enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
32,3775
EURO
35,0510
ALTIN
2.326,39
BIST
9.080,93
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
22°C
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
19°C

Deprem Sonrası Akut Stres Bozukluğuna Dikkat!

‘Yaşamımızı, yaşam şeklimizi değiştiren kriz olarak adlandırdığımız her türlü olay ya da durumu travma olarak adlandırabiliriz. Ancak her kriz travma sonrası stres bozukluğu oluşturacak diye bir durum söz konusu değildir.’

Deprem Sonrası Akut Stres Bozukluğuna Dikkat!
20.02.2023
70
A+
A-

Travma Sonrası Neler Yaşıyoruz?

‘Yaşamımızı, yaşam şeklimizi değiştiren kriz olarak adlandırdığımız her türlü olay ya da durumu travma olarak adlandırabiliriz. Ancak her kriz travma sonrası stres bozukluğu oluşturacak diye bir durum söz konusu değildir.’

Şu anda hepimiz doğrudan ya da dolaylı olarak travmaya maruz kalıyoruz. Travma yaşadıklarımızın fazla gelme, taşıyamama hali olarak tanımlayabiliriz. Akut kriz anında gösterdiğimiz tutumlar ya da duygusal değişimler doğrudan TSSB yaşadığımız ya da yaşayacağımız anlamına gelmez. Aniden gelişen deprem gibi beklenmedik kriz durumları karşısında bazı tepkiler gösterebiliriz. Sinir sistemimiz bu aniden gelişen durum karşısında zorlanabilir. Bu zorlanma normalden farklı olarak kalp çarpıntısı, nefes darlığı, göğüste sıkışma gibi fizyolojik tepkiler ya da ağlama nöbeti, öfke krizi, donup kalma, üzüntü, korku, keyifsizlik, suçluluk gibi duygusal tepkiler göstermemize neden olabilir. Tüm bunlar bu süreçte son derece normaldir. 

‘Akut stres belirtilerinden ziyade travmayı nasıl işlediğimiz TSSB ‘min oluşumunda belirleyici bir faktördür’

Çalışmalar deprem gibi afet olaylarında üç ve dördüncü haftadan sonra gösterdiğimiz belirtilerin TSSB oluşumuna dair ilk işaretler olduğunu göstermektedir. TSSB’nun sinyalleri çoğunlukla kriz anının sonlandığı noktada başlamaktadır. Ancak halen bir kriz anı içerisindeyiz ve bu kriz henüz sonlanmadı. Artçı depremler, enkaz altında kalan insanlar, hasar gören binaların başında bekliyoruz. Hepimizi doğrudan ya da dolaylı yoldan bu krize şahit oluyoruz. 

İkincil Travmanın Oluşumunda Koruyucu Önlemler Nelerdir?

Gördüğümüz, duyduğumuz ve izlediklerimiz ‘’İkincil Travma’’ oluşumuna neden olabilmektedir. Travmanın işlenmesi TSSB önlemede oldukça önemlidir. Her yaş grubu için travmayı işlemede yardımcı olacak önlemleri şu şekilde özetleyebilirim:

Güvendesin mesajı verin:

Günlük rutinlerimizle kendimize özellikle şu dönemde en çok ihtiyaç duyduğumuz ‘’güvendesin mesajını’’ verebiliriz. Rutinlerinize devam etmek için çabalayın: Rutinler içinde bulunduğumuz yoğun belirsizlik halini bir nebze belirli hale getirerek kişinin kendisini güvende hissetmesini sağlar.   Belirli bir yerde ve saatte yemek yemek, temizlik yapmak, sohbet etmek, çocuğunuzla ilgilenmek, belirli bir yerde yürüyüş yapmak vb. günlük rutinlerinizi bu süreçte yeniden oluşturmaya çalışın.

Sosyal medya ve haber kanallarına aşırı maruz kalmaktan kaçının:

Bu süreçte belirsizliğin oluşturduğu kaygıyla baş edebilmek için sosyal medya ve haber kanallarına sürekli olarak kendinizi maruz bırakıyor olabilirsiniz. Bu noktada bilgi edinecek ve yardımcı olacak kadar sosyal medyayı kullanmak ikincil travmanın oluşumunu önlemek açısından oldukça önemli.  

Duyguları ifade edin ve temas halinde olun:

Gün içerisinde yakınlarınızla ‘’Ne hissediyorum?, Hangi görüntüden nasıl etkilendim?, Neyden korktum? Aklımdan çıkmayan görüntü ne?‘’ vb. duygu ve düşüncelerinizi paylaşmak travmanın izlerini silmeye yardımcı olacaktır. Tam tersi ‘’Erkek adam ağlamaz. Kocaman adam oldun. Güçlü ol. Güçlü olmalısın.’’ gibi ifadelerden kaçının. Bu ifadeler kişinin duygularını bastırmasına ve travmayı işlemede zorlanmasına neden olacaktır. Benzer şekilde çocuğun duygularını ifade etmesine izin vermek, yaşına ve gelişim düzeyine uygun somutlaştırmalar yapmak travmayı işlemesine yardımcı olacaktır. Afet bölgelerine bireysel ve toplumsal destek vermek psikolojik iyi olma halimize yardımcı olacaktır.

Ruh ve beden bir bütündür.

Fiziksel sağlığınızı ihmal etmeyin:

Dengeli beslenme, düzenli uyku ve varsa kullanılan ilaçların takibi bu süreçte oldukça önemli.

Yas tutma sürecinize izin verin:

Unutulmamalıdır ki herkesin yas tutma süreci biriciktir. Bu zorlu süreçte yargılayıcı dilden ziyade kapsayıcı dili kullanmaya ihtiyacımız var. Kullanalım ki bireysel ve toplumsal ruh sağlığımızı koruyabilelim. 

Psikolojik destek almaktan çekinmeyin:

Hissettiğiniz duygu durum giderek artıyor ve baş etmekte güçlük oluşturuyorsa bir ruh sağlığı uzmanından destek alın. 

Belki biraz zaman alacak ancak birlikte iyileşeceğiz.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.