Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, Bursa’nın Karacabey ilçesindeki Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nde (TİGEM) TİGEM ve Güvenilir Ürün Platformu …
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, Bursa’nın Karacabey ilçesindeki Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nde (TİGEM) TİGEM ve Güvenilir Ürün Platformu’nca ‘Tarım Varsa Hayat Var’ Projesi kapsamında düzenlenen ‘Türkiye’nin Tarım Stratejileri Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Bakan Kirişci, pandemi ile tarımın stratejik öneminin tüm dünyaca anlaşıldığına dikkati çekerek, “Meslek insanları olarak bunun farkındaydık, her vesileyle dile getirirdik. Teknoloji elbette önemli. Tarım da bu teknolojiden yararlanıyor. Ama teknolojinin bizleri doyurmadığını, teknolojinin varlığının yetmediğini, cebimizde paramız olsa dahi bazen bazı istediklerimizi, hele stratejik olan gıda gibi ürünlere erişmekte güçlük çektiğimizi bu süreç içerisinde görmüş ve öğrenmiş olduk. Bu nedenle tarım stratejik ve vazgeçilmez bir sektör. Dolayısıyla ülke olarak böyle tarif ederken; dünya da bu son yaşanılanlarla birlikte yeni bir gıda güvenliği konusunda bir duruş sergilemeye başladı. Ülkeler daha milliyetçi, daha kapalı bir ekonomik modeli; gıda güvenliği konusunda tercih eder hale geldi. İhracat yasaklarını gündeme getirdi. Kendi ihtiyaçlarının temini konusunda daha saldırgan ve kızgın politikalar izlemeye başladı” dedi.
‘KENDİ KENDİNE YETME DİYE BİR KAVRAM YOK’
Doğru bilinen yanlışlar, yanlış bilinen doğrular olduğunu söyleyen Bakan Kirişci, şu ifadeleri kullandı:
“Mesela; kendi kendine yeten 7 ülkeden biridir. Böyle bir kavram yok. Böyle kendi kendine yetme kavramını hangi noktada ele aldığınız önemli. Eğer bunun stratejik ürünler noktasında bakarsanız başka, sebzede bakarsanız başka, meyvede bakarsanız başka. Dolayısıyla global ekonomilerin artık hüküm sürdüğü bir dünyada işte bu ülke, bu ülkeden tarımsal yeterlilik bakımından daha üstün diyebileceğimiz bir değerlendirme olabilir. Fakat bir mutlak yeterlilik asla söz konusu değildir. Mesele stratejik ürünlerde kendinize ne kadar yeterli olduğunuz, bu yeterliliğinizi her geçen yıl nasıl geliştirdiğiniz ve tahkim ettiğinizdir. Bakılması gereken nokta burasıdır. 2002 yılında bizim kendimize yeterliliğimiz yüzde 31’di. Şimdi yüzde 94’lere çıktı. Yüzde 6’lık bir açığımız var. İthal ediyor muyuz? ‘Evet’ ediyoruz. Ama ihracatımız da var. Hedefimiz bunun tamamını yüzde 100 olarak gerçekleştirmek.”
‘2023, TÜRKİYE YÜZYILI OLACAK’
Türkiye’nin her alanda kendi gündemini oluşturduğunu belirten Bakan Kirişci, “Türkiye 780 bin kilometrekareden oluşan bir ülke değil. Bunun üzerine 462 bin kilometre kare de mavi vatanı koyduk. Artık bir mavi vatanımız var. Bu mavi vatan da ana vatan gibi, toprak gibi, kara alanımız gibi orası da bizim. Peki ne yapıyoruz? Dünyaya artık şunu söylüyoruz. Diyoruz ki; kendi alanımızı her türlü ister para, ister deniz, isterse hava… Bunları koruyacağız. Bunu korumak ve kollamak için gerekli olan teknolojileri savunma sanayi olarak ürettik. Daha fazlasını üreteceğiz ve buranın muhafazasını ve korunması işini en üst düzeyde gerçekleştireceğiz. Biraz daha ileri gidiyoruz. Ey dünya sizin gündemleriniz ile kendi gündemimizi oluşturma devrini geride bıraktık. Artık gündemini kendi belirleyen, hatta dünyanın gündemine de önemli çözümler ve birtakım yaklaşımlar getiren ve sergileyen ‘global oyuncuyuz’ diyoruz. Çünkü 2023; cumhuriyetimizin yüzyılının geride kaldığı, yeni bir yüzyılın başladığı bir yüzyıl olacak. Yüzyılın ilk yılı olacak. Buna Türkiye yüzyılı adını veriyoruz” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’NİN VENEZUELA’DAN ALDIĞI BİR METREKARE TOPRAK YOK’
Venezuela’daki yatırımlara ilişkin yapılan eleştirilere de yanıt veren Bakan Kirişci, şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanı’mızın önderliğinde, bu ortaya koymuş olduğumuz vizyon; bizim de tarım camiası olarak altını doldurmamız gereken bir vizyondur. Bunu savunma sanayi yeterince yapıyor. ‘Dışişlerinde, uluslararası ilişkilerde yeterince yapılıyor’ deyip bizim bu konuda uzakta durmamızı, geri durmamızı kimse beklemesin. Bunu şunun için söylüyorum; bize kalkıp ‘Sizin Venezuela’da ne işiniz var’ diyenler var. Onlara Allah yardım eylesin. ‘Allah, akıl fikir ihsan eylesin’ diyorum. Onlara diyorum ki; müteahhitlik alanında Türkiye dünyada birinci sırada olmuşsa, bu alandaki birikiminin, o ülkelerdeki yatırımlarını gerçekleştirerek, o gerçekleştirdikleri yatırımları yönetmeye devam ederek başarmıştır. Biz sorabilir miyiz? Bu ülkede hala yapılacak köprüler var, barajlar var, tüneller var. Havalimanları var. Ne işiniz var Afganistan’da, ne işiniz var Pakistan’da, ne işiniz var Sudan’da? Ne işiniz var Kazakistan’da, Azerbaycan’da? Ne işiniz var Arjantin’de, Şili’de diyebilir miyiz? Peki, benim Adanalı soya üreticisi kardeşim, Venezuelalı en iyi şartlarda 350 kilo dekardan verim alırken; eğer benim o üretici kardeşim, 500-550 kilo soyadan verim elde ediyorsa, bu bilgi, birikim bizim bu üreticimizde varsa, bizim de Türkiye Cumhuriyeti Devleti Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bu kardeşimize rehberlik hizmeti veriyor olmamızdan niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Ama ben biliyorum. Cehaletten olana bir şey demem. Ama ihanetten olana sesleniyorum. Siz bu ülkenin refah ülkesi olmasını, gelişmiş ülkeler arasında yer almasını istemediğiniz için bu söylemleri yüksek sesle dile getiriyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Venezuela’dan aldığı, kendi hesabına aldığı bir metrekare toprak yok. Olmayacaktır da. Kaldı ki o ülkenin mevzuatında da toprak ancak kiralanabiliyor. Devlet olarak kiralayan değil; kendi üreticimizin bilgi, birikimini oralara taşıyan, buna rehberlik hizmeti veren bir Tarım ve Orman Bakanlığı olacağız. Acaba bu gerçekleştiğinde bu üreticilerin yüzüne nasıl bakacaklar? Bu aziz millete ne diyecekler?”
‘CEHALET DEĞİLSE İHANETTİR’
Gıda güvenliği konusunda Türkiye’nin küresel oyuncu olduğunu belirten Bakan Kirişci, “Dünya genelinde söz sahibi olmak gibi bir mecburiyetimiz var. Bu İHA’ları, SİHA’ları niye yapıyoruz diyebilir miyiz? Savunma sanayindeki bu üstün başarının devamını istiyor muyuz? İstiyoruz elbette. Tarım alanında da ziyadesiyle, fazlasıyla bunu gerçekleştirmek durumundayız” ifadelerini kullandı.
Dünya Ticaret Örgütünün rakamlarına göre 41 ülkenin dünyada arazi kiraladığını ifade eden Kirişci, şunları kaydetti:
“Dünya Ticaret Örgütü’nün rakamlarına göre 41 ülke dünyada arazi kiralamış. 62 ülke de bu kiralamalara, kiralama çerçevesinde, başkalarına arazi kiralanmış. Şimdi bu ilk defa olan bir uygulama değil. Devlet olarak bizim yapmak istediğimiz bir şey de değil. Ama özel sektörümüzün tıpkı müteahhitlik hizmetlerinde olduğu gibi önünü açmak adına bu adımı atıyoruz. Bu vizyon yoksa; bunlarda olmadığını görüyorum. Diyeceğimiz bir şey yok. Ve çok da üzülürüm. Bunu eksikliğinden, noksanlığından dolayı bunu yazıp çizene de. Ama ben isterim ki; bunu sorsunlar, izah edelim. Dolayısıyla kendi kadim kültüründe sömürgeciliği bir beyaz tene rağmen asla yaşamamış ve yaşatmamış bir ülkenin, bu devletin insanları, bireyleri, vatandaşları olarak bizim bunu bundan sonra gerçekleştireceğimizi, sergileyeceğimizi iddia ediyor olmak tekrar söylüyorum; cehalet değilse ihanettir.”
‘TÜRK TOPRAĞI DİYE MUHATABINA VEREN BİR MADURO VAR’
Sudan ile yapılan anlaşmalara da değinen Kirişci, “Bizim Sudan konusunda yaptığımız herhangi bir harcama yok. Kurulmuş olan bir şirket var. Bu şirketin şu anda tasfiyesiyle ilgili süreç devam ediyor. Herhangi bir şekilde yönetim kurulu üyelerinin oradan aldığı, bizim dönemimizde aldığı bir huzur hakkı vesaire de yok. Bunu da belirtmiş olayım. Peki Sudan’la ilgili mesele neydi? Bunu da arz etmekte yarar var. O da şudur. Bizim burada özel sektörü öne çıkaracak, özel sektörün o gittiği ülkede yaşadıkları sorunları, mimimize edecek Tarım ve Orman Bakanlığı olarak çabalarımızın olması gerekiyor. Bizim Venezuela ile ilgili yaptığımız çaba da çalışma da tam da bu aslında. Yoksa Tarım Orman Bakanlığı olarak gidip de oralara bir şey ekecek, dikecek, biçecek değiliz. Böyle bir misyonu olmamalı. Dolayısıyla da bu yaklaşımımız, bakan olduktan sonra önce Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatıyla Venezuela için bir çalışma oluşturduk. Bakın iki ülke liderinin aralarında bir hukuk var. Önemli bir hukuk, ikili ilişki var. Hiçbir ülke lideri kalkıp da kendi coğrafyası üzerinde ‘Burası Türk toprağıdır’ diye el yazısıyla yazıp, muhatabına vermez. Türk toprağı diye kalkıp muhatabına veren bir Maduro var” dedi.