Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları: Yıllardır Avrupa bu kadar yakınında bir savaş yaşamamıştı. Demokrasinin tehditle karşılaştığı …
Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları:
Yıllardır Avrupa bu kadar yakınında bir savaş yaşamamıştı. Demokrasinin tehditle karşılaştığı durumlarda sadece belli ülkelerde demokratik süreçlerin işlendiğini gördük. Her türlü işgale karşı çıkmamız lazım. Böyle bir dayanışma ortaya koyulmazsa gücü yetenin diğer ülkeye saldırması tüm dünyada ortaya çıkacaktır. Bunun ilkesel olarak nasıl yapılması gerektiğine dair, altı çizilmesi gereken hususlar var. Kırım işgal edildiğinde Türkiye’nin çağrısı desteklenseydi bugünkü tablonun çıkması engellenecekti. Neden Kırım işgal edilirken sessiz kalındı? Kırım’ın işgalini engellemeyecek, oradaki tabloyu asli durumuna döndürmeyecek bu yaklaşımlar bir tepki olarak kaldı.
“MACRON’UN HADDİ DEĞİLDİ”
Avrupa Birliği’nin Ukrayna krizini görüştüğü toplantılarda neden Türkiye yoktur? Bu zirvelerin işler hale getirilmesi konusu bu göçmen mutabakatı denen anlaşmalar onlar da uygulanmadı. Böylesi bir savaş ortamında hala olayın gerçek şemasının ne olmasının gerektiği konusunda bir tablonun ortaya çıkmaması büyük bir basiretsizliktir. Türkiye bölgesinde güçlü bir devlettir. Avrupa güvenlik mimarisini Türkiye olmadan şekillendirmezsiniz! Macron örneğinde gördüğünüz gibi haddi olmadığı halde Türkiye’nin NATO üyeliğini sorguladı. Sonra NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir” dedi. Şimdi ne diyor Macron,” NATO’nun doğu kanadını güçlendirmeliyiz”.
“TÜRKİYE’YE AMBARGO ÇABASI TRAJİKTİR”
Türkiye egemen ve bağımsız bir devlet olarak kuşkusuz milli güvenliğini korumaya muktedirdir.
Her seferinde gerçekliğin duvarına çarparak gördükleri bu tabloda artık bu sahte anlayışlardan kurtulmaları gerekiyor.
“TÜRKİYE PEK ÇOĞUNUN ÜRETEMEDİĞİ DİPLOMASİYİ TEK BAŞINA ÜRETMİŞTİR”
Nitekim Ukrayna savaşı sürecinde Türkiye ile ilgili olarak birtakım yalnızlaştırma politikaları karşısında görüldü ki aslında diplomasi masasında Türkiye var. Görüldü ki bu süreçte kimse Türkiye gibi bir diplomasi süreci geliştiremedi. Ve pek çok birlik adına üretilmesi gereken diplomasiyi ve barış umudunu buna en büyük katkıyı Türkiye’nin yapacağı görülmüştür.
Yeni modeller de üretilebilir. Dolayısıyla burada askeri açıdan bakmadan bir üçüncü yol olarak diplomasinin harekete geçirilmesinde Türkiye öncü olmuştur. Hem Ukrayna’nın toprak bütünlüğü hem de Rusya’nın güvenlik kaygılarını giderecek bir girişim umudu Türkiye ile doğmuştur.