Beyşehir’de faaliyet gösteren kamış firmasının ortaklarından Abdurrahman Küçükuysal, AA muhabirine, Beyşehir Gölü’nde tuz oranı düşük olduğu için …
Beyşehir’de faaliyet gösteren kamış firmasının ortaklarından Abdurrahman Küçükuysal, AA muhabirine, Beyşehir Gölü’nde tuz oranı düşük olduğu için sazlıkların göl kıyılarında kendiliğinden yetiştiğini anlattı.
Küçükuysal, havzası büyük olan Beyşehir Gölü’nün kamışçılık için geniş bir alan sunduğunu ifade ederek, “Bölgemizde zaman içerisinde değersizleşmiş, yeterince kullanılmamış ya da keşfedilmemiş kamışı firma olarak değerlendirip yurt dışına gönderiyoruz. Kelimenin tam anlamıyla Beyşehir’imize çöpten para kazandırıyoruz. Gölde atıl durumda olan bir malzemeyi, kullanıyoruz, hem ülkemize döviz kazandırıyor hem de bu işin çeşitli aşamalarında insanlara çok çaplı olarak da ekmek veriyoruz.” dedi.
“SEZON 12. AYDA BAŞLIYOR”
Sazlık alanların bilinçsiz yakılmasının hem doğaya hem ekonomiye zarar verdiğini vurgulayan Küçükuysal, kamışları ekonomiye kazandırmak için çaba sarf ettiklerini söyledi.
Kamışların belli dönemlerde kesildiğini ifade eden Küçükuysal, kamışın işlenme aşamalarını şu şekilde anlattı:
“Sezonumuz 12. ayın sonunda başlar. Özel izin istenirse ve coğrafya da uygunsa bu şubat başına kadar devam edebilir. Göl kıyısında orakla, elle hasat edip biçtiğimiz kamışları, kıyıda ‘hu’ diye adlandırdığımız öbek haline getiriyoruz. Olgunlaşması için bunların üzerinden bir kış geçirmesini bekliyoruz. Bu şekilde yaprağını döküp kuruyor, renkleniyor. Olgunlaştıktan sonra ilkbaharda işlemeye başlıyoruz. Kamışların yaprağını, yabani otlarını, kalınlarını ayırmak suretiyle belli bir standart ölçüye getiriyoruz. Kelepçe dediğimiz malzemelerle de bağlıyoruz. Şu anda bu işte sadece depolarda çalışan kişi sayısı 60. Bunların yaptığı iş temizlik, balyalama ve getir götür çalışması.”
“KIYMETLİ OLAN İNCE KAMIŞLAR İHRAÇ EDİLİYOR”
Kamışlardan kalınlarını örme yapanlara pazarladıklarını dile getiren Küçükuysal, “Bizim için kıymetli olan ince tarafını ise yurt dışına çatı kamışı olarak gönderiyoruz. İngiltere, Almanya, Hollanda olmak üzere üç ülkeye gönderiyoruz. Hedefimiz Avrupa ülkelerinin tamamına kamış ihraç etmek. Bu yıl Allah izin verirse 250 bin bağ hedefimiz var. Seneye ise bu bağ sayısını 1 milyona çıkarmak niyetindeyiz. 250 bin bağın ekonomik karşılığı 500-600 bin avro, bunu 1 milyona çıkardığımızda bunun ülkemize ve ilçemize katkısı da çok büyük olacak.” ifadelerini kullandı.
Firmanın ortaklarından Hidayet Yalçın da kamış ticaretinin bölgede 1990’larda başladığını hatırlatarak, bölgede sektörü yeniden canlandırmak istediklerini söyledi.
Kamışın doğada kendi halinde yetişen bir bitki olduğunu dile getiren Yalçın, “Her sene kesip hasat etmemiz gerekiyor. Alanlarını temiz tutmamız lazım ki bir sonraki yıla daha temiz, daha güzel çıksın. Bu iş zahmetli, zor bir iş. Eleman bulmakta biraz zorluk çekiyoruz. Günlük 150-200 lira yevmiye veriyoruz. Paketleme yaparlarsa bağ başı 3 lira ödeme yapıyoruz.” diye konuştu.
Kamış işleme işinde çalışan kadınlar da bu işin gelir kaynakları olduğunu belirtti.