G7 ve AB’nin Rus petrolüne tavan fiyatı sınırlaması 5 Aralık’ta yürürlüğe girerken, Suudi Arabistan ve Rusya’nın liderliğindeki OPEC+ ülkeleri ise üretimi azaltma uygulamasını sürdürme kararı aldı. Konuyu Sputnik’e değerlendiren enerji uzmanı Karbuz, “Avrupa Birliği içinde bulunduğu enerji krizini derinleştirmek için elinden geleni yapıyor” dedi.
2020’de Rus petrolünün enerji dengesindeki payı yüzde 30‘un üzerinde olan Avrupa Birliği, kıtada enerji krizine neden olmasına rağmen Moskova’ya yönelik yaptırım kararları almaya devam ediyor. Son olarak G7 ülkeleri, Avustralya ve AB’nin de içinde bulunduğu ülkeler, Rus petrolüne varil başına 60 ABD doları fiyat sınırı koydu. Buna göre 5 Aralık itibarıyla Moskova’ya yaptırım uygulamayan ülkelerin 60 dolar üzerindeki Rus petrolünün nakledilmesine ve sigorta kapsamına alınmasına yasak getirildi.
8. yaptırım paketinde deniz yoluyla taşınan Rus petrolünün alımını yasaklayan AB, bu kararını da 5 Şubat 2023‘ten itibaren uygulayacak. Fakat Hindistan ve Çin gibi fiyat sınırlamasına uymayacağını açıklayan ülkeler de var. AB’ye üye ülkelerden Bulgaristan ve Hırvatistan ise biri 2024, diğeri 2023’ün sonuna kadar olmak üzere Rus petrol ve petrol ürünlerini deniz yoluyla almaya devam edecek. Batı’nın fiyat sınırı getirmesi kararının hemen ardından küresel enerji piyasanın sarsılacağına dair eleştiriler de geldi. Ekonomistler de tavan sınırı konulmasının petrol fiyatlarında keskin bir artışa neden olabileceğinden şüpheli.
Rusya: Yılsonuna kadar tavan fiyattan petrol satılması yasaklanacak
Dünyanın ikinci büyük ham petrol ihracatçısı olan Moskova’nın bu ambargoya tepkisi ise sert oldu. Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak ambargo hakkında yorumda bulunarak, Rusya’nın üretimi kısmak zorunda kalsa bile petrol fiyatlarına tavan uygulanmasını kabul etmeyeceğini söyledi. Bu tür kısıtlamaların piyasa araçlarına müdahale olduğunu ve Rusya’nın sadece piyasa koşullarında çalışacak ülkelerle işbirliğine hazır olduğunu da sözlerine ekledi. Ayrıca Novak, Rus şirketlerinin tavan fiyat kullanarak petrol ticareti yapmasını yasaklayan mekanizmanın geliştirilmekte olduğunu ve yıl sonundan önce kararın yürürlüğe gireceği uyarısında bulundu. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov da, Batılı ülkelerin Rusya’nın her türlü misilleme önlemlerine hazır olması gerektiğini belirtti.
OPEC+ ülkelerinden ‘üretimi azaltma uygulamasını’ sürdürme kararı
5 Aralık’ta tavan fiyatı uygulaması yürürlüğe girmeden hemen bir gün önce ise OPEC+ ülkeleri toplandı. Mevcut petrol üretim kotalarının korunmasına karar veren Suudi Arabistan ve Rusya liderliğindeki OPEC+ ittifakının, 5 Ekim’de aldığı ‘üretimi Kasım’dan itibaren günlük 2 milyon varil azaltma kararını’ sürdürecek. Daha önce bu kararı nedeniyle Suudi Arabistan, ABD yetkilileri tarafından ‘Rusya’nın yanında olmak’ ile suçlanarak ‘ambargolar’ ile tehdit edilmişti. Son toplantının ardından OPEC+ üretimi keserse ‘petrol fiyatı tavanının’ istenen etkiye sahip olmayacağı gündeme gelirken, diğer yandan OPEC+’nın, petrol piyasasındaki istikrarı korumak için üretimde ılımlı bir azalma konusunda ileride fikir birliğine varabileceği de konuşuluyor.
‘60 dolar sınırının hiçbir manası yok, AB Rusya’dan petrol akışı bir şekilde devam etsin istedi’
Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği Petrol ve Gaz Direktörü Sohbet Karbuz, Batı’nın ve OPEC+’nın kararını küresel petrol dengeleri çerçevesinde Sputnik’e değerlendirdi.
60 dolar sınırlamasının hiçbir anlamı olmadığını belirten Karbuz, “Ne çok düşük ne de çok yüksek bir fiyat koymayı düşündüler. Polonya’nın başını çektiği bir grup 30 dolar gibi çok düşük bir sınır getirmek istemişti. Ama 30 dolar olmayacak bir iş. Rusya’nın buna tepkisi çok sert olurdu. Makul bir fiyat tavanı getirmek istediler ki Rusya da bir şekilde petrol akışını devam ettirsin. O yüzden 60 dolarda karar verdiler. Rus petrol ihracatına baktığımız zaman Rusya, iki tane temel benchmark üzerinden ihraç yapıyor. Bir tanesi Karadeniz ve Baltık’tan ihraç ettiği Ural ötekisi de Asya’da ihraç ettiği ESPO. Ural fiyatına baktığımız zaman 60 dolar aslında Ural fiyatının üzerinde ama ESPO fiyatına baktığımız zaman altında. Fakat toplamda baktığınız zaman AB’nin karar verdiği 60 dolar, aşağı yukarı Rusya’nın bugün sattığı petrol fiyatına eşdeğer güçte bir fiyat olmuş oldu. O yüzden yani 60 dolarların hiçbir manası yok” dedi.
‘Fiyat sınırlaması AB’nin ambargolarına katılmayan ülkeler için’
Karbuz, 60 dolar sınırının 3. ülkelere satılan petrole getirilen fiyat olduğunu ve AB’nin zaten Rus petrolünü hiç almamaya yönelik bir yaptırım kararı verdiğini hatırlatarak şunları aktardı:
‘OPEC+ Rusya’yı karşısına alamaz, o yüzden bu toplantıda alınan karar bekleniyordu’
OPEC+ toplantısını da değerlendiren Karbuz, “Kısacası ‘Mevcut politikaya devam edeceğiz’ dediler. Taraf olmadılar ve kendi bildiklerini okumaya devam ediyor. Çünkü Bir şekilde OPEC+ Rusya’yı karşısına alamaz. Zaten o zaman ‘+’ ortadan kalkar. OPEC+ dediğimiz OPEC artı Rusya demek. Burada iki oyuncu var; Rusya ve Suudi Arabistan. Suudi Arabistan’ın bugünün şartlarıyla Rusya’yı karşısına alması pek düşünülemez. Ukrayna savaşının ardından OPEC ülkelerinin gösterdiği politikaya baktığınız zaman da herhangi bir tarafa destek vermediğini görüyorsunuz. Yani keskin bir şekilde ABD’ye, AB’ye ya da G7’den taraf olmuyor. O yüzden bu toplantıda alınan karar da beklenen bir şeydi. Toplantıyı bile bu yüzden zaten sanal ortamda yaptılar. ‘Gelmeye, konuşmaya değecek bir şey yok’ anlamına getirdiler” şeklinde konuştu.
‘Tavan fiyat uygulaması bir şeyler yapmış görünmek için getirildi’
Petrol tarihinin yaptırımların işe yaramadığını gösterdiğini söyleyen Karbuz, “Görünen o ki tavan fiyat uygulaması bir şeyler yapmış görünmek için getirildi. Şimdi bir işe yaramayan uygulamaya daha önce hiç denenmemiş ve muhtemelen yine bir işe yaramayacak tavan fiyat uygulaması ekleniyor. Bunların etkisini Aralık ayında göremeyebiliriz. Çünkü 5 Aralık tarihinden önce yüklenmiş kargolar bu yaptırım ve uygulamaların dışında kalacak ve Asya piyasalarında Ocak ayının üçüncü hafta sonuna kadar bu kargolar boşaltılacak. O zamana kadar piyasalar bekle-gör taktiğine sığınacaktır” dedi.
‘Avrupa Birliği içinde bulunduğu enerji krizini derinleştirmek için elinden geleni yapıyor’
Yaptırım serüvenine ABD’den sonra AB’nin katıldığının altını çizen Karbuz şu ifadeleri kullandı: