Al-Jazeera televizyonuna Ukrayna savaşı konusunda değerlendirmelerde bulunan Mearsheimer, ABD’nin stratejik öncelikler konusunda başarılı bir yol …
Al-Jazeera televizyonuna Ukrayna savaşı konusunda değerlendirmelerde bulunan Mearsheimer, ABD’nin stratejik öncelikler konusunda başarılı bir yol izlemediğini öne sürdü.
Mearsheimer, “Gerçek şu ki ABD’nin en büyük rakibi Rusya değil Çin ve ABD, Rusya ile Doğu Avrupa’da büyük bir çatışmaya girmek yerine Çin’i kontrol altına almaya çalışmalıdır. Şu an karşı karşıya olduğumuz en önemli tehdit olan Çin’den gözümüzü ayırıp onun yerine Doğru Avrupa’da yeni bir tehdit oluşturmaya yardımcı olduğumuz için başımız büyük belada.” ifadesini kullandı.
ABD Başkanı Joe Biden’in göreve geldikten sonra ilk zamanlarda Çin tehdidine karşı başarılı işler yaptığını belirten Mearsheimer, ancak Rusya’ya karşı şahin bir politika izlemekle ve Ukrayna’nın NATO’ya katılması konusunda ısrar etmekle “ölümcül hata” yapıldığını savundu.
Mearsheimer şöyle devam etti:
“Ukrayna ve NATO, Rusya dış politika elitleri için en kalın kırmızı çizgiydi. Buna rağmen Ukrayna’yı NATO’ya dahil etmek için baskı yapmaya devam edildi. Bu da bugün içinde bulunduğumuz karmaşaya yol açtı. Ve bu yüzden Ukrayna’yı NATO’ya dahil etmeye zorlanmasından dolayı bu krizin yaratılmasında esas olarak ABD ve NATO’nun sorumlu olduğunu söylüyorum. Bu konu masadan kaldırılmış olsaydı, o zaman bugünkü sorunun içinde olmazdık. Ukrayna’nın bütünlüğü hala bozulmamış olurdu ve hatta buna Kırım bile dahil olurdu diye inanıyorum.”
“BU SAVAŞ DEVAM EDECEK”
Biden yönetiminin NATO ısrarından vazgeçerek tarafsız bir Ukrayna yaratmak yerine, bu konuda tam aksini yaparak kendini derin bir savaşın içinde bulunduğunu ifade eden Mearsheimer şu değerlendirmelerde bulundu:
“ABD, gelinen bu noktada savaşa o kadar derinden bağlandı ki öngörülebilir bir gelecekte bunun geri dönüşü yok. Varoluşsal bir tehdit olarak Ruslar Ukrayna’da bu savaşı kaybetmeyi göze alamaz. Biz de Ukrayna’da savaşı kazanmaya sadece derinden bağlı değil aynı zamanda Rusya’yı büyük güçlerin saflarından atacağımız noktaya kadar zayıflatmak için yaptırımlar kullanmaya kararlıyız. Yani bu savaşı biz kaybedemeyiz, onlar da kaybedemez. Bu nedenle öngörülebilir gelecekte herhangi anlamlı bir anlaşmaya varmanın hiçbir yolu yok. Sonuç olarak bu savaş devam edecek.”
Rusya’nın varoluşsal bir tehdide karşı nükleer silah kullanımını düşünebileceği uyarısında bulunan Mearsheimer, “Bunlar Rusları, nükleer silah kullanmıyorlarsa da en azından düşünmeleri için onlara çok güçlü bir teşvik verecekleri noktaya kadar zorluyor. Benim düşünceme göre, bu sadece sorumsuzluktur.” ifadesini kullandı.
Meirsheimer, binlerce nükleer savaş başlığına sahip bir ülke olduğuna dikkati çektiği Rusya’nın, Ukrayna’daki savaştaki rolünün yanı sıra ABD’nin ekonomik yaptırımlarla kendisini “büyük güçlerin saflarından çıkarmaya çalışmasına” izin vermeyeceğini savundu.