Sen kendini parçalasan da, bağıra bağıra nutuklar atsan da; bizler, aynı bizden öncekiler gibi, istibdata, “dur” demeye devam edeceğiz. “Yeter söz milletindir!” diyeceğiz. “Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet!” diyeceğiz. Adalet diyeceğiz.
Müsavat diyeceğiz. Meşveret diyeceğiz. Uhuvvet diyeceğiz.
Ülkemizin şimdiye kadar, batılı ülkelere gösterdiği iyi niyet defalarca suiistimal edildi. Mesela Yunanistan’ın NATO üyeliği için verdiğimiz onay Ege adalarının, silahlandırılması ile sonuçlandı. Bugün, Türkiye’den İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği için iyi niyet bekleyenlerin, ilk önce kendi niyetlerini sorgulaması gerekiyor.
Bu arkadaşlar, bizi ısrarla duymazdan gelmeye devam ediyor. Ne kadar yangın uçağımız olduğunu bile bilmeyen, kepeği, ekilerek yetiştirilen bir ürün zanneden birini, tuttular, ülkenin en stratejik alanlarından birine, bakan yaptılar. “Çok kuyruk oluyordu, o yüzden fiyatları arttırdık” diyen bir densizi, Et ve Süt Kurumu’na, Genel Müdür yaptılar. Sonuçta ne oldu? Ülkemizde çiğ süt fiyatları, 2018 yılında, Avrupa Birliği ülkelerine göre, yüzde 18 daha ucuzken; bugün, yüzde 10 daha pahalı hâle geldi. Üstelik onların alım gücü, bizim 4 katımız olmasına rağmen.
Çiftçilerimizin kullandığı, mazot, gübre, elektrik, yem, tohum gibi kalemlerde, ortalama yüzde 20 oranında net, “yerinde, zamanında ve odağında ödemeler” yapacağız.
Bildiğiniz üzere, geçen hafta, yabancı bir haber ajansında, bir bankanın, İngiltere Merkez Bankası’nda tuttuğu altınları, değerinin altında sattığına dair, bir haber çıktı.
Biz, elinde kalan son kıymetli varlıkları da, adeta müflis bir tüccar gibi, satıp bozduran bu kurumun, Merkez Bankası olduğuna inanmak istemiyoruz. Ama tek bir kişinin, keyfine mahkûm edilen bu sistemin, maalesef, artık bir alışkanlık haline getirdiği, akıl ve bilim dışı kararlarla, gelip dayanacağı yer, tam olarak burası. Bak Sayın Erdoğan, seni buradan uyarıyorum. Işıltılı Bakan’ın, emir erin Merkez Bankası Başkan’ın, ve bol maaşlı danışmanların, korkularından, ya da koltuklarını korumak için, sana anlatamıyorlar ama senin bu öngörüsüz politikaların ile, göz göre göre, ödemeler dengesi krizine doğru gidiyoruz.
Milletimizin rızkından alıp, kur korumalı mevduat sistemine harcadınız. Sonra ne oldu? Sadece Mart ve Nisan’da, Hazine’nin cebinden, 16.3 milyar lira çıktı.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın, fetih öncesi ilk icraatı, vatandaşın, memnuniyetsiz olduğu görevlileri, değiştirmek oldu. Yolsuzluk yapan devlet görevlilerini değiştirdi.
Devlet gelirinin üçte birinin, boşa gittiğini ortaya çıkardı. Ve hazineyi korumak için, etkin bir mali sistem geliştirdi. Yolsuzluğa savaş açarak, adaleti sağladı. Fatih Kanunnamelerini yaparak, devleti kurumsallaştırdı. Böylece hem, devlete olan bağlılığı artırdı, Hem de hazineyi güçlendirdi.