Aynı iş yerinde bir yıl ve üzeri çalışan herkes tazminat almaya hak kazanıyor. Ancak bazı durumlar var ki iş veren kıdem tazminatı ödemeden …
Aynı iş yerinde bir yıl ve üzeri çalışan herkes tazminat almaya hak kazanıyor. Ancak bazı durumlar var ki iş veren kıdem tazminatı ödemeden işçiyi işten çıkarabiliyor.
Türkiye Gazetesi yazarlarından İsa Karakaş “İş arkadaşlarını telefonla gizli kaydetmek, tazminatsız işten atılma sebebi” başlıklı yazısında Yargıtay’ın emsal niteliğinde bir karara imza attığını kaleme aldı.
İsa Karakaş, İş yerinde çalışma arkadaşlarının özel görüşme ve konuşmalarını kendi cep telefonu ile gizlice kaydeden işçiden işveren savunma talep etmiştir. Ancak işçi gizli kayıt sebebiyle savunma yapmaya bile gerek görmemiştir. İşveren savunma yapmayan işçiyi belirtilen eylemlerini gerekçe göstererek haklı sebeple tazminatsız işten atmıştır. Bunun üzerine işçi, avukatı vasıtasıyla haklı bir sebep olmaksızın işten çıkarıldığını iddia ederek tazminat ve diğer alacaklarını mahkeme yoluyla talep etmiştir. Ancak Yargıtay’ın tazminat talebinin reddettiğini belirtti.
İşte yazının devamı;
Mahkeme, gizli kayıt eylemini haklı sebep olarak kabul etmedi!
Olayın yerel mahkemeye intikal ettirilmesi üzerine mahkeme tarafından, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Verilen karar gereğince işçinin işten atılmasının haklı sebep değil, geçerli sebep olduğuna, bu nedenle kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Yargıtay, tazminat talebini reddetti!
İşveren avukatı, mahkeme kararını temyiz ederek Yargıtay’a intikal ettirdi. Yargıtay özel dairesi, davacı işçinin iş akdinin davalı işveren tarafından haberdar olunan iş arkadaşlarının özel görüşme ve konuşmalarını kendi cep telefonu ile gizlice kaydetmesi eylemi nedeniyle feshedildiği, fesih öncesi davacı işçiden yazılı savunma talep edildiği ancak davacı işçinin savunma yapmadığı, iş akdinin 6 iş günlük hak düşürücü süre içinde feshedildiği, çalışma arkadaşlarının özel hayatına doğrudan müdahale ve şikâyete konu edilmesi hâlinde suç teşkil eden feshe konu eylemin haklı fesih ağırlığında olduğu, mahkemenin eylemin sübutunu kabul ile birlikte bu durumun ancak geçerli feshe konu edilebileceği şeklindeki kabulünün ise yerinde olmadığına hükmetmiştir. Kararın devamında davalı işverenin fesihte haklı olduğu için davacının kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin reddi gerekirken mahkeme tarafından kabulün hatalı olduğu hüküm altına alınmıştır.