TÜRKÇİMENTO’nun desteği ile İstanbul’da düzenlenen ve dünyadan pek çok firmanın katılımıyla gerçekleşen Uluslararası INTERCEM 2023 etkinliği sona erdi
TÜRKÇİMENTO’nun desteği ile İstanbul’da düzenlenen ve dünyadan pek çok firmanın katılımıyla gerçekleşen Uluslararası INTERCEM 2023 etkinliği sona erdi. INTERCEM 2023 etkinliği sonrasında TÜRKÇİMENTO sponsorluğunda düzenlenen gala gecesine katılımcılar ve iş dünyasından çok sayıda isim yoğun ilgi gösterdi.
Etkinlik kapsamında, Avupa Birliğinin yasalaştırdığı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının (SKDM) etkilerine ilişkin düzenlenen panelde konuşan TÜRKÇİMENTO Çevre ve İklim Değişikliği Müdürü Canan Derinöz Gencel, gerek ulusal, gerekse uluslararası mevzuat kapsamında çimento sektörünün düşük karbon ile üretim yapmasının önemine değindi. Üretilen çimentonun karbon içeriğini azaltmak için kentsel atıkların alternatif yakıt açısından önemli bir seçenek olduğunu, ancak belediyelerin alternatif yakıt üretimi konusunda yatırım yapmaya sıcak bakmadıklarını söyledi. Gencel, ‘’Hidrojenin de alternatif bir yakıt olarak değerlendirilebileceğini, karbon yakalama, kullanım ve depolama gibi seçenekler de dahil olmak üzere, Türkiye’de Ar-GE yatırımına ihtiyaç olduğunu, fakat bu konuda yeterli fonun bulunmadığını’’ kaydetti.
Canan Derinöz Gencel, özetle şu görüşleri dile getirdi:
“Türkiye iklim değişikliği ile mücadele konusunda uluslararası konvansiyonlara katılması nedeniyle iyi bir örnek teşkil etmektedir. 2009 yılında Türkiye Kyoto Protokolü’nü onayladı. 2021 yılından bu yana Paris Anlaşması’na taraftır. Ayrıca, Türkiye 2053 yılına kadar net sıfır hedefini açıkladı. Bununla birlikte çimento sektörü olarak düşük karbon yol haritasını hazırladık. Yaklaşık 10-15 yıl önce Türkiye’deki çimento fabrikalarının çoğu gönüllü olarak emisyonları izliyordu. Mevcut durumda, resmi bir izleme sitemi mevcut. AB ETS karbon fiyatı ise Türkiye için geçerli değildir. Türkiye’den AB’ye yapılan toplam çimento ihracatı toplam üretimin %5’ini oluşturuyor. AB’nin sınırda karbon düzenlemesi uygulamasından muaf olabilmek için Türkiye’de kalan %95’lik üretime 100 Euro/ton CO2 civarında bir karbon bedeli uygulamak, rekabetçiliğimiz açısından dezavantaj sağlayacaktır.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı