Konya’nın Beyşehir ilçesindeki Beyşehir Belediyesi Kültür ve Yaşam Merkezi’nde düzenlenen “Keykubat Yolunda Göl Medeniyeti Kültür ve Sanat …
Konya’nın Beyşehir ilçesindeki Beyşehir Belediyesi Kültür ve Yaşam Merkezi’nde düzenlenen “Keykubat Yolunda Göl Medeniyeti Kültür ve Sanat Etkinliği” çerçevesinde gerçekleştirilen “Göl Medeniyetinde Bir Şehir: Beyşehir” konulu panele konuşmacı olarak katılan Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, Türkiye Cumhuriyeti Devleti arşivlerine ilişkin yürütülen çalışmalara değinerek, “Öyle muazzam bir arşivimiz var ki, millet olarak bazen bunun farkında dahi değiliz. Bakın şu anda bir Ankara’ya uğramıyorum, özellikle Osmanlı arşivlerine 15 ülkenin bakanları ve devlet yetkilileri geliyor. Sürekli bizimle görüşmek istiyor. Türkiye ile stratejik alanda, birçok alanda işbirliği yapıyorlar ama asıl onlar için önemli olan bir şey var” dedi.
Ecdadın Osmanlı Devleti esas alındığında bugün 40’dan fazla ülkenin hakim olduğu bir coğrafyaya sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ünal, “Şöyle düşünün, 200 sene önce Bulgaristan diye devlet yoktu, Sırbistan diye bir devlet yoktu, Ukrayna yok, Arap coğrafyasındaki hemen hemen hiçbir devlet yok. Bu coğrafya tamamen Türk devleti tarafından, Osmanlı Devleti tarafından yönetiliyor. Dolayısıyla bu devletler kendi tarihlerini araştırmak için Türkiye’ye gelmek zorundalar, Türkiye Cumhuriyeti hudutlarına gelmek zorundalar ve geliyorlar. Buna ilgililer, bununla ilgili randevu alıyorlar, görüşmeler yapıyorlar ve üst düzey protokollerimiz var. 10 ülkeyle protokol imzalandı, 8’iyle arşivler arası işbirliği anlaşması imzaladık. Dünyanın en uzak coğrafyasındaki en son Kolombiya geldi geçtiğimiz hafta İstanbul’a. Kolombiya ile Türkiye Cumhuriyeti arasında arşivler arası işbirliği anlaşması var. Çünkü bizim arşivcilik tecrübemize, bizim arşivciliğimize olan ihtiyaçları ortak. Bu, Amerika için de geçerli, İngiltere için de geçerli. Tarihteki köklü devlet geleneğimiz bize muazzam bir arşiv bırakmıştır” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında ecdadın 500 sene önceye ait kaydının yöreyle ilgili arşivlerde durduğunu ve bunların incelenmesinin gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ünal, “Bunların okunması, değerlendirilmesi gerekiyor. Artık gençlik biraz daha sorgulayan, bunları düşünen bir gençlik. Dolayısıyla birçok konuda araştırmalar yapılabilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahip olduğu arşivler bugün dünyanın en başta gelen arşivlerindendir. Bakın biz dünyada ilk 5’teyiz, yani bugün Amerika dediğiniz devlet zaten 200 yıllık bir tarihi var, İngiltere sömürge imparatorluğundan dolayı bu ilk 5’e girer. Bunun sebebi zaten dünyanın birçok ülkesini sömürdüğü gibi oranın arşiv kaynaklarını da kendisine getirmiştir. Zamanında, Kurtuluş Savaşı’nda aynısını İstanbul’a da yapacaktı, aynısını Anadolu’ya da yapacaktı, Osmanlı arşivlerine de yapacaktı. Bu millet buna izin vermedi hamdolsun. Dolayısıyla muazzam bir arşivimiz var. Biraz tarihimizden şöyle olaylara bakmamız gerekiyor. Tarihi olayları değerlendirirken, Osmanlı devleti her şeyin kaydını tutmuştur. Öyle bir muazzam bir devlettir, yani derler ki uçan kuşun kaydını tuttu. Vergi kayıt konusunda en ufak bir taviz vermemiştir. Aklınıza gelecek birçok konunun kaydını tutmuştur. Osmanlı Devleti böyle bir devlettir. Bu kayıtlar bugün milyonlarla ifade ediliyor. Aradan geçen 600-700 yıllık bir süreç ve bunlar milyonlarla ifade ediliyor. Bugün İstanbul’daki Osmanlı arşivi için 100 milyon dolarlık bir yatırım yapılarak bu tesis yapıldı. Bugün en mükemmel şekilde o vesikalar korunuyor. Yaklaşık 95 milyon belge, bugün yaklaşık 80 milyonunun tasnifini bitirdik. Hamdolsun hepsini dijital ortama aldık. 500 bin kayıt defterimiz var” dedi.
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Erdoğru da, arşivlerin çok önemli olduğunun altını çizdi. Bilgi ve kültürün de çok önemli bir meziyet olduğunu anlatan Erdoğru, “Para her şeyi çözmez, para her zaman insanları mutlu etmez. Hayat maddiyat ve maneviyatla birlikte olursa güzeldir. Onun için zengin bir Türk’ün, Beyşehirli’nin kültüre değer vermesi gerekir. Bizim istediğimiz insan tipi eğitimli, kültürlü ve aynı zamanda zengin bir insan tipidir. Burada dikkat edilecek nokta, eğitimle zenginliğin, kültürün eş zamanlı olarak birlikte ilerlemesidir. Paranız var ama kültürsüzsünüz, bizim için böyle bir insan tipinin değeri yoktur” şeklinde konuştu.
Panelde konuşmaların ardından plaket takdimi yapıldı ve ardından Göl Medeniyeti Fotoğraf ve Sanat Sergisi’nin açılışı gerçekleştirildi.