Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Münik Güvenlik Konferansı’nda ‘Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra nükleer silahlarından vazgeçen …
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Münik Güvenlik Konferansı’nda ‘Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra nükleer silahlarından vazgeçen Ukrayna’nın nükleer güç olmayan ülke statüsünü tersine çevirebileceğine’ dair açıklama yapmasıyla birlikte Budapeşte Memorandumu tartışmaya açıldı. Tartışmaya dahil olan Almanya’nın Kiev Büyükelçisi Anke Feldhusen, Budapeşte Memorandumu’nun yasal bağlayıcılığının olmadığını iddia etti.
3 eski Sovyet cumhuriyetinin nükleer silahlardan arınıp Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na katılmasına mütekabil, 1994’te ABD, Britanya ve Rusya tarafından imzalanan Budapeşte Memorandumu, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kazakistan’ın bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, güvenliğini garanti altına alıyor. Zelenskiy ise ‘2014’ten beri Rusya tarafından ihlal edildiği’ gerekçesiyle anlaşmanın gözden geçirilmesi gerektiği, aksi takdirde Kiev’in artık nükleer silahlanmaya geçebileceğini savunuyor. Ukrayna, 1994 öncesi Sovyetler Birliği’nden kalanlarla dünyanın en büyük üçüncü nükleer silah stokuna sahipti.
Kanal 24’e konuşan Feldhusen, Zelenskiy’in ‘Kiev’e nükleer silahları yasaklayan Budapeşte Memorandumu’nun gözden geçirilmesi’ çağrısıyla ilgili soru üzerine “Budapeşte Memorandumu gerçekte uluslararası hukuka göre yasal yükümlülükleri olmayan bir formattır. Ama bence şimdi savaştan kaçınmak için her şeyi denemeliyiz” dedi.
Alman Büyükelçi, son aylarda Vladimir Putin ile Joe Biden’ın Rusya Devlet Başkanı ile ABD Başkanı arasında on yıllardır görülmeyen sıklıkla telefonda görüşmelerine dayanarak, temkinli iyimserlik ve diplomatik çözüm umudu ifade etti.
ABD de 2013 yılında Belarus’a yaptırım uyguladığında Budapeşte Memorandumu’nun yasal bağlayıcılığının olmadığını iddia etmişti.
Bu, Kiev’in nükleer silah emellerini ilk dile getirişi değil. 2018’de eski Ukrayna Ulusal Güvenlik Sekreteri Aleksander Turçynov, Ukrayna’nın nükleer silahlarından vazgeçmesinin ‘tarihi bir hata’ olduğunu söyleyerek “Bize verilen güvenlik garantilerinin üzerine yazıldıkları kağıt kadar bile değerleri yok” demişti.