Adalet Bakanı Bozdağ, Dikmen’deki Hakimevi’ndeki iftar programında, Yargıda Birlik Derneği Başkanı Birol Kırmaz ile dernek üyeleri ve yargı …
Adalet Bakanı Bozdağ, Dikmen’deki Hakimevi’ndeki iftar programında, Yargıda Birlik Derneği Başkanı Birol Kırmaz ile dernek üyeleri ve yargı mensuplarıyla bir araya geldi.
İftar sonrası konuşan Bozdağ, Ukrayna’da devam eden savaşın son bulması dileğinde bulundu, Türkiye’nin barışın sağlanması adına ortaya koyduğu çabaları dile getirdi.
Bozdağ, kurulduğu dönem itibarıyla Yargıda Birlik Derneği’nin tarihi bir misyon üstlendiğini belirterek, “Böylesi bir ortamda önce devlet, önce millet, önce anayasa, önce hukuk, önce kanun, önce yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı deyip ayağa kalkan bu ekibi yürekten alkışlıyorum” dedi.
“FETÖ’NÜN BELİNİ KIRAN İLK ADIM, YARGIDA BİRLİK’İN ÇIKARDIĞI ADAYLARDIR”
FETÖ ile 15 Temmuz öncesi cesur mücadeleyi, yargının ve Yargıda Birlik Derneği üyelerinin verdiğini söyleyen Bozdağ, “Türkiye’de FETÖ’nün belini kıran ilk adım nedir diye bana sorarsanız, benim şahsi görüşüm, 12 Ekim 2014’teki HSK seçimini Yargıda Birlik’in çıkardığı adayların kazanmış olmasıdır” diye konuştu.
Yargıda Birlik Derneği’nin tarihi bir misyon üstlendiğini aktaran Bozdağ, bu misyonun Türkiye Cumhuriyeti var oldukça devam edeceğini dile getirdi.
Bozdağ, Yargıda Birlik Derneği’nin çoğulculuğun temsili olduğunu ifade ederek, “Şimdi ittifaklar var biliyorsunuz. Bana göre ittifakların ilham kaynağı Yargıda Birlik’tir” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRK YARGISI DARBECİLERE MEYDAN OKUDU
Derneğin ortaya koyduğu misyonla FETÖ ile mücadelede, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığında önemli bir vazifeyi ifa ettiğini belirten Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“15 Temmuz’u hep birlikte yaşadık. O gün Türkiye’de tarih yeniden şekillendi. 251 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz var ve meclisimiz bombalandı. Savaşta dahi Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalanmamışken bu ihanet şebekesi, Türk milletinin kalbini, meclisini bombalamaya cüret ediyor. Böylesi bir ortamda yargı o gün dimdik ayaktaydı. Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, hasılı 81 ilimiz ve ilçelerimizde adliye olan her yerde arkadaşlarımız o gece sabaha kadar nöbet tuttular ve tavır koydular. Arama kararları, gözaltı kararları, tutuklama kararları, yakalama kararları verdiler ve darbenin seyrinin nasıl olacağını herkes ‘hele bir bakalım takip edelim’ derken televizyonlarda açıklamalar yapıldı, tarihi tasarruflar HSK’mız tarafından yapıldı, önemli adımlar. İlk defa Türk yargısı demokrasi diye adeta ayağa kalktı, darbecilere meydan okudu, sokakta tankın altına yatan vatandaşlarımız da onlar da adliyelerde büyük bir kahraman oldular. O yüzden Türkiye’mizin, demokrasi yolculuğumuzun bir kez daha sekteye uğramamasında oynadığınız rolden dolayı da her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.”
“YARGININ HAKKINI, HUKUKUNU SAVUNMAK ÖNCE BENİM GÖREVİM”
Adalet Bakanı Bozdağ, Türkiye’nin hukuk devleti anlayışının güçlendirilmesi ve yargı mensuplarının liyakatinin arttırılması, adaletin tecelli etmesinin yargı mensuplarının vazifesi olduğunu belirtti.
Yargı mensuplarının titizlikle hareket ederek karar verdiğini aktaran Bozdağ, birkaç tane dava dosyasının içeriğinin bilinmeden, yalan yanlış haberler üzerine hedef alınmasının yargıya haksızlık olduğunu vurguladı.
Bu haksızlığı kabul etmenin mümkün olmadığını kaydeden Bozdağ, “Bundan sonra da yargımıza karşı yapılan her türlü saygısızlığın karşısında yargının hakkını, hukukunu savunmak önce benim görevim. Her zaman ve her yerde bu hakkı ve hukuku sonuna kadar savunacağımdan emin olun” diye konuştu.
Bozdağ, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) Başkanı ve Adalet Bakanı olarak yargı mensuplarının haklarını korumak için gerekeni yapacağını söyledi.
“ÖNEMLİ ÇALIŞMALARA İMZA ATMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Yargıya güven konusunda Türkiye’nin bulunduğu yerden çok daha ileriye gidebilecek durumda olduğunu vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:
“Daha atacağımız adımlar vardır. Bu adımları inşallah birlikte atacağız. Milletimizin adalete güven duygusunu arttırmak için önemli çalışmaların altına da bundan sonra daha titizlikle imza atmaya devam edeceğiz. Çünkü bu duygu güçlendikçe, Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha güçlü olacaktır, Türk milletinin birliği ve dirliği daha muhkem olacaktır.”