Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Kahraman’ın yürütücüsü olduğu “Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tümör Hücre Sferoidlerinde Brik Asidin Antikanser Etkisinin Araştırılması” başlıklı proje, TÜBİTAK 1002 programı dahilinde desteklenmeye uygun bulundu. Proje kapsamında borik asidin antikanser etkisi araştırılarak bor içerikli yeni bir tedavi yöntemi geliştirilecek.
Borik asidin antikanser etkisini araştıracaklar
Akciğer kanserine Bor içerikli tedavi
Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek
Yüksekokulu öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Kahraman’ın yürütücüsü olduğu
“Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tümör Hücre Sferoidlerinde Brik Asidin
Antikanser Etkisinin Araştırılması” başlıklı proje, TÜBİTAK 1002 programı
dahilinde desteklenmeye uygun bulundu. Proje kapsamında borik asidin
antikanser etkisi araştırılarak bor içerikli yeni bir tedavi yöntemi geliştirilecek.
Proje ekibini tebrik eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet
Budak, “Sağlık alanında referans merkezi konumunda olan üniversitemiz,
literatüre de önemli katkılar sağlamayı sürdürüyor. Atatürk Sağlık Hizmetleri
Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Kahraman’ın ve ekibinin
geliştirdiği, TÜBİTAK’tan kabul gören proje, akciğer kanserinde bor içerikli bir
tedavi yöntemi geliştirmeyi amaçlıyor. Ülkemizin bor madeni açısından
zenginliği göz önüne alındığında projenin ekonomik olarak da önemli katkılar
sunacağını düşünüyorum. Hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, başarılarının
devamını diliyorum” dedi.
“En fazla görülen ikinci kanser türü”
Akciğer kanserinin dünyada en çok görülen ikinci kanser türü olduğunu
söyleyen proje yürütücüsü Doç. Dr. Erkan Kahraman, “Akciğer kanseri dünya
üzerinde en çok görülen ikinci kanser türü olup, kansere bağlı ölümler içerisinde
ise ilk sırada yer almaktadır. Bu nedenle, akciğer kanseri, insidansı, neden
olduğu komplikasyonlar ve mortalite oranları nedeniyle dünya genelinde
üzerinde yoğun çalışılan, güncel, en önemli sağlık problemlerinin başında
gelmektedir. Tedavisinde ise akciğer kanserinin tipine, genetik
karakterizasyonuna ve evresine göre cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve
sistematik tedaviler gibi çeşitli tedavi rejimleri uygulanmaktadır. Özellikle son
yıllarda akciğer kanseri tedavisinde yeni ilaç molekülü adayı olabilecek birçok
bileşik ve terapötik ajanlar üzerine yapılan çalışmalar son derece hız
kazanmıştır. Elde edilen verilerde birçok aday molekülün kanser tedavisinde
umut verici sonuçlar ortaya koyduğu ileri sürülmüştür. Bu aday moleküllerden
biri de bir bor bileşiği olan borik asittir” dedi.
“Borun iyileştirici özelliği bulunuyor”
Araştırmaların, borik asidin iyileştirici etkisi olduğunu gösterdiğini
belirten Doç. Dr. Kahraman, “Deneysel çalışmalarda, hayvanlarda ve insanlarda
borik asit uygulamasının immünite, antioksidan etkiler, büyüme ve embriyonik
gelişim üzerine kayda değer bir şekilde iyileştirici etkileri olduğu gösterilmiştir.
Ayrıca beyin fonksiyonu, karaciğer gelişimi, yara iyileşmesi, osteoporozis ve
kanserde iyileşmeyi kolaylaştırıcı etkisi bulunmaktadır. Epidemiyolojik ve
deneysel çalışmalar, borun çeşitli kanser türleri üzerinde pozitif etkileri
olduğunu göstermektedir. Bor bakımından zengin diyetlerle beslenen, toprak ve
suyun bor bakımından zengin olduğu bölgelerde yaşayan kişiler çeşitli kanser
türlerine karşı düşük risk ile ilişkilendirilmektedir. Farklı teoriler ileri sürülse de
borik asidin anti kanser etkileri altında yatan mekanizma tam olarak
aydınlatılabilmiş değildir” dedi.
“Bor madeninin stratejik önemi artacak”
Doç. Dr. Kahraman, “TÜBİTAK tarafından destelenen projemiz ile
akciğer kanseri tipleri içerisinde en fazla görülen tür olan küçük hücreli dışı
akciğer kanseri hücrelerinde borik asidin antikanser etkilerini araştırmayı
amaçladık. Bu amaçla akciğer kanseri hücrelerinde borik asidin kanser hücre
canlılığını azaltma ve apoptotik hücre ölümünü indükleme yetenekleri üzerine
olan etkileri incelenecek, ayrıca borik asidin kanser hücrelerinin koloni
oluşturarak tümör formasyonu kapasitesi oluşturmasını önleyip önlemediği
araştırılacaktır. Bununla birlikte kanser hücre morfolojisi, kanser hücre göçü ve
metastazını üzerine etkileri de ortaya konacaktır. Bu analizlerin yanında in
vitroda 3 boyutlu kültür ortamında akciğer kanseri tümör sferoidleri üretilecek
ve borik asidin akciğer kanseri tümörünün büyümesine, yapısına, morfolojisine
ve bütünlüğüne olan etkileri de gösterilecektir. Projemiz ile elde edecek
olduğumuz bilgiler, borik asidin akciğer kanserinde temel hücresel antikanser
mekanizmalar üzerine olan etkilerini ortaya koyacak ve bor içeren hedefli yeni
tedavi modellerinin oluşturulması için kaynak veriler sağlayacaktır. Ayrıca
verilerimiz, Türkiye için stratejik bir öneme sahip olan bor madenlerinin kanser
tedavisinde umut vadeden bir molekül olup olmadığını ortaya koyacak ve bu
stratejik madenlerin daha da önem kazanmasına katkı sağlayacaktır” diye
konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı