Doğa Derneği, doğa mücadelesinde yaşanan hak ihlalleri için BM İnsan Hakları Konseyi’ne başvuru süreci ve izlenecek aşamaları anlatan bir rehber …
Doğa Derneği, doğa mücadelesinde yaşanan hak ihlalleri için BM İnsan Hakları Konseyi’ne başvuru süreci ve izlenecek aşamaları anlatan bir rehber yayımladı.
İSTANBUL İGFA- Son yıllarda artan maden, enerji ve tarım projelerindeki yanlış planlamalar sonucunda doğa ve doğal yaşam alanlarının tahribatında geri dönülmez kayıplar yaşanıyor. Bu tahribata kayıtsız kalmayan kişi ve kurumların doğanın yok edilişine karşı verdiği mücadeleise her geçen gün artıyor. Doğasını savunmak isteyen halk sesini duyurmak için pek çok yola başvuruyor ancak uluslararası prosedürleri bu süreçte sınırlı seviyede kullanabiliyor.
Etkiniz AB Programı desteği ile hazırlanan rehber, Birleşmiş Milletler mekanizmaların nasıl kullanabileceğini ve başvuru yöntemini açıklayarak doğasını savunmak isteyenlere yol göstermeyi amaçlıyor. Rehberde, doğa mücadelesi ve hak ihlallerinde Birleşmiş Milletler mekanizmaları, İnsan Hakları Konseyi özel prosedürleri ve başvuru süreçleri yer alıyor.
DOĞANIN YOK EDİLMESİ AYNI ZAMANDA İNSNA HAKLARI İHLALİ
Yaşam alanlarını ve doğayı tahrip eden projeler ve yanlış uygulamalar aynı zamanda insan hakları ihlali sayıldığı için BM İnsan Hakları Konseyi’ne başvurulması doğa savunucularına mücadelelerinde büyük destek sağlıyor. Rehberi yayına hazırlayan Doğa Derneği Hukuk Danışmanı Av. Özlem Altıparmak “Doğa mücadelesi ve buna bağlı hak ihlalleriyle ilgili olarak kendi hukukumuzdaki adalete erişim mekanizmalarını biliyor ve kullanıyoruz. Ancak Birleşmiş Milletler mekanizmaları ve uluslararası savunuculuk yöntemleri dil engeli ve bilgi eksikliği nedeniyle ne yazık ki etkili bir şekilde kullanılamıyor. Bu rehberin doğa mücadelesi ve hak ihlallerinde etkili ve yaygın kullanılan bir kaynak olmasını arzuluyoruz. Doğanın hakkını savunmak için bütün mekanizmaları ve savunuculuk yöntemlerini kullanmaya devam edeceğiz.” dedi.
Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç ise rehber hakkında şunları söyledi “Doğanın haklarını 20 yıldır savunuyoruz. Bu süreçte hem ulusal hem uluslararası mekanizmalar hakkında elde ettiğimiz bilgi ve deneyimi paylaşmak bizim temel görevimiz. Türkiye’de yaşanan hak ihallerine pek çok örnek gösterebiliriz. Bir gölün kurutulması sadece kuşların değil balıkçıların da yaşamını olumsuz etkiliyor. Bir dağın madenlerle parçalanması sadece yaban hayatının değil oradaki arıcılar gibi üreticilerin de yaşam hakkını ihlal ediyor. Yayımladığımız rehbermücadelesini uluslararası platforma taşımak isteyenler için yol gösterici olacak veBM İnsan Hakları Konseyi’nekolayca başvuru yapmakmümkün olacak. Doğanın sesi olmak ve onu çoğaltmak için hep birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.”