enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,6486
EURO
36,3661
ALTIN
2.928,18
BIST
9.636,12
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
12°C
İstanbul
12°C
Çok Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Parçalı Bulutlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
14°C

Memur-Sen’den asgari ücret sonrası çağrı!

Memur-Sen, 2023 yılında uygulanacak asgari ücretin açıklanmasının ardından bir çağrı yaptı. Açıklamada, “Asgari ücrete yapılan artış örnek olmalı, diğer sabit gelirliler de korunmalıdır” denildi.

Memur-Sen’den asgari ücret sonrası çağrı!
22.12.2022
65
A+
A-

Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın, 2023 yılı asgari ücret rakamının açıklanmasının ardından açıklamalarda bulundu.

Diğer sabit gelirlilerin de korunması gerektiği çağrısı yapan Yalçın, şunları söyledi:

“Asgari ücrete yapılan artış örnek olmalı, diğer sabit gelirliler de korunmalıdır. 2023 için Asgari Ücret %54,5 artırılarak 8.500 TL olarak belirlendi. Bu artış örnek olmalı, enflasyon korkusu son bulmalı, gelir dağılımında adalet için, kamu görevlilerinin alım gücü yükseltilmelidir.”

Memur-Sen’den yapılan yazılı açıklama şöyle:

Asgari Ücret Tespit Komisyonunun kararıyla, 2023 yılı için Asgari Ücret 8.500 TL olarak belirlendi. 2022 yılında iki defa gerçekleştirilen düzenleme ile %50,5 ve %30 olarak artış yapılmış, 2023 yılında ise %54,5 oranında ve 3.000 TL artış gerçekleştirilmiş oldu.

ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞ, ENFLASYON GERÇEĞİNİN DİKKATE ALINDIĞINI GÖSTERMEKTEDİR

Bilindiği üzere, enflasyonun önemli bir kısmı pandemi sebebiyle meydana gelmiş, küresel düzeyde tedarik zincirinde yaşanan aksamalar ve tüketim alanında devam eden genişlemeye ilave olarak, bölgesel savaş ve beraberinde getirdiği tehditler de enflasyonu tetiklemeye devam etmiştir.

2022 Kasım ayı itibariyle 11 aylık enflasyon %62,35, yıllık enflasyon ise %84,39 olarak gerçekleşirken, devletin alacaklarına yönelik yeniden değerleme oranı da %122,93 olarak belirlenmişti. Merkez Bankasının enflasyon hedefi ve beklentisi arasındaki uyuşmazlık ile TÜİK’in gerçekleşen ve hissedilen enflasyon verisi arasındaki farklılık, enflasyona karşı mutlak bir koruma gerçekleştirmenin gerekçesi olarak görülmelidir. Bu koruma, enflasyon üzerinden kötümser bakışın reddedilerek, bütün sabit gelirlilerin korunması yönünde olmalıdır.

ENFLASYONUN ÜRETTİĞİ KAYIPLAR TELAFİ EDİLMELİ

Özellikle 2021 Aralık ve 2022 Ocak aylarında fiyat artışları sonrası oluşan yüksek enflasyon rakamları, sabit gelirlilerin alım gücünü düşürmüştür. Devletimiz, sabit gelirlileri korumaya yönelik birçok mekanizmayı işleme almış, vergi muafiyetleri ve ilave iyileştirmeler sağlamıştır.

Memur-Sen olarak, uzun süredir dile getirdiğimiz gelir vergisi tutarlarında muafiyet sağlanması hususunda düzenleme yapılması, başta kamu görevlilerimiz olmak üzere bütün sabit gelirliler açısından memnuniyet üretmiştir.

Diğer taraftan, emek tarafında enflasyon kaynaklı oluşan kayıp, gelir dağılımında adaleti de olumsuz yönde etkileyerek gelirler arası dengesizliğe sebep olmuştur.

Gelirleri artırma yönünde alınacak karar, reel gelirin artışını sağlayacak geçmiş dönem oluşan kayıpları telafi edecek mahiyette olmalıdır. Nitekim önemli olan rakamsal artışların değil, alım gücünü artıran ve fiyat istikrarının sağlandığı bir piyasa ortamı oluşturmaktır.

Bu çerçevede, 2023 Ocak ayında da kamu görevlilerimize yönelik ilave iyileştirmeler yapılmalı, süreç yetkili konfederasyonun katılımıyla olmalı, kayıpları telafi eden bir sonuç ortaya çıkmalıdır.

TOPLU SÖZLEŞME KAZANIMLARI GÖLGELENMEMELİDİR

Toplu Sözleşme sürecinde sadece beklenen ya da hedeflenen veriler üzerinden sonuca yönelik işveren tarafından kararlar alınmamalı, oluşabilecek beklenmedik durumlar göz önünde bulundurulmalıdır. Toplu sözleşme, uygulanmasından yaklaşık dört ay önce gerçekleştirilirken dört aylık süreç toplu sözleşme masasında verilen mücadeleyi ve sonucunda üretilen kazanımları gölgelememeli, kayıpları telafi edecek şekilde toplu sözleşme taraflarının toplanabilmesine ilişkin yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.

Nitekim 2021 yılı Ağustos ayında gerçekleştirilen 6. Dönem Toplu Sözleşme’de “ek gösterge ve sözleşmeli personele kadro” kazanımları başta olmak üzere 92 yeni kazanım elde ederek önemli bir süreci başarıyla tamamladık. Sürecin devamında, gerek aylık gerekse dönemlik oluşan ekonomik gelişmeler, beklenmedik fiyat artışları ve kur tarafında yaşanan değişimler başta kamu görevlilerimiz olmak üzere sabit gelirlileri olumsuz etkilemiştir.

Diğer taraftan, Toplu Sözleşmede hüküm altına alınan ve bütün kamu görevlilerini kapsayan yönüyle hayata geçirilen ek gösterge düzenlemesinde giderilmesi gereken eksikliklerin zaman kaybedilmeden hayata geçirilmesi, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi düzenlemesinin de ivedi olarak ve kapsamı genişletilerek yasal zemine kavuşturulmalıdır.

Bu çerçevede kamu görevlileri için de Toplu Sözleşme kazanımlarımızı ve çalışma hayatına yönelik atılacak adımları gölgelemeyecek alım gücünü artıracak, kayıpları telafi edecek, gelir dağılımında adaleti sağlayacak ilave düzenlemeler hayata geçirilmelidir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.