Bağımsızlık süreçleri Batı destekli Maydan protestolarına kadar dayanan Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri, yaklaşık 8 senedir Ukrayna …
Bağımsızlık süreçleri Batı destekli Maydan protestolarına kadar dayanan Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri, yaklaşık 8 senedir Ukrayna güçleri tarafından saldırı altında. Saldıran güçlerinin arasında neo-Nazi kuvvetleri Azak Taburu ve Sağ Sektör’ün de olduğu bölgede, 8 sene içerisinde 2 bin 600 sivil hayatını kaybetti. 17 Şubat itibariyle Ukrayna kuvvetlerinin Donetsk ve Lugansk’a yönelik saldırılarını artırması üzerine, Rusya lideri Putin Ukrayna’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerini tanıdığını açıkladı. Bölgeden, Rusya’ya sivil tahliyesi ise sürüyor.
17 senedir Donetsk’te yaşayan ve işletme sahibi olan bir Türk, Ukrayna tarafından 8 sene boyunca yaşadıkları saldırıları ve süreci Sputnik’e anlattı.
İçme suyu üreten ve dağıtımı yapan bir işletmenin sahibi olduğunu söyleyen Donetsk sakini 2014 yılında şehrin bombalanan kısımlarından arkadaşlarını şehir merkezine doğru getirdiklerini söyleyerek “Şehir dışında kalan ve bombalanan bölgelerden arkadaşlarımızı şehir merkezine aldık. Genelde bombalanan bölgeler Donetsk’in çevresi, Ukrayna ile sınırının olduğu bölgeydi. Şehir merkezine de düştü, ilk zamanlar uçaktan da saldırı yapıldı. Süreç bu şekilde devam ediyor, hiçbir değişiklik yok. Hala vurmaya devam ediyorlar” dedi.
‘Ukrayna tarafı evmiş, işyeriymiş, hiçbir yere gözetmeden bomba atıyordu, çok ölen oldu’
Donetsk sakini, Minsk anlaşmaları yapılmadan önce çok yoğun bir ateş hattında olduklarını söyleyerek “Ummadığımız yerden bir bomba gelebiliyordu. Balkona çıktığımızda gözümüzle görebiliyorduk havada olan roketleri. Bu yüzden şu anki durum, imzayı attıktan sonra savaşın 2014-15 gibi olma ihtimali çok yüksekti çünkü şehir merkezine çok sayıda bomba düştü. Atan taraf, yani Ukrayna tarafı, hiçbir yer gözetmeksizin, evmiş, işyeriymiş, alışveriş merkeziymiş veya askeri bir yermiş diye düşünmeden attığı yere atıyordu. Çok ölen oldu. Şu son zamanda benim tahminimce 22 kişi öldü, 4-5’i de çocuktu, bebekti. Dün akşam da çok bombalandık. Her akşam saat 7 ile 12 arasında herkes sessizce bekliyor nereden düşecek diye. Zaten atıldığında sesini duyuyoruz, düştüğünde de duyuyoruz. Şehir ufak olduğu için nereden atıldığını tahmin edebiliyoruz az çok. Sesi duyduğumuz herkes bir yerlere kaçışıyor, çünkü nereye düşeceği belli değil. Ama tabii bu taraftakiler de oraya atıyor, karşılıklı yani. Sadece Ukrayna atıyor diyemem. Burası da sınırını genişletmek istiyor” diye konuştu.
‘2014’ün başlarında çok gıda sıkıntısı çektik, şu an tüm marketler dolu, elektriğimiz, suyumuz, internetimiz var’
Yaşadıkları zorlukları aktaran Donetsk sakini şu ifadeleri kullandı:
‘Türk televizyonlarını izlediğimizde sinirleniyoruz, bir Ukrayna sevdasıdır gidiyor’
“Biz burada 20-25 aileyiz. Hiçbirimiz Türk televizyonlarını izleyemiyoruz. Bütün Türkiye kanalları bir Ukrayna sevdasıdır, gidiyor. Ben seyrettiğimde sinirleniyorum, tansiyonum çıkıyor. Bizi zamanında burada vuran önce Poroşenko sonra Zelenskiy idi. Minsk anlaşmasına hiç uymadılar” diyen işletme sahibi Donetsk’te yaşayan Türk, Türkiye’ye gelmek için pek çok prosedürü aşmaları gerektiğini aktardı:
‘Bizi bu kadar seviyorlarsa neden bu zulmü yaptılar’
‘Burada da sivil halk çok öldü, yancılık yapmasınlar, gerçek haberleri yapsınlar’
Yayın kuruluşlarına eleştiri de getiren Donetsk sakini “Türkiye’de yaşayanlar bizim burada yaşadıklarımızı bilemezler, gelip görmedikleri için. Yayın kuruluşlarına seslenmek istiyorum. Burada da sivil halk çok öldü. Yancılık yapmasınlar, gerçek haberleri yapsınlar. Örnek vereyim bir Türk televizyonu öyle bir anlattı ki burada olanları, Türkiye’de yaşayan akrabalarımız endişelendi. Muhabir Donbass’ta olduğunu söyledi, Ukrayna askerlerini buranınkiler sandı. Yanından Ukrayna polisi geçiyor, ‘bunlar Rus yanlısı polisler, devriye atıyorlar’ diyor. Gözümüzün önünde adam onunla Ukraynaca konuşuyor, yalan yanlış haberler yapıyorlar. Gerçekten artık Türk kanallarını izleyemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Donetsk sakini süreç boyunca Türkiye tarafından bir tahliye talebi gelmediğini aktararak “Burada savaş yoğun olduğu zaman, bize herhangi bir el uzatılmadı. Bize ‘gelin sizi çıkaralım’ demediler. Unutulduk. Konsolosluklardan, büyükelçiliklerden arayan soran çok var, sağ olsunlar ama ‘müdahale edemiyoruz’ diyorlar” dedi.