Bozcaada Caz Festivali’nin kurucu ekipleri 3dots ve Fermente tarafından, ortak değerlere sahip kurum ve toplulukları bir araya getirmek amacıyla tasarlanan yeni yaratıcı girişim “KEŞİF”in ABD’nin Türkiye’deki Diplomatik Misyonu Hibe Programı kapsamında hayata geçirdiği projesi “Caz ile Köprü Kur” kapsamında yönetmenliğini Ümran Safter’in üstlendiği, “Kapıyı Açık Bırak” belgesel film gösterimi gerçekleştirildi.
“Caz ile Köprü Kur” pojesi kapsamında “Kapıyı Açık Bırak” belgesel gösterimi gerçekleştirildi
Bozcaada Caz Festivali’nin kurucu ekipleri 3dots ve Fermente tarafından, ortak değerlere sahip kurum ve toplulukları bir araya getirmek amacıyla tasarlanan yeni yaratıcı girişim “KEŞİF”in ABD’nin Türkiye’deki Diplomatik Misyonu Hibe Programı kapsamında hayata geçirdiği projesi “Caz ile Köprü Kur” kapsamında yönetmenliğini Ümran Safter’in üstlendiği, “Kapıyı Açık Bırak” belgesel film gösterimi gerçekleştirildi. 1940’larda Türkiye’nin Washington Büyükelçisi olarak görev yapan ve cazı bir ifade biçimi olmasının yanı sıra kültürel diplomasi aracı olarak da kullanan Münir Ertegün ve oğulları Nesuhi Ertegün ile Atlantic Records kurucusu Ahmet Ertegün’ün hikayesine odaklanan belgeselin halka açık gösterimi 26 Ekim Perşembe akşamı saat 17:30’da Müze Gazhane’de izleyicilerle buluşacak. İBB Kültür AŞ’nin katkılarıyla ve Müze Gazhane ev sahipliğinde gerçekleştirilen proje, Zuhal Müzik’in enstrüman desteği ile düzenlenecek atölye çalışmaları ile 27 Ekim tarihine kadar katılımcılarını ağırlamaya devam edecek.
Ortak değerlere sahip kurum ve toplulukları bir araya getirmek amacıyla Bozcaada Caz Festivali’nin kurucu ekipleri 3dots ve Fermente’nin yeni yaratıcı girişimi olarak hayata geçirilen “KEŞİF”, farklı disiplinlerin ve seslerin birlikte soru sorduğu ve “keşfetmenin” enerjisiyle yüklü sürdürülebilir topluluklarla içerikler geliştirmeyi hedefleyen yaratıcı bir alan olarak ilk projesi “Caz ile Köprü Kur” kapsamında yönetmenliğini Ümran Safter’in üstlendiği, “Kapıyı Açık Bırak” belgesel film gösterimi gerçekleştirildi.
Belgesel gösterimi öncesi KEŞİF‘in kurucu ortağı olan Çağıl Özdemir, “Caz ile Köprü Kur” projesi hakkında; “Projemiz 3 amaç etrafında çerçeveleniyor: caz müziği ifade özgürlüğü ve kültürel diyalogu zenginleştirmek için bir araç haline getirmek, sektör içinde genç müzisyen ve öğrencilerden oluşan bir caz topluluğu oluşturmak, Türkiye ve ABD arasındaki ilişkide caz ile gelişmiş kültürel diplomasi ile ilgili farkındalık sağlamak. Bu projeyi tasarlarken coğrafi sınırlara bağlı kalmadan müziğin ve kültürün evrenselliğini, ortak dil oluşunu en çok görünen yerde tutmak istedik. ABD ve Türkiye asıllı müzisyenlerin iletişimde olacağı, yöntem paylaşımı yapabileceği ve birlikte üreterek hem kendi sınırlarını aşabilecek hem de kendi birikim ve değerlerini aktarabilecekleri bir çalışmanın atölyeye katılacak müzisyenlere çok faydalı olacağını hissediyoruz.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin Türkiye’deki Diplomatik Misyonu Hibe Programı desteğiyle hayata geçirilen, İBB Kültür AŞ’nin katkıları ve Müze Gazhane ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Caz ile Köprü Kur” projesi kapsamında caz müziği bağlamında Türkiye ile ABD arasındaki kültürel diplomasi tarihini inceleyen ve dönemi belgeleyen fotoğraflardan oluşan arşiv sergisi 27 Ekim tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek. Serginin yanı sıra 1940’larda Türkiye’nin Washington Büyükelçisi olarak görev yapan ve cazı bir ifade biçimi olmasının yanı sıra kültürel diplomasi aracı olarak da kullanan Münir Ertegün ve oğulları Nesuhi Ertegün ile Atlantic Records kurucusu Ahmet Ertegün’ün hikayesine odaklanan ve yönetmenliğini Ümran Safter’in üstlendiği, “Kapıyı Açık Bırak” belgesel film gösterimi 26 Ekim Perşembe akşamı 17:30’da tüm izleyicilerin katılımına açık olacak.
“Caz ile Körü Kur”un son ayağında ise müzik alanında üreten 25 yaş altı öğrenci ve/veya müzisyenlere yönelik iki gün sürecek bir atölye çalışması Zuhal Müzik’in enstrüman desteğiyle düzenlenecek. 26-27 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek ve yürütücülüğünü Selen Gülün ile Ben Zwerin‘in üstleneceği atölye çalışmasında caz ve doğaçlama müziğin nasıl bir ifade aracı haline geldiği ve buna bağlı olarak ifade özgürlüğünün nasıl bir kanıtı olduğu konularına odaklanılacak.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı