enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,3195
EURO
37,3156
ALTIN
3.029,63
BIST
8.875,43
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
19°C
İstanbul
19°C
Açık
Cumartesi Çok Bulutlu
15°C
Pazar Az Bulutlu
15°C
Pazartesi Çok Bulutlu
15°C
Salı Az Bulutlu
16°C

“Doktorların moral ve motivasyonu düşüyor”

Doktor-hasta ilişkisinin son derece özel ve hassas bir ilişki olduğunu belirten uzmanlar, hasta ve hasta yakınları tarafından şiddete uğramanın …

“Doktorların moral ve motivasyonu düşüyor”
14.03.2022
176
A+
A-

Doktor-hasta ilişkisinin son derece özel ve hassas bir ilişki olduğunu belirten uzmanlar, hasta ve hasta yakınları tarafından şiddete uğramanın hekimlerin moral ve motivasyonunu düşürdüğüne dikkat çekiyor. Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “Şiddet hekimin yaptığı işe, hizmet sunduğu insan topluluğuna yabancılaşma, duygusal uzaklık yaratmaktadır. Doktor bu uzun ve zorlayıcı eğitimlerin sonucunda geldiği noktada kendini varoluşsal sorgulama yaparken bulabilir. Bunun üstesinden gelemeyen hekimlerde, motivasyon kaybı işe yönelik dikkat, konsantrasyon kaybı ortaya çıkabilir. İşin zorluklarına karşı tolerans kaybıyla birlikte, ister istemez iş verimini de düşürebilir.” uyarısında bulunuyor.

İSTANBUL (İGFA)- Tıp Bayramı, her yıl 14 Mart günü kutlanan, Türkiye’de tıp alanından çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği bir anma ve kutlama günüdür. Pandemiyle beraber zorlu iki yılı geride bırakan doktorlar, son günlerde şiddet haberleriyle de gündeme geliyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, doktora şiddet konusunda değerlendirmede bulundu.

Şiddet kimden gelirse gelsin, uygulayan tarafa karşı olumsuz duyguları tetikler, kişiler arası ilişkiyi ciddi şekilde hasara uğratır” diyen Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, şunları söyledi: “Doktor-hasta ilişkisi son derece özel ve hassas bir ilişkidir. Hasta, hayatının belki de en önemli/zor sorunuyla doktor karşısındadır. Doktor, bir insanın alabileceği en büyük sorumluluğun yükünü omuzlarında taşımakta, hastası için en iyi hizmeti sunmaya çalışmaktadır. Böyle bir karşılaşmada hasta/hasta yakınları tarafından şiddete uğramak, hekimlerin, en hafif tanımlamayla moral ve motivasyonunu düşürmektedir. Daha kötüsü yaptığı işe, hizmet sunduğu insan topluluğuna yabancılaşma, duygusal uzaklık yaratmaktadır. Doktor bu uzun ve zorlayıcı eğitimlerin sonucunda geldiği noktada kendini varoluşsal sorgulama yaparken bulabilir. Bunun üstesinden gelemeyen hekimlerde, motivasyon kaybı işe yönelik dikkat, konsantrasyon kaybını getirecektir. İşin zorluklarına karşı tolerans kaybıyla birlikte, ister istemez iş verimini de düşürebilir.”

“ŞİDDETE EN ÇOK ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU OLANLAR BAŞVURUYOR”

Hekime yönelik şiddetin çoğunlukla hastanın bizzat kendisinden değil de hasta yakınlarından geldiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “En sık gördüğümüz örnek, ağır hastalığı olan bir bireyin yaşamının sonlanması ya da tedavinin ‘beklenen’ sonucu vermemesi. Bazen talep edilen bir reçetenin yazılmaması bile şiddetin sebebi olabilmektedir. Böyle durumlarda hekime şiddet uygulayan bireylerin kişilik yapılanmalarında ciddi bir defekt olduğunu söyleyebiliriz. Şiddete en çok başvuranlar, antisosyal kişilik bozukluğu olanlardır. Bu yapıdaki bireyler, hayatın getirdiği sorunların sebebi ve sorumluluğunu kendi üzerine almayan, daima ‘öteki’ kişileri suçlayan, sosyal normlara uygun davranmayan, saldırganlık dürtülerini kontrol etmeye çalışmayan, kolayca suç işleyebilen ve bundan da asla pişmanlık, vicdan azabı duymayan kişilerdir.” diye konuştu.

KENDİLERİNE ZAMAN AYIRMALILAR

Doktorlara yaşadıkları bu sorunlar karşısında ruh sağlıklarını korumaları için önerilerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, “Sorunu kendi kişiliklerine yönelik gibi algılamadan olaylara geniş bir perspektiften bakmalarını tavsiye edebiliriz. Hekimlere mesleki ve yaşam tercihlerini salt şiddet olgusu nedeniyle sorgulamamaları, yaşanan olumsuz dönemin sonlanacağına dair umudu korumaları, sabırla sevdikleri mesleği devam ettirirken, kendilerine ve sevdiklerine zaman ayırmayı ihmal etmemeleri, ruh ve beden sağlıklarına iyi gelecek aktiviteleri yapmalarını önerebiliriz.” diye konuştu.

HEKİMLER MESLEKİ DAYANIŞMA İÇİNE GİRMELİ

Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, sorunların kendiliğinden çözülmesini beklemenin gerçekçi bir yol olmadığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Bu noktada hekimlerin yapabileceği; mesleki dayanışma içinde hareket etmek, hekim ve hasta haklarını birbirinden ayırmadan, bu mesleğin temel felsefesi olan ‘toplumun tüm bireylerine nitelikli, eşit sağlık hizmeti’ sunma idealini ve bu hizmeti sunarken gereksinim duyulan nitelikli tıp ve uzmanlık eğitimi, güvenli ve çağdaş donanıma sahip çalışma ortamı, hekimlerin özlük hakları vb. konulardaki taleplerini her fırsatta dile getirmek, kamuoyu oluşturmaya çalışmaktır.”

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.