enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5478
EURO
36,0565
ALTIN
2.992,79
BIST
9.510,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
18°C
İstanbul
18°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Parçalı Bulutlu
11°C
Pazartesi Çok Bulutlu
10°C
Salı Hafif Yağmurlu
12°C

Suriyeli arkeolog taşları sanata dönüştürüyor

Savaş mağduru Suriyeli arkeolog, Mezopotamya’nın Asur, Sümer ve Keldani kültürlerini tabletlere, volkanik taşlara işleyerek sanat eserlerine dönüştürüyor.

Suriyeli arkeolog taşları sanata dönüştürüyor
02.11.2023
3
A+
A-

Şehmus EDİS – Herkes Duysun / MARDİN (İGFA) – Suriye’de çıkan iç savaş nedeniyle yerini yurdunu terk edip 12 yıl önce Türkiye’ye gelen ünlü arkeolog Sabah Kasım Garguli, şimdilerde tarihi Mardin İnekler çarşısında bulunan küçük sanat atölyesinde taşları işleyip sanat eserine dönüştürüyor.

Kendisi de bir savaş mağduru olan Garguri, İsrail’in Filistinlilere yönelik uyguladığı vahşi saldırıları şiddetle kınıyor. Yaşanan İsrail zulmüne karşı Gazze halkına destek için Arapça şiirler de yazan Garguri, savaşın durdurulması için bütün dünya ülkelerine çağrıda bulunuyor.

“SAVAŞTAN KAÇTIM, MARDİN’DE SANATIMLA HAYATA TUTUNDUM”

Aslen Mardinli olduğunu belirten 67 yaşındaki Arkeolog-Yazar Sabah Kasım Garguli, Suriye’deki iç savaş yüzünden 12 yıl önce eşi ve kızını alarak Mardin’e geldiğini söyledi.

Suriye’de 30 yıl arkeolog olarak çalıştığını ifade eden Garguri, “Dünyaca ünlü profesörlerle Suriye’de birçok kazıya katıldım. Suriye’deki iç savaş yüzünden Mardin’e gelmek zorunda kaldım. 3 ay boyunca hamallık yaptım. Sonra kendime bu atölyeyi açtım. Burada taştan sanat eserleri yapmaya başladım. Mezopotamya kültürünü temsil eden Sümerler, Asurlar ve Keldani kültürünü temsil eden heykeller eserler yapıyorum. Arkeolog, yazar ve şairlik… Her tür el sanatlarını icra kabiliyetim var. Arkeoloji mesleği boyunca 18 kitap yazdım. Mezopotamya ve Mardin ile ilgili kitaplar yazdım. Makalelerimin yer aldığı kitabım, şiir divanım ve çevirilerim var. Ben severek bu sanatı yapıyorum. Dükkanımda yaptığım eserleri ihtiyacı olan üniversite öğrencilerine bedava veriyorum. Mardin’de panorama sergisi açmak istiyorum ama bana yardımcı olan yok. Bunlarla birlikte antika koleksiyonum var. Belirli dönemlerde kullanılmış temel ihtiyaç malzemeleri olan çatal, kaşık, tabak, bardak, madeni para da koleksiyonumun arasındadır.” dedi.

SURİYE’DE 3 BİN SANAT ESERİNİ BIRAKTI

30 yıl boyunca Suriye’de değişik şehirlerde Avrupalı arkeologlarla kazı çalışmalarına katıldığını kaydeden Garguli, “Savaş yüzünden Suriye’de 3 bin sanat eserini bırakmak zorunda kaldım. Türkiye’ye getirmek için çok uğraştım ama yardımcı olan kimse olmadığı için eserleriminden vazgeçmek zorunda kaldım. Suriye’de savaş sebebiyle hayatını kaybeden binlerce insanın yanı sıra İslam ve Osmanlı medeniyeti izleride bir bir yok ediliyor.” ifadelerini kullandı.

Kendisi de bir savaş mağduru olan arkeolog Garguri, şu anda Filistin’de İsrail zulmü var. Orada çocuklar, kadınlar, masum insanlar ölüyor. Tıpkı Suriye’de ölen masum insanlar gibi. Yüreğim yanıyor. Elimden bir şey gelmediği için Filistinli kardeşlerime destek vermek için için şiir yazdım. Bir savaş mağduru olarak, onların acılarını yüreğimde hissediyorum.” diye konuştu.

Emek verdiği sanatının yitirilmesinden korktuğunu da vurgulayan Garguli, “Bazen üzülüyorum. Çünkü emek verdiğim sanatın yitirilmesinden korkuyorum. Mardin’de 10 yıldır çalışıyorum, işlediğim heykelleri ekmek parası için satıyorum. Bazen de misafirler ve turistler geliyor, yaptığım işlerle ilgilendiklerinde çok mutlu oluyorum. Şu ana kadar kimse heykel sanatına sahip çıkmadı. Kimse demedi ‘sana okul açalım, öğrencileri yetiştir’ diye. Heykel sanatının ölmesinden korkuyorum. Bana 10 veya 20 öğrenci verilseydi 1 yıllık süre zarfında 10 yetenekli öğrenci yetiştirseydim bu sanat devam ederdi” diye konuştu.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.