DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Partisinin …
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu.
Partisinin kuruluşunun ikinci yıl dönümünü kutlayan Babacan’ın gündeminde Erdoğan’ın sözleri vardı. Babacan “Altı ayrı alanda eylem planlarımızı açıkladık. Şairin dediği gibi, ‘içimizde bir iş görmenin saadetiyle’ ilerliyoruz. Kadrolar hazır, çözümler hazır, bu pazar seçim olsa DEVA hazır,” dedi.
Babacan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de şöyle seslendi:
“Krizlerin ortağı Bahçeli, grup toplantısına giderken arabasının camından afişimizi okumuş. ‘Pazar günü seçim yok’ demiş. Hızlı geçerken anlamadı mı, Türkçe sorunu mu var onu anlamadık ama ‘Önümüzdeki pazar günü seçim yapılacak’ demedik. Seçim yapılsa hazırız diyoruz. Tabii dikkatini çeken kelime muhtemelen ‘seçim’. Çünkü siyasetle tek ilgisi seçim günleri… Erken seçim çağrısında bulunup ondan sonra kayboluyor. Sayın Bahçeli; Türkiye’nin hangi sorununu nasıl çözeceğinizi çıkın anlatın. Ama hamaset, küfür, hakaret, aşağılama, boş laf kullanmadan, temiz bir dille anlatın.”
Erdoğan’ın doktorlara yönelik “Giderlerse gitsinler” sözlerini de eleştiren Babacan şunları söyledi:
“Dikkat edin, her defasında sayısı sınırlı bir toplum kesimini hedef alıyor. 84 milyon vatandaşı, sayısı sınırlı olan gruba karşı kışkırtıyor. Neymiş? Doktorlar özel sektöre geçmek istiyormuş. Özel sektörü bırakın. Bu ülkenin doktorları mümkünse başka bir ülkede çalışmak istiyorlar. Kendilerine ve mesleklerine saygı duyan hükûmetlerin olduğu ülkelere gitmek istiyorlar. ‘Giderlerse gitsinler’ diyor. Düşün şu doktorların yakasından. Bu ülkede ‘sağlıkta şiddet’ diye bir sorun varsa, bunun en önemli sebeplerinden birisi Sayın Erdoğan’ın sürekli doktorlarımızı ve hekimlik mesleğini küçümseyen tutumudur. Biz, hekimlerimizi ve tüm sağlık çalışanlarımızı, onurlu bir hayat için verdikleri bu mücadelede, sonuna kadar destekliyoruz. Uzun nöbetlerle, ağır çalışma koşullarıyla sistemin tüm yükünün sağlık çalışanlarımızın omuzlarında olduğunu biliyoruz. Dönüp bir teşekkür et. Bu insanlar pandemi döneminde gece gündüz demedi. Kendi canını, ailesinin, küçük çocuğunun sağlığını riske atarak hayat kurtarmak için mücadele etti. Doktorlar dahil olmak üzere tüm vatandaşlarımızın, maddi ve manevi kaygılar hissetmeden yaşama hakkı vardır. Sene olmuş 2022. Biz, ülkenin Cumhurbaşkanı’na, insanların hayat pahalılığı karşısında ezilmeden yaşaması, işinden zevk alarak çalışması, çoluğuyla çocuğuyla vakit geçirecek zamanın da olması gerektiğini anlatıyoruz. Gidecek olan hekimler değil, kendisi”