Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu’nda BM’nin 77. Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap …
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu’nda BM’nin 77. Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti.
Konuşmasına dinleyenleri selamlayarak başlayan Erdoğan, Genel Kurulun ülkeler ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi.
Genel Kurul Başkanlığı görevini üstlenen Csaba Körösi’yi tebrik eden Erdoğan, Genel Kurul toplantısı için belirlenen “iç içe geçmiş sınamalara dönüştürücü çözümler için dönüm noktası” temasını son derece isabetli bulduğunu söyledi.
Toplantının, dünyanın birden fazla tehditle eş zamanlı olarak baş etmeye çalıştığı kritik bir dönemde gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, koronavirüs salgınında alınan derslerin en başta geleninin, küresel sorunların çözümünde uluslararası dayanışmanın önemi olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin salgın sürecinde hiçbir ayrım gözetmeden 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa destek sağladığını hatırlatan Erdoğan, yerli ve milli aşı TURKOVAC’ı tüm insanlığın hizmetine sunduklarını ifade etti.
Salgının tedarik zincirlerinde yol açtığı aksaklıklar sebebiyle ağır darbe alan küresel ekonominin Ukrayna kriziyle yeni bir şok dalgasına daha maruz kaldığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘BM’ye beslenen güven tazelenmiştir’
Erdoğan, Türkiye olarak bu iradeyi, salgın ve iklim değişikliği süreçleri yanında, Ukrayna krizinin meydana getirdiği sarsıntılarla mücadelede de ortaya koyduklarını dile getirdi.
Bugün de yaşanan krizin çözümünde diyalog ve diplomasinin anahtar rolüne vurgu yapan Erdoğan, bu anlayışla oynadıkları kolaylaştırıcı rol sayesinde, tarafları önce Antalya Diplomasi Forumu’nda sonra da İstanbul’da bir araya getirdiklerini hatırlattı.
Erdoğan, Ukrayna’dan hareket eden tahıl yüklü gemilerin İstanbul Boğazı’ndan geçişine ilişkin bir fotoğrafı göstererek, şunları kaydetti:
‘Tüm üye ülkelerden destek bekliyoruz’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası kuruluşları ve tüm ülkeleri, Türkiye’nin kalıcı barışın tesisine yönelik çabalarına samimi destek vermeye çağıyorum. Her iki tarafa da krizden ‘onurlu çıkış’ imkanı verecek, makul, adil ve uygulanabilir bir diplomatik çözümü beraberce bulmamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin dış politikadaki vizyonunun daima “barış” odaklı olduğunun altını çizen Erdoğan, “Bölgemizden başlayarak tüm dünyada sulhusükunun hakim kılınması için var gücümüzle çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer alan bir ülke sıfatıyla, sorunların değil çözümlerin parçası olmalarını sağlayacak inisiyatifler aldığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
‘Terörizme karşı her türlü tedbiri almaya muktediriz’
“Ülkemize, güvenlik güçlerimize ve sivillere terör saldırıları gerçekleştiren, bölücü gündemiyle Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden PKK ve türevlerine karşı Türkiye’nin kayıtsız kalması beklenemez.” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Bu terör örgütünü isim değişiklikleri gibi ucuz kurnazlıklarla meşrulaştırmaya çalışanları, bir an önce teröristleri silahlandırmaktan ve desteklemekten vazgeçmeye, hatalarından dönmeye davet ediyoruz. Terörizme karşı her türlü tedbiri almaya muktedir olduğumuzu, terör örgütlerine karşı gerekeni yapmaktan asla çekinmeyeceğimizi tekrar kuvvetle belirtiyoruz.” diye konuştu.
‘Suriye’de yerleşim yerleri projesi konusunda, herkesin dayanışma sergilemesini bekliyoruz’
Suriyelilerin ülkelerine gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde dönmelerini temin etmek için gerekli şartları oluşturma konusunda da üzerlerine düşeni samimiyetle yaptıklarını dile getiren Erdoğan, savaştan kaçan sivillerin insani şartlarda hayatlarını sürdürebilmeleri için Suriye’nin çeşitli bölgelerinde 100 bin briket ev inşa ettiklerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını, Suriye’de yapımı süren briket evlere ilişkin görselleri Genel Kurul katılımcılarına göstererek sürdürdü.
Erdoğan, bu evlerin önemli bir bölümünü tamamlayıp teslim ettiklerini, ayrıca yaklaşık 1 milyon Suriyelinin topraklarına dönmesini sağlayacak 200 bin konut inşası için de hazırlıklara başladıklarını kaydetti.
Erdoğan, “Güvenli bölgelerdeki 13 ayrı merkezde ve kırsallarında inşa edilecek bu projenin hayata geçmesi için uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç vardır. Suriye’de hayata geçireceğimiz yerleşim yerleri projesi konusunda, herkesin gerekli çabayı göstermesini, dayanışma sergilemesini bekliyoruz.” ifadesini kullandı.
Mülteci krizi
“Mülteci krizi, kendilerine daha iyi bir gelecek aramak için yola çıkan masumların botlarını batırıp onları ölüme terk etmekle, sınırlara duvarlar örmekle, insanları toplama kamplarına doldurmakla çözülemez.” diyen Erdoğan, bu krizin çözümünün, insanı ve insan hayatını merkeze alan gayretlerden geçtiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hal böyleyken Yunanistan’ın Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de göçmenlere yönelik zulümlerinin giderek arttığına dikkati çekti. Ege’de botları batırılan ve boğularak hayatını kaybeden çocukların fotoğrafını göstererek konuşmasını sürdüren Erdoğan şunları kaydetti:
Irak’taki istikrarsız ortam
Erdoğan, Irak’taki istikrarsız ortamı istismar eden terör örgütlerinin Türkiye’yi hedef alan eylemlerine de asla müsaade edilmediğini vurgulayarak şunları kaydetti:
Dünyanın güvenliği bakımından üzerinde dikkatle durulması gereken yerlerden birinin de Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz olduğunu belirten Erdoğan, bu çerçevede Libya’nın istikrar ve refahının başta komşuları olmak üzere tüm bölge için kritik önem taşıdığına dikkati çekti.
Orta Doğu coğrafyasında kalıcı barış ve istikrarın tesisi açısından sona erdirilmesini gerekli gördükleri İsrail-Filistin ihtilafında, iki devletli çözüm vizyonuna güçlü destek verdiklerinin de altını çizen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
Türkiye’nin, İran ile yürütülen Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın küresel ve bölgesel istikrar için taşıdığı önemi daima vurgulayan bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, “İran’ın nükleer programına ilişkin hususların diplomasi ve diyalog yoluyla çözümüne yönelik görüşmelerin en kısa sürede sonuçlandırılarak uygulamaya geçirilmesini bekliyoruz.” dedi.
‘Azerbaycanlı kardeşlerimizin daima yanlarında olmayı sürdüreceğiz’
Erdoğan, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını kurtarmasının, Güney Kafkasya’da kalıcı barışın ve istikrarın temini konusunda, tarihi bir fırsat penceresi açtığını bildirdi.
Türkiye olarak, Azerbaycan ile Ermenistan arasında yürütülen süreçleri destekleyerek, bu fırsatın değerlendirilmesi için çok önemli adımlar attıklarını belirten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
‘Türkiye, bu zor günlerinde Afgan kardeşlerini desteklemeyi sürdürecektir’
Erdoğan, neredeyse yarım asırdır işgal, çatışma, terörizm, sefalet gibi sorunlarla boğuşan Afganistan’ın, yine bir sınamadan geçtiğini dile getirerek “Ülkedeki geçici hükümetin, temel insan haklarının korunması doğrultusunda atacağı adımlar, umut verici gelişmelerin önünü açabilir. Türkiye, bu zor günlerinde Afgan kardeşlerini desteklemeyi sürdürecektir.” dedi.
Türkiye’nin Rohinga Müslümanlarının anavatanlarına güvenli, gönüllü, onurlu ve kalıcı şekilde geri dönüşleri için desteğinin sürdüğünü belirten Erdoğan, “Çin’in toprak bütünlüğüne, tek Çin anlayışına ve egemenlik haklarına kesinlikle halel getirmeyecek şekilde, Müslüman Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerinin korunması hususunda hassasiyet gösteriyoruz.” dedi.
Erdoğan, Türkiye’nin Balkanlar’da barış ve istikrarın güçlendirilmesi, anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözümü için ikili ve çok taraflı platformlarda yoğun gayret sergilediğini vurguladı.
‘Güç gösterisi peşinde koşanlar, kendilerini komik duruma düşürmektedir’
Türkiye’nin Ege Denizi’nde ve Doğu Akdeniz’deki tüm meselelerin iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde ve uluslararası hukuka uygun olarak çözülmesini istediğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
‘Uluslararası toplumu, KKTC’yi bir an önce resmen tanımaya davet ediyoruz’
Türkiye’nin Kıbrıs meselesinde de adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşılabilmesi için Kuzey Kıbrıs ile birlikte hep iyi niyetli ve yapıcı çaba sergilediğine işaret eden Erdoğan, gerçekleri görmek isteyen herkesin, adada iki ayrı devlet, iki ayrı halk olduğunu bildiğini, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü haklarının tescil edilmesinin, adadaki çözümün anahtarı olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletler prensipleriyle çelişir şekilde, ambargolarla dünyadan koparılmaya çalışılan Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son vermeye ve bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanımaya davet ediyoruz.” dedi.
Avrupa Birliği üyesi Yunanistan’ın, Ege Denizi’ndeki düzensiz göçmenlere uyguladığı insanlık dışı geri itmelerin yanında, Müslüman Türk azınlığa karşı da hukuki yükümlülüklerini ihlal eden ayrımcı ve baskıcı politikalar izlediğini ifade eden Erdoğan, “Temennimiz, Yunanistan’ın tüm bu sorunlu faaliyetlerine son vermesi, Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası kuruluşların da yapılan insanlık dışı ve hukuksuz uygulamalara sırtını dönmeyi bırakmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine katkı sağlıyoruz’
Erdoğan, küresel ve bölgesel planda ortaya çıkan her yeni meydan okumanın, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile iş birliğinin değerini bir kez daha açıkça ortaya koyduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
Son dönemde küresel düzeydeki sorunların ağırlaşan yansımalarıyla karşı karşıya bulunan Afrika ülkeleriyle dayanışmayı güçlendirecek adımları da birbiri ardına hayata geçirdiklerini anlatan Erdoğan, bu kapsamda 16-18 Aralık 2021’de Afrikalı heyetin geniş katılımıyla 3’üncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ni gerçekleştirdiklerini söyledi.
Türkiye’nin, kıtanın barış, kalkınma ve refah yolculuğuna eşit bir ortak olarak eşlik etme iradesini her fırsatta gösterdiğinin altını çizen Erdoğan, “Latin Amerika ile de karşılıklı saygı temelinde güçlenen iş birliğimizi, ikili planda ve bölgesel teşkilatlarda kurumsal düzeyde artırmaya devam etme kararlılığındayız.” ifadesini kullandı.
‘İslam düşmanlığını da tıpkı antisemitizm gibi bir insanlık suçu olarak görüyoruz’
Erdoğan, uluslararası sistemin çeşitli krizlerle sarsıldığı bu dönemde, insanlığı bekleyen en büyük tehlikelerden birinin de, “birlikte yaşama” iradesinin kaybedilmesi olduğunu belirterek, “Irkçı, ayrımcı, yabancı ve İslam düşmanı tutumlarda son yıllarda yaşanan artıştan derin endişe duyuyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önce de defalarca vurguladığım gibi İslam düşmanlığını da tıpkı antisemitizm gibi bir insanlık suçu olarak görüyoruz.” diye konuştu.
Erdoğan, Genel Kurul’un 77’nci toplantısının, insanlığın umut ve beklentilerine cevap teşkil edecek başarılara imza atacak şekilde verimli geçmesini diledi.