enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
11°C
Salı Hafif Yağmurlu
12°C

Bakan Kasapoğlu’ndan Haber 7’ye özel açıklamalar: Kasapoğlu’na göre Türkiye’nin farkı

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu çok tartışılan spor yasasından, yabancı hakem konusuna, A Milli Futbol Takımı’nın son durumundan …

Bakan Kasapoğlu’ndan Haber 7’ye özel açıklamalar: Kasapoğlu’na göre Türkiye’nin farkı
15.06.2022
95
A+
A-

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu çok tartışılan spor yasasından, yabancı hakem konusuna, A Milli Futbol Takımı’nın son durumundan TFF seçimlerine kadar bir çok konuda birbirinden önemli değerlendirmelerde bulundu.

İşte Haber 7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli’nin moderatörlüğündeki yayında muhabirimiz Gamze Türk’ün sorularını yanıtlayan Bakan Kasapoğlu’nun çarpıcı açıklamaları:

Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Yasası Nisan ayında yürürlüğe girdi. Yasa, Türkiye’de spor kulüplerinin kuruluş ve işleyiş mekanizmalarında köklü değişiklikler getiriyor. Yöneticilerin kulüp yöneticiliği dönemindeki borçlardan sorumlu olması gibi… Yasa kulüpleri borç batağından çıkarabilecek mi?  

“BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM VAR”

“Spor kulüpleri ve federasyonları yasası Türkiye’nin uzun yıllardır konuştuğu ve ihtiyacı olan bir çalışmaydı. Geriye şöyle bir baktığımızda 1945 yılından itibaren Türkiye’de spor kulüpleriyle ilgili bir yasa çalışmasının olduğunu görüyoruz. Gelinen yıl 2022 ve bu süreçte büyük bir dönüşüm var. Özellikle son 20 yılda Türkiye’de sporun geldiği nokta altyapısıyla, sportif başarısıyla çok farklı bir noktadayız. İşin ekonomik yönü apayrı. Gerek dünyadaki spor endüstrisi gerek ülkemizdeki spor endüstrisi, branşlar, tesisler, lisanslı sporcular, tabana yayılan bir spor anlayışı hakikaten bu yasayı elzem kılmıştı. En son 2019’da bir spor kulüpleri ve federasyonlara yönelik bir çalıştay düzenledik. Bu çalıştayda ‘Bu işin tüm paydaşları gelsin, konuşalım, herkes eteklerindeki taşları döksün’ dedik. Hakikaten çok kapsamlı bir çalıştay gerçekleştirdik. Akabinde de kapsamlı bir çalıştay bildirgesi hazırlandı. Halen internette de mevcut. Çalıştay sonucuna göre parlamentomuzda çok ciddi bir çalışmaya girişildi. Bunun neticesinde de sporun ve bu anlamdaki gelişmelerin sürdürülebilirliği, şeffaflığı, yönetilebilirliğini esas alan, ekonomik yönüyle boşlukları telafi edecek, idari ve yönetimsel anlamda bir disiplini sağlayacak bir yasaya ülkemiz kavuştu. İnanıyorum ki bundan sonraki süreçte hem mevcut imkanların çok daha verimli değerlendirilmesi Türk sporunu ve federasyonlarını çok daha farklı bir çerçeveye kavuşturacak, var olan sıkıntıları da azaltarak minimize etmiş olacağız.”  

Spor kulüplerinin şu anki mali yapılarıyla sürdürülebilir olmaktan uzak olduğunu düşünüyor musunuz?

“BU SADECE BİR FUTBOL YASASI DEĞİL”

“Özellikle finansal anlamdaki sorumlulukların belirlenmesi ve harcadığınızdan sorumlu olmanız, bütçenize göre harcamanız. Kulüplerin içinde bulunduğu durum buydu ve buna yeni yasayla borçlanma kriterleri getirdik. Borçluluktan doğan sorumlulukların yöneticilerde olma kıstasını getirdik. Mali anlamda amaç kaynakların heba olmaması. Türkiye’nin köklü bir spor geleneği var. Artık Türkiye sporda marka bir ülke. Her branşta madalyalar arka arkaya geliyor. Genç bir ülkeyiz ve yetenekli gençlerimiz var. Yasayla birlikte bu bedene dar gelen elbiseyi değiştirdik, modern bir tanımlama getirdik. Bu sadece bir futbol yasası da değil. Tüm branşları kapsayan, yeni başarı hikayelerini ortaya koymaya yönelik bir adım. Beklenen bir adım. Hep birlikte bunu gerçekleştirdik. Yasa sonrası kulüplerimizin attıkları adımlara baktığımızda finansal yapıda daha derli toplu bir yaklaşım görüyoruz. Altyapıya bir yönelme görüyoruz. Temel faktörün üretim odaklı bir yönetim anlayışı olmasını bu yasa ile birlikte istenen çerçeveye kavuşacağına inanıyorum.”

Böyle giderse spor kulüplerinin yabancılara satılması konusunun gündeme gelebileceği ifade ediliyor. Siz bu konuda ne öngörüyorsunuz?   

“KULÜPLER ESKİDEN OLDUĞU GİBİ ŞİMDİ DE YABANCI SERMAYEYE AÇIK”

“Yurt dışındaki kulüplerde de satın almalar ve yabancı ortaklıklar söz konusu. Bu ülkemizde önceki yasada da limiti olan bir konu değildi. Yeni yasada da yabancı sermayenin kulüplere talip olması durumunda kulübün genel kurulunun vereceği kararla bu tür ortaklıklara eskiden olduğu gibi şimdi de bir açıklık söz konusu. Spor endüstrisi diyoruz. Profesyonel çerçevedeki yaklaşımlar, global anlamdaki trendler belirleyici oluyor. Türkiye’de birkaç kulüple ilgili bir takım çalışmalar var. Onları da yakından takip ediyoruz.”

Türkiye tesisleşme konusunda devrim olarak nitelenecek yatırımlar yaptı. Cumhurbaşkanımızın bu noktada büyük emekleri ve teşvikleri var. Bu tesis devriminin sportif başarıyı da beraberinde getirdiğini görüyoruz. Bu gelişimi yorumlayabilir misiniz?  

“TÜRKİYE’NİN DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK”

 “Türkiye’nin tesisleşme hikayesi çok ayrı. 20 yıllık bir süreçte bu kadar güçlü bir altyapıyı tesis eden başka bir örnek yok. Bunda da Sayın Cumhurbaşkanımızın müthiş desteği var. Bu kadar sürede bu kadar modern statları inşa eden başka bir ülke yok. Avrupa’nın en modern statları bizde. Stat değil sadece, salonlarımız, havuzlarımız, kortlarımız vb. Bu Türkiye’nin tesisleşme devrimidir. Ama sporcularla dolduruyoruz tesisleri. Üreten tesisler. Onlara yuva olan tesisler. Tesisi yapıyorsunuz sporcuya teslim ediyorsunuz ve oradan başarı çıkıyor. Hedefimiz başarı. Hedefimiz spor yapan Türkiye. Fırsat eşitliği diyoruz ya 85 milyon vatandaş spora erişim noktasında sıkıntı yaşamamalı. Bizim gayemiz bu. Sporu daha profesyonel anlamda yapmak isteyen herkese desteklerimiz var. Sporda bir tesisleşme devrimi var ama bununla birlikte diğer parametreleri koyduğunuzda bir spor devrimi var. Sayın Cumhurbaşkanımızın İBB Başkanlığı sürecinde ben üniversite öğrencisiydim. 1994 yılından itibaren İstanbul’da başlattığı spor odaklı genç odaklı çalışmaları 2012 sonrası AK Parti iktidarıyla tüm Türkiye’ye yayarak bu noktaya gelindi. Bu noktadan daha ilerisi bizim hedefimiz. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahibiz. Yelpazemiz çok geniş. Türkiye’nin markasını altın harflerle kazıyacak bir nesil yetişiyor. Sürdürülebilirlik bizim için çok önemli bir kavram. Anahtar kelime bu. Uzun vadeli. Bunu yapacak altyapımız var. Kış sporları, ekstrem sporlar her birinde altyapımız var. Gidin Erzurum’a. Kars’a gidin kış sporları. Sarıkamış’ta dört dörtlük tesislerimiz var. Yani bakınız Türkiye’de her alanda olduğu gibi sporu konuşuyoruz. Her ilde üniversite var. Bir tane de değil. Bunlar bakış açısının vizyonun neticesi ve bu vizyonda tabii Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği var. Bunu inşallah geliştirerek devam ettirerek sporda, gençlikte her alanda daha üst noktalara yürüyeceğiz.”

A Milli Futbol Takımımız Dünya Kupası’na gidemedi maalesef ama Uluslar Ligi’nde yoluna sağlam adımlarla devam ediyor. Şu anki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

“A MİLLİ FUTBOL TAKIMI DAHA ÜST LİGDE YER ALMALI”

“Tabi Uluslar Ligi’ndeki yeri hak etmiyor Türkiye. O noktada da bakarsak daha üst noktaya çıkmamız lazım. Üç maç gayet güzel gayet başarılı. Bunun devamı gelip C’den B’ye hız ile yol alıp devamını getirmemiz lazım. Çok yatırımımız var, çok gayret var, çok emek var. Milletimiz daha büyük başarıları hak eden bir millet. Genç bir jenerasyonumuz var. Tüm değişkenlerin işin içine katılıp farklı sonuçlarla milletimizin farklı sevinçlere galip olmasını sağlamak. O yüzden üç maç gayet iyi inşallah dördüncüsü de bu akşam olur, ona da inanıyorum ama çok daha iyilerini gerçekleştirmek ile mükellefiz. Bunu da yapabiliriz. Yapmalıyız da. Jenerasyon güzel. Alttan gelen arkadaşlar iyi. Bunları keşfedip işi şansa bırakmamak lazım. Motivasyonu bozmamak, tam istikamet yürümek lazım.”

TFF seçimleri var. Seçim gündemiyle ilgili neler söylemek istersiniz?

TFF BAŞKANLIK SEÇİMİ…

“Seçimler perşembe günü… Süreç hızlı bir şekilde yürüyor. Adaylar var. Seçimlerin sonuçların spor camiası için hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye Futbol Federasyonumuz, bu kadar büyük bir altyapıyı dolayısıyla büyük bir ilgiyi güçlü bir şekilde yönetecek bir yönetimin başarılı olmasını istiyorum.”

Yabancı hakem konusunda ne düşünüyorsunuz?

“YABANCI HAKEM KONUSU İNCELENMELİ”

“Bunlar federasyonun, ilgili kurullarının tartışıp çalışması gereken konular. Ortak aklı geliştirmeliyiz. Finansal idaresi hakkında olur, bunları konuşmaktan çekinmemeliyiz. Dünya uygulamaları nedir? Ülkemize uygun mudur? istişaresinin yapılması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden hakem konusu olur başka konular olur şeffaflıktan geri durmamak lazım. Şeffaflık, açıklık… Bunların her biri bence her alanda olduğu gibi sporda da olması gereken konular. “

“Bu yıl Paris’te düzenlenen Şampiyonlar Ligi finali, yaşanan olaylar sebebiyle, fiyasko olarak yorumlandı. Seneye Şampiyonlar Ligi Finali Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılacak. Geçmişte başarılı organizasyonlara imza atan Türkiye, nasıl bir organizasyon hazırlığı yapıyor? Türkiye uluslararası organizasyonların ev sahipliğine talip olmaya devam edecek mi?”

“BİZ ORGANİZASYONLAR İÇİN TALEP EDEN DEĞİL TALEP EDİLEN ÜLKEYİZ”

“Türkiye spor turizminde bir marka. Sadece İstanbul değil. Nereye giderseniz gidin. Türkiye’nin spor turizmi markası var. Bu futbolda da var. İşte finalde Cudi’de Uluslararası Tenis Kupası’nı düzenledik. Erzurum’da, Trabzon ile İzmir ve Manisa ile her yerde… Biz sadece tesis altyapısı ile değil. Misafir etmeyi ağırlamayı da biliriz. Organizasyon disiplini açısından çok farklı noktadayız. Farklı farklı organizasyonları görüyoruz ve takip ediyoruz. Bu anlamda çok ama çok üst seviyedeyiz. Pandemide dahi 164 farklı Uluslararası spor organizasyonu gerçekleştirdik. Bizim en zor süreçlerde dahi yeteneğimiz, becerimiz farklılık ortaya koyuyor. O yüzden Şampiyonlar Ligi’ni inşallah önümüzdeki yıl final nasıl düzenlenir göstereceğiz. Ev sahipliği nasıl yapılır, organizasyon disiplini nedir ve Türkiye’nin bu konudaki çıtası ne kadar yüksektir bilmeyenler de bu vesile ile öğrenecekler. Cimri de davransalar cömert de davransalar bizim kaybedeceğimiz bir şey yok. Bu organizasyonun kalitesi kazanır. Organizasyona katılanlar ya da kaybedenler kazanır. Biz o anlamda gayet durumumuzdan ve ilgiden memnunuz. Biz artık spor turizminde spor organizasyonunda talep eden değil, talep edilen ülkeyiz.”

“Voleybol ve Basketbol branşlarında hem Vakıfbank hem Anadolu Efes büyük bir başarı elde ettiler. Zaten senelerdir de bu başarılı çizgiyi sürdürüyorlar. Bu alanlarda yakalanan başarıları neye bağlıyorsunuz?”

“SPOR FUTBOLDAN İBARET DEĞİLDİR”

“Bu alandaki başarılar, diğer branşlardaki başarılarda olduğu gibi bir sürecin sonunda gelen aşama. Voleybolun kulüpleşmesi noktasında teşvikler çalışmalar. Anadolu kulüplerinin bu anlamda artırılması desteklenmesi bunların hepsini bakanlık olarak destekledik. Keza basketbolda ciddi bir seferberlik var. Basketbol seferberliği. Zaten altyapı var. 10.000 pota ile sokak basketbolu ile bunları inşallah farklı noktalara taşıyacağız. Şunu söylemek istiyorum; biz her iki branşta da daha büyüklerine doğru hızla yol almamız gerekiyor. Daha büyük başarıları hak ediyoruz. Çünkü bizdeki kadar Devletin ilgilendiği destek olduğu bir spor girişimi. Spor futboldan ibaret değildir. Bunu da farklı branşlarda alınan başarılar ile görüyorsunuz. 2022 yılı Haziran ayındayız. Şu ana kadar 2030 madalya aldık. Bunların içinde Yüzme var, Jimnastik var. Sadece 6 aylık dönemde. Müthiş bir yelpaze var, bunların içinde güreş var. Boks var. Bu mutlulukları daha da büyütme bizim gayemiz.”

 

Takım sporlarının yanında bireysel branşlarda da sporcularımız büyük başarılar elde etmeye devam ediyor. Güreş, okçuluk, boks, tekvando, jimnastik vb. Bu başarıların devamı için yatırım ve destekler sürecek mi?

“AMATÖR BRANŞLARA DESTEK BİZİM SORUMLULUĞUMUZ”

Her şeyden önemlisi bu branşların desteklenmesi, büyük bütçe desteklerimiz var. İhtimam var özen var. Tokyo Olimpiyatları öncesi kampları ziyaret etmiştim. Dertleştik. Jimnastiği ile Güreşi ile mümkün olduğunca pek çok branşı ziyaret ettim. İşin maddi boyutu, manevi boyutu. Bunların her biri aslında çok önemli faktörler.  Sporcularımız ile ilişkilerimiz… Olimpiyatlar sonrasında da desteğimiz artarak devam edecek. Özveri gerekiyor. Fedakarlık… Bunların hepsi bizim zaten devlet olarak sorumluluğumuz ve seve seve yaptığımız işler.”

Okçuluktaki başarı da özel parantez açmayı hakkediyor. Okçulukta büyük bir başarı söz konusu… Olimpiyat madalyalı sporcumuz Mete Gazoz da dikkat çekiyor. Bu yıl, henüz haziran ayında olmamıza rağmen Milli Takım klasmanında 16 madalyamız oldu. Okçuluğa yönelik devletimizin de ciddi yatırımları var. Türkiye önümüzdeki yıllarda okçulukta rakipsiz olabilir mi?

“OKÇULUĞA MÜTHİŞ BİR İLGİ VAR”

“Mete’nin bu anlamda açtığı yol, gençler arasında var olan ilgiyi çok çok farklı noktalara taşıdı. Ciddi bir seferberlik var ciddi bir altyapı var. Bu bize pek çok başarının müjdecisi. Yeni Mete’ler inanıyorum ki bu yoldan gelecektir. Müthiş bir ilgi var. Müthiş bir heyecan var. Dolayısıyla spordaki başarının memnuniyet veren diğer bir tarafı da bu. Yeni başarıları tetiklemesi. İnsanları bu süreçleri kanalize etmesi, yönlendirmesi ve inanıyorum ki okçulukta geldiğimiz nokta tarihi süreçtir. Mete ile birlikte… Ve bu süreci yeni yeni başarılarla, yeni yeni sporcu arkadaşlarımızla taçlandıracağız inşallah.”

 

Yoğun bir programlarınız var. Ancak bu yoğunluklara rağmen sizi sürekli sporcularımızın yanında onları desteklerken görüyoruz. Birebir destek, başarılar için de önemli bir motivasyon kaynağı diyebilir miyiz?

“SPORCULARIMIZLA BİRLİKTE OLMANIN AYRI BİR HEYECANI VAR”

“Sporcularımızın bu anlamdaki memnuniyeti bize de heyecan veriyor. Hem sevinçlerinde hem hüzün anlarında, antrenmanlarda onlarla beraber olmak bizler için heyecan olduğu gibi onlar için de mutluluk verici oluyor. Tabii arkadaş olarak, abileri olarak onlarla beraber oluyoruz. Dostça, kardeşçe bir arada oluyoruz. Bana da ayrı bir heyecan veriyor, ayrı bir güç veriyor onların mutluluğu. Ben de mümkün olduğunca farklı farklı branşlardaki arkadaşlarımla bizzat yanlarında olmaya çalışıyorum.”

Yeniden futbola dönecek olursak. Maç yayınları konusu bir süredir gündemde… Süper Lig ve TFF 1. Lig’deki kontrat bu yıl sona ermişti. Masada iki kurumun olduğu söyleniyor. Sezonun başlmasına da 2 aylık bir süre kaldı. Yeni yayıncı ne zaman belli olacak, görüşmeler nasıl ilerliyor?

“YAYIN İHALESİ TFF’NİN SORUMLULUĞUNDA”

“Bunlar Türkiye Futbol Federasyonumuzun yapmış olduğu çalışmalar. Yayın hakları futbol federasyonunun yetkisinde ve sorumluluğunda olan bir konu ve onlarda biliyorsunuz konuyu takip ediyorlar. İlgili taraflarla görüşüyorlar. İhale süreçlerini yönetiyorlar. Zannediyorum bu seçim süreci sonrasında onu tekrar gündemlerine alacaklardır. Tabii biliyorsunuz ihale süreci. İhale sürecine katılım… Bu anlamlarda teklifler var. Bunların her biri ayrı ayrı değerlendirilecek konular. Beklentiler, talepler, bunların hepsi ilgili tarafların kendi takdiri ve yorumu, federasyonun bu anlamdaki yetkisi… Hepsini farklı farklı değerlendirmek lazım.”

Kadınlar Futbol Süper Ligi’nde ALG Spor şampiyon oldu. Üç büyüklerin de kadın futboluna önemli yatırımları vardı. Seyircinin ilgisi de günden güne artıyor. Kadın Futbol Süper Ligi’nin de ayrı bir yayıncısı olacak mı?

KADINLAR FUTBOL SÜPER LİGİ YAYIN HAKLARI…

“Onunla ilgili açıkçası talep nedir, ihtiyaca talebe göre zannediyorum Federasyon onu da değerlendirir.”

Bakanlık olarak vakıf üniversitelerinin ardından milli sporculara ortaokul ve lisede de yüzde 100 burs imkânı sağlayan bir çalışmaya imza attınız. Milli sporcu bursu nedir, nasıl uygulanıyor anlatabilir misiniz?

“SPOR MU EĞİTİM Mİ İKİLEMİNİ ORTADAN KALDIRDIK”

“Spor mu eğitim mi ikilemi var. İkisi birlikte. O ikilemi kaldırdık. Ne için kaldırdık? Çünkü spor bir emek. Spor bugünden yarına sonuç alabileceğiniz bir şey değil. Bir günde iyi bir yüzücü olamazsınız, iyi bir boksör de olamazsınız, iyi bir futbolcu da olamazsınız. Yılların emeği var. Geliyorsunuz bir noktaya, sınav dönemi geliyor. “Ya ben o zaman sporu bırakayım” diyorsunuz. Ya da “Ben spora devam edeyim de okula gitmeyeyim” diyorsunuz. Bu bir ikilemdir. Arzu etmediğimiz tercihtir bu. Bunu elimine etme amacıyla hem ortaokulda hem lisede hem de üniversitelerde oturduk konuştuk. Başarılı sporcular bir yandan doktor olmak istiyor bir yandan da spora devam etmek istiyor. Buyursun etsin. Ona burs sağlıyoruz. O bursla içerisinde o hicran kalmamış oluyor. Bununla birlikte hem o spordaki çıtayı hem de eğitimdeki sporcu sayımızı farklı noktaya getireceğiz. Emekler heba olmayacak. Hayaller insanların içerisinde bir ukde olarak kalmayacak. Büyük bir aşama kat ettik. Dedim ya “Spor Devrimi” diye. Milli sporcu bursu da onun ayrı bir bileşenidir.”

Geçen yıl öğrencilerin barınma konusu ve yurt meselesi çok konuşulmuştu. Yaklaşık bir hafta önce bin kişilik yeni bir yurt projesinin müjdesini verdiniz. Yurt kapasitelerinin artırıldığını, artırılmaya da devam edileceğini ifade ettiniz. Bu konuda yeni eğitim yılı için nasıl bir hazırlık olacak?

“180 BİN KİŞİLİK YURT KAPASİTESİNİ 750 BİNE ÇIKARDIK”

Yurtlar Türkiye’nin yüz akıdır. Yurtlar Türkiye’nin eğitime, gence olan hizmet yaklaşımıdır. Bakınız, 2002’de 180 bindi yurt yatak kapasitesi. O binaların çoğu sorunluydu. Altyapı tamamen rezaletti. Bir katta bir banyosu olan, insanların banyo yapmak için dahi gün aldığı, haftada bir kez sıra gelen, gelmeyen; sıcak suyu, ısınması sorun olan yerlerdi. Biz o 180 binlik altyapının hemen hemen tamamını yıkıp yenilediğimiz gibi bunun yaklaşık 4 misli bir altyapı inşa ettik. 800 bine yakın. Yaklaşıyoruz. Şu an 750 bin. Ve modern bir yaşam alanı artık yurtlar. Her alanda bir yurt altyapımız var. Ve özellikle şunu söyleyeyim bu sadece bugünden yarına yapılan bir iş değil. Bizim her yerde projeksiyonlarımız var. İhtiyaca göre ya yeni blok ekliyoruz ya da yeni bir yer inşa ediyoruz. Dediniz ya 1000 kişi… Her gün yatak sayısı artıyor. Her gün açılışlarımız var. Yeni projelerimiz var. Sayıyı hiçbir zaman aynı göremezsiniz, her gün değişir. Yeni ilaveler var. Dolayısıyla Türkiye’deki yurt altyapısının başka bir örneği de yok onu da söyleyeyim. Önceki gün Van’daydık. 1900’dü Van’daki altyapı 2002’de. Şu an 10 bin 500. 3 bin 500 yatak da boş.

“TÜM AVRUPA’NIN TOPLAM YURT KAPASİTESİ TÜRKİYE’DEN DAHA AZ”

“Avrupa’daki tüm rakamları topladığınız zaman bizim 750 bin kapasitemize ulaşmıyor biliyor musunuz? Tüm Avrupa ülkelerinin… Tüm yurt yatakları Türkiye’nin gerisinde… Buradan bir istismar alanı üretmeye çalışanlar ancak kendilerini kandırırlar onu da söyleyeyim. Böylesine bir güçlü altyapıyı, farklı algı çalışmayı şey yapamazsınız. Bakınız biz her bir öğrencimize günde 25 lira beslenme desteği veriyoruz. Barınmasıyla beslenmesiyle bakınız 32 GB internet hizmetimiz var tüm yurtlarda ücretsiz. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan altyapıyı karalamak, karalamaya çalışmak ve bu anlamda farklı farklı suni gündemler oluşturmak, yalanlar ortaya koymak, milletimiz bunu en güzel şekilde takdir eder. Ama biz her geçen gün altyapımızı güçlendirmeye, genç odaklı; gençlerin ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda, onların barınmasını, beslenmesini ve diğer ihtiyaçlarını desteklemeye devam edeceğiz. Gözümüz hep yukarıda.”

Gençlerle iyi bir iletişiminiz var. Gençlerin kendilerine yakın hissettiği, sevdiği bir isimsiniz. Günümüz gençliği ile ilgili zaman zaman yakınmalar duyuyoruz. Sizin bu konudaki yaklaşımınızı açıkçası merak ediyorum? 

“GENÇLERİN DÜŞÜNCELERİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

Gençler, sporcular bizim en büyük umudumuz. Nasıl sporcular bize umut veriyorsa gençler de öyle. Gençler sadece Türkiye’nin değil insanlığın umudu. Gençlerimizin yaklaşımı, gençlerimizin ihtiyacı bizim en önceliğimiz. Dolayısıyla bizim hizmet politikamızda genç odaklılık var. Onların düşünceleri var. Bakın biz 2022 yılını Katılımcılık Yılı ilan ettik. Ne için? Gençlerimizi sürece daha çok dahil edelim diye. Gençlerimizle birlikte yönetelim istiyoruz, uygulayalım istiyoruz. Süreçleri denetleyelim istiyoruz. Gençler gelin, her alanda beraber olalım. Gençlik ve Spor Bakanı… Gençlerin ve Sporcuların Bakanı… Türkiye’nin dört bir tarafından her hafta gençleri ağırlıyoruz. Binlerce genç… Binlerce genç… Gruplar halinde geliyorlar. Bir gece, iki gece onları misafir ediyoruz. Konuşuyoruz dertleşiyoruz. Türkiye’nin neresine gidersem gideyim mutlaka onlarla bir toplantı yapıyorum. Sıcak, samimi ortamlardır. Ceketi kravatı çıkarıyorsun oturuyorsun. Dediniz ya abi gibi, kardeş gibi, dost gibi… Tamamen bundan ötürü. Gençlerimiz elbette bazen farklı düşünebilirler. Diyorum gelin arkadaşlar konuşalım. Farklı düşüncesi olan varsa söylesin. İtirazı olan varsa söylesin. Masaya yatıralım konuları. Konuşmaktan, dertleşmekten, bir araya gelmekten kimseye zarar gelmez. Yeter ki, medeni ölçüler çerçevesinde olsun. Karşılıklı sevgiyle, karşılıklı anlayışla olur. Bunların her biri çözülür. İnsan odaklı olmak, insani yaklaşmak… Hepimiz insanız netice itibariyle. Konuşarak ve birbirimizi tanıyarak, önyargıları bertaraf etmemiz lazım. Önyargı, hem yargılayan açısından büyük bir handikap hem de o yargıyla yaklaştığınız kişiye büyük bir haksızlık. O yüzden oturup konuşmak, birbirinizi tanımak, heyecanını hissetmek, hüznüne ortak olmak… Bunların her biri bence gençlerimizle birlikte olduğumuz ortamlardır ki, davranış kodlarımız… İçimizden gelen hareketler… Yapaylık… Suni yaklaşımlar… Bunlar bizim hayat tarzımızda yok. Biz samimiyet ve birbirimize olan güvenle, inançla yürüyoruz…”  

ETİKETLER: ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.