Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Meclis Başkanı Nafi Güral, “Yaşadıklarımız tsunami etkisi yapıyor. Şimdiye kadar yaşanılan bu tsunamiler …
Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Meclis Başkanı Nafi Güral, “Yaşadıklarımız tsunami etkisi yapıyor. Şimdiye kadar yaşanılan bu tsunamiler tamamen özel sektörün kendi dinamiklerinin dışında gerçekleşti. Kurtulmanın genel bir reçetesi de yok” dedi.
Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) ocak ayı olağan meclis toplantısı video konferansla gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan KUTSO Meclis Başkanı Nafi Güral, “Ekonomi hayatımızın hiçbir döneminde, özel sektörün hatalarından veya beceriksizliklerinden dolayı ülkemizin ekonomik sıkıntıya girmiş olduğunu söylemek mümkün değil. İçinde bulunduğumuz sıkıntılı durumdan kurtulmanın genel bir reçetesi yok maalesef” dedi.
‘İŞİMİZE SİYASET BULAŞTIRMAYIZ’
Güral, sözlerinin siyasi değerlendirme olduğu kesinlikle düşünülmemesi gerektiğini belirterek, “Bizler, iş insanlarıyız, işimize siyaset karıştırmayız” dedi.
“Geçmişte söylediklerimi hatırlarsanız, böyle günlere hazırlıklı olmamız gerektiği sonucunu görebiliriz. Olumsuz günler maalesef şimdi karşımıza çıkıyor” diyen Güral,
“Hesap yapmak çok önemli, hesabımızı doğru yapalım. Ayağımızı yere sağlam basalım, gözümüz zirvelerde olsun. Ölçek ekonomisinin önemini bilerek işimizi büyütmeliyiz, güçlü konumda yer almamız lazım. Kaynaklarımızı, büyümeye yönelik planlayalım. Kredileri işletme için değil, sadece yatırım için kullanalım, çünkü işletme için ödediğimiz faiz, kârımızı alıp götürür” diye konuştu.
‘YAŞADIKLARIMIZ TSUNAMİ ETKİSİ YARATIYOR’
Ekonomide, iş hayatında, her an her şeyin olabileceğini ve buna karşı hazırlıklı olmak gerektiğini ifade eden Güral, “Şimdiye kadar çok sayıda türbülans, az sayıda tsunami yaşadık Bu dönemde yaşamakta olduklarımız maalesef tsunami etkisi yaratıyor” dedi.
Şimdiye kadar yaşanılan türbülanslar ve tsunamilerin, tamamen özel sektörün kendi dinamiklerinin dışında gerçekleşen olaylar olduğuna vurgu yapan Güral,
“İçinde bulunduğumuz sıkıntılı durumdan kurtulmanın genel bir reçetesi yok maalesef. Her işletmenin, bulunduğu sektöre ve firmasına özel olarak değişiklik arz edebiliyor. Asıl yapılması gerekenin, sıkıntılı durum gelmeden, gelebilecek ihtimalilere karşı hazırlıklı olmak, strateji belirlemek, geldiğinde de bu stratejileri uygulamaktır” şeklinde konuştu.
‘BANKALAR KREDİ VERMEKTEN UZAK DURUYORLAR’
Ticari işletmelerin kendi kulvarlarında ciddi problemler yaşarken, sanayi kesiminin de kendi ölçeklerinde problemler yaşadğını ifade eden Güral sıkıntıları şöyle sıraladı:
* Kredilerde sıkıntı var, bankalar topladıkları mevduatları ve kendi kaynaklarını yüzde 21,5 ile yüzde 25 arasında değişen faiz ile devlete satabildikleri için, kredi vermekten uzak duruyorlar veya devlete sattıklarından daha yüksek faiz uyguladıkları gibi, uzun vadeli yatırım kredisi veremiyorlar.
* Maliyetleri, ilan edilenden, enflasyon oranından fazla arttı, ama artış oranı kadar fiyat belirlemeleri mümkün olmuyor.
* Tedarikçilerin ise son durumlardan kaynaklanan nedenlerle, vadeli satış yapamadıkları için, ek finansmana ihtiyaç oluyor. İç pazarda vadeli satmak zorundalar, peşine geçerlerse, bayileri hazırlıklı olmadıkları için alım yapamayacaklar. Beklenmedik sürpriz olumsuzluklar her zaman karşılarına çıkabilir.
* Nerede kurulu olursa olsun, doğalgaz kullanan fabrikalara 10 gün süre ile yüzde 40 kısıtlama geldi, yani üretimleri yüzde 40 oranında azaldı. Bu hafta, organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren fabrikalara, 3 gün süre ile elektrik verilmiyor, üretim yapamıyorlar. Görüldüğü gibi, içinde bulunduğumuz sevimsiz durumdan, küçük büyük ayrımı olmadan, bütün işletmeler kendi çaplarında olumsuz olarak etkileniyor.
‘SABAHI OLMAYAN GECE YOKTUR’
Bu olanların, bireysel hatalardan değil, ülkenin genelini etkileyen olumsuzluk olarak yaşandığını belirten Güral, bu durumdan, küçük ve özellikle mikro işletmelerin, maalesef daha çok etkilendiğini söyledi. Her işletmenin kendisine özel sorunlarının bulunduğunu ve bu nedenle genel bir çözüm önerisi düşünemediğini ifade eden Güral şöyle konuştu:
“Bu durum kalıcı değil, geçicidir. Unutmayalım ki, sabahı olmayan gece yoktur. Moralimizi bozmadan, yolumuza devam etmemiz halinde, bu durumu en az zararla atlatabileceğiz. İçinde bulunduğumuz durumda bile, işimizi geliştirme hedeflerimizden asla vazgeçmeyeceğiz.”