Keçiören Belediyesinin destekleri ve Kent Araştırmaları Enstitüsü, İlhan Tekeli Şehircilik Kültürü Vakfı, Türkiye Ekonomik Politikalar Araştırma Vakfı, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ve İdealKent Dergisi’nin iş birliğinde düzenlenen “8. Kent Araştırmaları Kongresi”nin son gün oturumlarından “Cumhuriyetin 100 Yılı ve Yerel Yönetimler” başlıklı oturum Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un katılımıyla gerçekleştirildi.
BAŞKAN ALTINOK “8. KENT ARAŞTIRMALARI KONGRESİ”NİN KAPANIŞINA PANELİST
OLARAK KATILDI
ALTINOK: CUMHURİYETİMİZİN 100 YILINDA BAŞKENT’İMİZİ KONUŞTUK
Keçiören Belediyesinin destekleri ve Kent Araştırmaları Enstitüsü, İlhan Tekeli Şehircilik Kültürü Vakfı,
Türkiye Ekonomik Politikalar Araştırma Vakfı, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ve İdealKent
Dergisi’nin iş birliğinde düzenlenen “8. Kent Araştırmaları Kongresi”nin son gün oturumlarından
“Cumhuriyetin 100 Yılı ve Yerel Yönetimler” başlıklı oturum Keçiören Belediye Başkanı Turgut
Altınok’un katılımıyla gerçekleştirildi.
Panelde, panelist olarak Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinden
Prof. Dr. Menaf Turan, Hacı Bayram Veli Üniversitesinden Prof. Dr. Hikmet Kavruk, Marmara
Üniversitesinden Prof. Dr. Erbay Arıkboğa yer alırken, moderatörlüğü Esenler Belediye Başkan
Yardımcısı Dr. Hasan Taşçı yaptı.
“ADETA BAKANLIK GİBİ ÇALIŞTIK”
Türkiye Cumhuriyetinin yüz yıllık tarihinde planlı şehirleşme konusunda zorlukların yaşandığını, ilk
belediye başkanı seçildiği dönemde yaşadığı zorluklar üzerinden aktaran Keçiören Belediye Başkanı
Turgut Altınok, “Cumhuriyetimizin 100 Yılında Başkent’imizi konuşmak bizim için şeref ve
bahtiyarlıktır. Öyle ki Belediye başkanlığına seçildiğim yıl 1994’tür. Neredeyse 30 yıla gireceğiz.
çi Hareket Partisi’nden seçilmiştim. Hükümet yok, büyükşehir belediyeleri yok. Yönetim
anlayışımızı üç ayak üzerinde geliştirdik. İyi bir yöneticinin üç hususa dikkat etmesi ve şunları bilmesi
gerekiyor: Finans yönetimi, proje yönetimi ve insan yönetimi… Şehrimizin altıda beşi gece konduydu.
Ankara’da en çok gecekondunun bulunduğu ilçeler Mamak ve Altındağ olarak bilinirdi ama esasen en
çok Keçiören’de vardı. Seçildiğimizde Belediye borç batağındaydı. Türkiye’nin en borçlu Belediyesi idi
o zaman. Ayın 15’inde maaş ödeyeceğiz… Baktım neyimiz var neyimiz yok. Tabii o zaman İller
Bankası’na gideceksiniz. Başvurduk İller Bankası’na ve dediler ki ‘sizden önceki belediye başkanı avans
çekti para yok’. Her gelenin belediyeden alacağı vardı. Çalıştık, mücadele ettik bu badireleri atlattık.
Kimse sizi bu makamda zorla tutmuyor. Muhalefet olmamıza rağmen hem maaşları ödedik hem de
projelerimizi yavaş yavaş hayata geçirdik. Şu an muhalefette olan belediyeler bu tür problemleri
yaşamıyor. İktidar partisine mensup bir belediye başkanı olduğum için söylemiyorum bunları. Yani
sonuç şu oldu. 5’inci yılın sonuna geldiğimizde artık borcunu ödemiş bir belediye vardı. 20 bin
öğrenciye burs verdik. Engelli Eğitim Üretim Merkezini açtık. Belediyeciliğin hizmet alanını genişlettik.
Okulların kapısından belediyeler girmezdi. Okul, Milli Eğitim Bakanlığının işi denirdi. Ankara sınırları
içinde olan bütün devlet üniversitelerimizin kapısından girdik. Ankara’daki okulların yüzde ellisinin
duvarında ‘Buranın Çevre Düzenlemesi Keçiören Belediyesi Tarafından Yapılmıştır’ yazıyordu.
Üniversitelerimizin birçoğu da bizim sınırımızda değil. Ayrıca 43 tane sağlık ocağı yaptık o dönemde.
180 yataklı hastane yaptık öz kaynaklarımızla kredi kullanmadan. Sağlık ocaklarını Sağlık Bakanlığına
devrederek hizmete soktuk hastanemiz ile birlikte. 15 yıllık görev süremiz bittiğinde, ‘Kaç köye kaç
ilçeye ne yardımlar yapmışız bir bakalım’ dedim. Adeta Bakanlık gibi Türkiye’de 2 bin köye hizmet
etmişiz, 348 tane ilçeye destek ve hizmet sunmuşuz.” ifadelerini kullandı.
“KAYNAKLAR VERİMLİ KULLANILMALI”
Altınok, katılımcılardan biri tarafından yöneltilen ‘belediyelerin kaynak kullanımına’ ilişkin soruya,
kaynak konusunda belediyelerin sıkıntı yaşamadığını, ancak kaynakların verimli kullanılmadığını
belirterek şunları dile getirdi:
“Öncelikle bir belediye başkanı ideolojisiyle hareket etmemelidir. Çünkü tüm halka karşı mesuliyeti
vardır. Şu anda kanun neyse tüm partilere mensup belediyelerde aynı şey uygulanıyor. Borcu varsa
belediyenin, muhalefet veya iktidar fark etmeksizin hangi partiye mensup olursa olsun yüzde 40
kesiliyor. Muhalefette olmanın dezavantajı ortadan kaldırıldı. Cumhurbaşkanımız, belediye
başkanlığından geldiği için belediyelerin kaynakları yüzde 150 artırılmıştır. Genel bütçeden
belediyelere verilen kaynaklar bu dönemde artmıştır. İlçe belediyelerinin yetkileri de artırılmıştır.
Uzun yıllar muhalefetle görev yaptık. Şimdi iktidarda görev yapıyoruz. Eğer kaynağı düzgün
kullanırsanız güzel hizmetler yaparsınız, borcunuz da olmaz. Belediyelerde kaynak var. Birçok Belediye
Başkanı diyor ki, ‘Çok borcumuz var!’ Ben de, ‘Kaynağı sen oluşturacaksın, delikleri kapatacaksın, israf
ve saltanata son vereceksin’ diyorum.”
“ABB’NİN, BİR TANE BİLE İMAR VE KENTSEL DÖNÜŞÜN PLANI YOK”
CHP’de siyaset yaptığını belirten bir katılımcının, Büyükşehir Belediyesinin kendi encümeninin olup
olmaması gerekliğine ilişkin “İlçe belediye encümeni ile Büyükşehir Belediyesi encümenin ayrı olması
gerekmiyor mu? Ayrıca görev paylaşımı konusunda ilçe belediyeleri ile Büyükşehir Belediyesi ihtilaf
yaşamıyor mu?” şeklindeki sorusuna Başkan Altınok şu cevabı verdi:
“Büyükşehir belediyesi encümeni ile ilçe belediyeleri encümeni etle tırnak gibidir. Bunun böyle olması
da gerekir. Aksi halde ilçenin sorunları Büyükşehir meclisine taşınamaz. Biz hiçbir zaman için
Büyükşehir Belediyesi ile ihtilafa düşmedik. Aksine onların ilçemiz sınırları içinde yapacağı tüm
çalışmalara destek verdik. Ancak son 5 yılda Ankara’da kentsel dönüşümle ilgili yapılan bir tane imar
planı ve kentsel dönüşün planı yok. Yakın zamanda 6 Şubat depremini yaşadık. Bundan ders
almadığımızı görüyoruz. Deprem Maraş’ta oldu ama Hatay’da yaşamını kaybedenlerin sayısı, diğer 6
şehirde yaşamını kaybedenlerin sayısından fazla oldu. Ankara Şereflikoçhisar’da bir fay hattı var. Yönü
Ankara’ya dönük. Eskiyen binalarımız var. Dolayısıyla ufak bir sarsıntıda Ankara’nın eskiyen
dokularında Allah korusun bina yıkımı ve can kaybı yaşanabilir. Bu konuda biraz geç kaldık. Planların
çoktan yapılması lazımdı. Biz Keçiören Belediyesi olarak bir kentsel dönüşüm çalışması yaptık.
İlçemizin yüzde 80’ini kapsayan bir çalışmaydı. İnsanımıza ferah bir yaşam alanı sunuyordu.
Büyükşehir bunu veto etti. AK Parti ve MHP oylarıyla tekrar meclisten geçirdik. Sonra Sayın ABB
başkanı dava açtıracağım dedi açtırdı ve iptal ettirdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi ile bu tür sıkıntılar
yaşayabiliyoruz. Ama Büyükşehir’in bir şey yapması gerekiyorsa ilçemizde yürüttüğü çalışmalara
destek veriyoruz.”
22-24 Kasım tarihleri arasında üç gün devam eden kongrede, Cumhuriyet döneminden günümüze
kent anlayışı konuşuldu. “Cumhuriyetin 100 Yılında Kent” ana temasının yanında “100. Yılında
Cumhuriyetin Planlaması”, “100. Yılında Cumhuriyet Mimarlığı”, “100. Yılında Cumhuriyetin
Kentleşmesi ve Kentsel Toplum”, “100. Yılında Cumhuriyetin Yerel Yönetimleri”, “Gelecek: Yeni bir
iddiayı ortaya koyarken” ve “Deprem ve Afet Özel Gündemi” başlıkları altında konuşmalar
geçekleştirildi.
Şehircilik adına çok önemli ve değerli fikirlerin masaya yatırıldığı kongrede, Ankara ve Türkiye’de
bütüncül olarak hayata geçirilmesi gereken kentsel dönüşüm planları bildiri olarak sunuldu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı