Konferansa, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AK Parti …
Konferansa, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala, BM Genel Kurulu 75. Dönem Başkanı Volkan Bozkır, AK Partili milletvekilleri ile Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı katıldı.
MHP Genel Sekreteri Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir ile MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın da konferansta hazır bulundu.
Azerbaycan tarafından ise Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Vekili ve Merkez Yürütme Kurulu Başkanı Tahir Budagov, Tarım Bakanı İnam Kerimov ve Kültür Bakanı Anar Kerimov, milletvekilleri ve 40’ın üzerinde siyasi parti başkanı konferansa katıldı.
İstiklal Marşı ve Azerbaycan Milli Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Siyasi Partilerden Sorumlu Daire Başkanı Adalet Valiyev, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in mesajını okudu.
AK Parti Genel Başkanvekili Yıldırım, konferansta yaptığı konuşmada, katılımcılara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını iletti.
Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin çıkar değil kardeşlik ve dostluk ilişkisi olduğunu vurgulayan Yıldırım, liderlerin “Bir millet, iki devlet” sözlerinin bu ilişkiyi en güzel şekilde ifade ettiğini belirtti.
Yıldırım, Azerbaycan topraklarının bir zamanlar işgal altında olduğunu hatırlatarak, “Bu soruna çözüm bulmak isteyenler, çözümün bir parçası değil sorunun parçası olmaya yıllarca devam ettiler. Ne yazık ki uluslararası kuruluşlar, Birleşmiş Milletler defalarca Güvenlik Konseyi kararları almasına rağmen, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Minsk Grubu diplomatik yollardan çözüm ortaya koyacaklarını vadetmesine rağmen Ermenistan’ın baskılarıyla taraflı davranmışlar, sorunu dondurmayı tercih etmişlerdir” dedi.
Azerbaycan’ın kendi imkanlarıyla sorunu bitirdiğini ve topraklarını işgalden kurtardığını hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Karabağ zaferi, sadece işgal altındaki toprakların kurtarılması meselesi değil aynı zamanda Kafkaslar’da ve Türk dünyasında yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bu zaferle birlikte Türk devletleri yeniden organize olmaya, yeni bir anlayışla Türk Devletleri Teşkilatı olarak tarihi İstanbul Zirvesi’nde karar almışlar, Türk dünyası 2040 vizyonunu kabul etmişlerdir. Bununda yapılmak istenen beşer yıllık eylem planlarıyla Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerin aralarındaki lojistik, ekonomik, turizm gençlik, eğitim, dil ve kültür gibi sınırsız alanlarda farklılıkların, eksikliklerin ortadan kaldırılması, tam bir entegrasyonunun sağlanması hedef alınmıştır. Türk Devletlerinin amacı yayılmacı ve emperyal bir politika gütmek değildir. Amacı, Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlar’da 4,5 milyon kilometrekarelik coğrafyada, 170 milyon nüfusun bulunduğu, 1,5 trilyon dolar gayrisafi hasılanın oluştuğu, 600 milyar dolarlık da bir ticaretin döndüğü bu coğrafyada üye ülkeler arasındaki refah boşluğu açığının kapatılmasıdır.”
Yıldırım, zor bir bölgede yaşadıklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
“Etrafımız ateş çemberi, hele hele Anadolu topraklarının her tarafında muhakkak bir sorun var. 40 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Irak’taki, Suriye’deki, Balkanlar’daki istikrarsızlık doğrudan bizim coğrafyamızı etkiliyor. Yıllardır Ermenistan’ın dış tahriklerine, diasporayla, yanlış yönlendirme sonucu maalesef sadece bölgedeki istikrar bozulmamış aynı zamanda Ermeni milletinin refahından da çalınmıştır. Artık bir fırsat penceresi olmuştur. Karabağ meselesi de büyük oranda halledildiğine göre Kafkaslar artık refah ve huzurun merkezi haline gelmelidir. Türkiye ve Azerbaycan’ın teklif ettiği, İran Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Rusya’nın bu bölgede enerjilerini ve imkanlarını istikrarsızlığı değil refah önceleyen şekilde bir araya gelmeleri ve böylece hem bölgenin hem de tarihi İpek Yolu güzergahının çok daha güzel günler için hazırlanması için vesile olması icap etmektedir.”
“TÜRKİYE-AZERBAYCAN İŞ BİRLİĞİ, BÖLGEMİZİN ADETA ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRDİ”
AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala ise konuşmasında, Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin çok güzel seviyede olduğunu belirtti.
İlişkilerin sağlam temel üzerinde yükseldiğini vurgulayan Ala, “Bu sağlam temel, aynı zamanda ilişkilerimizi çok özel kılıyor. Sayın Cumhurbaşkanlarımızın yakın dostlukları da ilişkilerimizin geliştirilmesinde çok önemli rol oynuyor. Kardeş devletlerimiz arasında olduğu gibi, iki ülkenin iktidar partileri olan AK Parti ve Yeni Azerbaycan Partileri arasındaki ilişkiler de her geçen gün gelişmektedir” dedi.
Ala, Şuşa Beyannamesi’nin önemine değinerek, “Böylece ülkelerimiz arasındaki doğal müttefiklik daha da pekiştirilmiş oldu. Tüm kurumlarımız ilk günden Şuşa Beyannamesi’nin gereklerini yerine getirmek için çalışmalara başladılar. Türkiye-Azerbaycan iş birliği, bugüne kadar bölgemizin adeta çehresini değiştirdi. Ortak projelerimiz bölgenin kalkınması ve refahına büyük katkı sağladı. Eminim ki Şuşa Beyannamesi’yle zirve yapan Türkiye-Azerbaycan müttefiklik ilişkileri yalnızca ülkelerimizin değil, tüm bölgenin yararına olacaktır.” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Sekreteri Büyükataman da konuşmasında Şuşa Beyannamesi’nin öneminden bahsederek, anlaşma niteliğindeki bu belgenin sadece iki ülke açısından değil, Türk dünyası açısından önem taşıdığını vurguladı.
Azerbaycan halkı Türkiye’nin desteğini hiçbir zaman unutmayacaktır
Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Vekili ve Merkez Yürütme Kurulu Başkanı Budagov ise Türkiye ve Azerbaycan’ın dünyada benzeri olamayan birlik ve dayanışma sergilediğini belirtti.
2. Karabağ Savaşı’nda Türkiye’nin Azerbaycan’a sağladığı siyasi ve manevi desteklerden bahseden Budagov, “Azerbaycan halkı bunu hiçbir zaman unutmayacaktır” dedi.
Budagov, Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgede barış ve istikrardan yana olduğunu belirterek, Şuşa Beyannamesi’nin sadece iki ülke açısından değil bölge ve Türk dünyası için gelişme zemini oluşturan bir etken olduğunu vurguladı.