından manipüle edilmesine yol açabiliyor.
Hangi Tip Kişilerde Daha Çok Görülür ?
Duygusallık, kişiliğin bir parçası olabileceği gibi, yaşadığı deneyimler ve çevresel faktörler tarafından da şekillenebilir. Hassas, empatik ve duygusal zekası yüksek bireylerin daha duygusal olduğu söylenebilir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmalar, duygusal zeka düzeyi ve genetik yatkınlık, duygusallığın artmasına neden olabilir. Duygusal olarak ihmal edilen çocuklar, yetişkinlik dönemlerinde daha duygusal bir kimlik edinmiş olabiliyor.
Duyguların Sesini Dinlemek Her Zaman Doğru mu ?
Duygularımız, iç sesimizdir ve bizi yönlendirir. Ancak her zaman doğru kararlar vermemizi sağlamaz. Örneğin, öfke anında verilen kararlar, sonradan pişmanlık yaratabilir. Bu nedenle, duygularımızı dinlerken aynı zamanda aklımızı da kullanmalı ve mantıklı kararlar vermeye özen göstermeliyiz. Yani kısaca duygularımızı, mantığımız ile harmanlamalıyız.
Duygusal Kişiler Olaylardan ve Sözlerden Daha mı Çabuk Etkilenir?
Evet, duygusal kişiler, olaylardan ve sözlerden daha çabuk etkilenirler. Hatta yaşanan bir durum sonrasında bu konuda uzun süre düşünceler yaşayabilir. Çünkü duygularına daha fazla odaklanırlar ve dış dünyadaki uyaranlara karşı daha duyarlıdırlar.
Duygusallıkta Sınır Olmalı mı ? Neden ?
Kesinlikle evet! Duygusallıkta sınır bilmek, hem kendimiz hem de çevremiz için daha sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlar. Kontrolsüz duygular, ilişkilerimizi zedeler, iş hayatımızı olumsuz etkiler ve hatta fiziksel sağlığımızı bile tehdit edebilir. Duygularımızı yönetmeyi öğrenmek, hayatın zorluklarıyla başa çıkmamızı kolaylaştırır ve daha mutlu bir yaşam sürmemizi sağlar. Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız,” Unutmayın: Duygularınızla barışık yaşamak önemlidir, ancak onları kontrol altına almak da en az onun kadar önemlidir” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)