Alman Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, aralarında dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de bulunduğu …
Alman Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, aralarında dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de bulunduğu liderlere yazdığı mektupla ilgili önemli bir karara imza attı.
Mahkeme, Avrupa’ya sığınmacı akınının doruk noktaya ulaştığı dönemde gönderilen mektubun içeriğini milletvekillerine açıklamayan Alman hükümetini haksız buldu. Sol Parti, mektubu görmek üzere hükümete başvuruda bulunmuş ancak belgenin Başbakan Angela Merkel’e yönelik kişisel bir mektup olduğu gerekçesiyle ret yanıtını almıştı.
Sol Parti meclis grubunun başvurusunda kararını açıklayan Anayasa Mahkemesi, Alman hükümetinin Federal Meclisin haklarını ihlâl ettiği sonucuna vardı. Kararda, Alman hükümetinin, söz konusu mektubun AB mevzularıyla ilgili olmadığına ya da anayasa hukuku açısından açıklanmasında sakınca bulunduğuna dair anlaşılabilir bir gerekçe sunmadığına hükmedildi. Kararda, hükümetin mektubun “kişisel” olduğuna ya da açıklanmasının hükümetin müzakere alanını etkileyeceğine dair makul bir açıklamada da bulunamadığı kaydedildi.
MEKTUPTA NE YAZIYORDU?
Davutoğlu’nun 23 Eylül 2015 tarihli mektubuyla ilgili Anadolu Ajansı’nın 24 Eylül’de yayımladığı haberde, mektubun “AB üyesi ülkelerin hükümet başkanları, AB Konseyi ve Komisyonu başkanları, ABD Başkanı Barack Obama, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterleri İyad bin Emin Madani ve BM Genel Kurul Başkanı Mogens Lykketoft’a” gönderildiği bildirilmişti. Dönemin Başbakanı Davutoğlu’nun, mektupta göçe hedef ülkeleri daha fazla sığınmacı kabul etmeye davet ettiği, göçte kaynak ülkelere insani ve kalkınma yardımlarının arttırılması yönünde uluslararası topluma çağrıda bulunduğu kaydedilmişti.
MAHKEMEDEN MEKTUBA VURGU
Mahkeme kararında o dönem medyada çıkan haberlere atıfta bulunularak, mektubun tüm AB liderlerine gönderildiği, Türkiye ile AB arasında iltica ve göç konusunda işbirliği konusunu içerdiği, dolayısıyla AB’yi ilgilendiren bir konu olduğu vurgulandı. Kararda, mektubun içeriğinin 29 Kasım 2015’te Türkiye ile AB arasında gerçekleştirilen zirve toplantısında sığınmacı kriziyle ilgili kararlaştırılan eylem planıyla da doğrudan ilintili olduğuna işaret edildi.
Kasım’daki Türkiye-AB zirvesinin hemen ardından 17-18 Aralık 2015 tarihinde gerçekleştirilen AB liderler zirvesinde, sığınmacı krizine karşı kapsamlı bir strateji belgesi onaylanmış, 2016 yılı Mart ayında da Türkiye ile AB arasında mülteci mutabakatına imza atılmıştı.
“HÜKÜMET AB POLİTİKALARI KONUSUNDA BİLGİ VERMEK ZORUNDA”
Alman Anayasa Mahkemesi, aldığı ikinci bir kararda da Alman hükümetini haksız buldu ve hükümetin AB’nin ortak güvenlik ve dış politikasıyla ilgili önlemler konusunda da Federal Meclisi “öncesinden ve kapsamlı bir şekilde” bilgilendirmekle yükümlü olduğuna hükmetti.
Sol Parti ve Yeşiller meclis gruplarının başvurusu, 2015 yılında Akdeniz’de insan kaçakçılarına karşı yürütülen askeri “Sophia Operasyonu” konusunda hükümetin milletvekillerini bilgilendirmemesini içeriyordu. Alman hükümeti Haziran ayında yaptığı savunmada operasyonun, üye ülkelerin kendi aralarında kararlaştırdıkları bir konu olduğunu, AB mevzusu olmadığını savunmuştu.