COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2 virüsünün keşfinden üç yıldan kısa bir süre sonra hayvanlardan insanlara yayılan başka bir virüs daha gündemde …
COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2 virüsünün keşfinden üç yıldan kısa bir süre sonra hayvanlardan insanlara yayılan başka bir virüs daha gündemde.
Çin’in Langya kasabasında ortaya çıkan virüs adını da bu yerden alıyor.
Langya zoonatik bir tür yani hayvanların yaydığı mikropların insanlara geçmesi sonucu ortaya çıktığı tespit edildi.
Koronavirüs salgınında da birçok hayvanın adı geçmiş ancak son olarak yarasaların ihtimali ağır basmıştı, Langya’nın ise şimdilik sivri fareler aracılığıyla yayıldığı tahmin ediliyor.
Bilinen henipavirüsler de var
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine (CDC) göre, zoonotik hastalıklara virüsler, bakteriler, parazitler ve mantarlar gibi zararlı mikroplar neden oluyor.
Daha iyi bilinen zoonotik virüs türlerinden bazıları arasında Batı Nil virüsü ve kuduz yer alıyor.
SARS-CoV-2 de zoonotik bir virüs olmasına rağmen Langya ile bulundukları aileler çok farklı. Bu virüsün ailesi henipavirüsler…
2019’un sonlarından bu yana, insandan insana bulaşabilme özelliği olan koronavirüs 6 milyondan fazla can aldı. Langya ise yine hayvandan insana yayılan bir virüs olmasına rağmen insanlar arasında yayılmıyor. Fakat, mutasyona uğrama ihtimali olan bir virüs.
Virüsün bulaştığı kişilerde görülen belirtiler ise şöyle; yüksek ateş, halsizlik, iştah kaybı, kas ağrısı, mide bulantısı.
Langya henipavirüsü: Zoonotik transfer
ABD Jackson Laboratuvarı Enstitüsü Baş Araştırmacısı Prof. Dr. Derya Unutmaz, Langya’nın koronavirüsle alakası olmayan bir virüs olduğunu belirtiyor ve ekliyor.
“Yeni bir virüs ama bu aileye ait olan virüsler daha çok hayvanlardan geçiyor. Buna zoonetik transfer diyoruz. Bu Langya virüsü de bir sivri fare denilen küçük farelerden geçtiği zannediliyor.”
2018’den bugüne kadar 35 kişide virüs tespit edildi. Unutmaz, yapılan araştırma sonucu bu kişilerin tamamında bulaşın hayvandan olduğunu aktarıyor.
“İnsandan insana bulaştığına dair bir veri yok. Vakaların tamamında hayvandan insana bulaştığına dair belirtiler var. İnsandan insana bulaştığına dair herhangi bir belirti yok. Bir kişiden başka aile fertlerine bulaştığına dair bir durum söz konusu değil şu anda.”
“Kontrol edilmezse mutasyona uğrayarak yayılabilir”
Langya, insandan insana bulaşan bir tür değil ancak mutasyona uğradığı takdirde nasıl bir virüse evrileceği bilinmiyor. Zira, SARS-CoV-2 temelli COVID-19 da hayvandan bulaşan bir virüs olarak başladı.
“Mutasyonların olması mümkün. Koronavirüs de büyük bir ihtimalle belki böyle başladı. Veyahut da diğer virüsler de hayvandan insana atlıyorlar ama eğer hızlı bir şekilde kontrol edilmezlerse mutasyona uğrayarak insandan insana da ulaşma kapasitesine sahip olabilirler.”
“Pandemi oluşturacak tehlikesi yok”
Halihazırda salgın olmayan bu virüs ve diğerlerinin takibi ise çok önemli…
“Bu bakımdan dikkatli şekilde takip edilmeleri gerekiyor Şu anda bu virüsün bir pandemi oluşturacak tehlikesi gözükmüyor. Fakat tabi ki her zaman için bunları dikkatli bir şekilde takip etmek lazım. Şu an için tedirgin olacak, endişe edecek bir durum yok.”
Teknolojiler sayesinde tespitler hızlandı
2019’dan beri virüsler, hastalıklar, salgınlar çok daha görünür oldu. Bunda en büyük etki koronavirüs pandemisi… Unutmaz, “Elimizde daha iyi teknolojiler var ve bu tip virüsler hızlı bir şekilde tespit edilebiliyor. Belli bölgelerde bir salgın belirtisi olunca diğer virüsler ekarte edildikten sonra yeni bir virüs mü diye hızlı bir şekilde belirlenebiliyor” diyor.
Uzak Doğu ve Afrika’dan neden bu kadar virüs çıkıyor?
Hayvan çeşitliliği açısından zengin olan Uzak Doğu ve Afrika bölgelerinde hayvandan insana geçen virüsler de oldukça fazla. Prof. Dr. Unutmaz, virüslerin yabani ve vahşi hayvanlarda olduğuna dikkati çekiyor.
Bu bölgelerde insanların hala hayvanlarla daha yakın ilişkide olması ise salgınların oluşmasında diğer bir etken olabiliyor.