AK Parti’nin iktidara gelişinin 20. yılı dolayısıyla 4-5 Kasım’da İstanbul’da düzenlenecek 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu’nun …
AK Parti’nin iktidara gelişinin 20. yılı dolayısıyla 4-5 Kasım’da İstanbul’da düzenlenecek 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu’nun detaylarını AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş bir basın toplantısıyla aktardı. Detayların aktarıldığı toplantıya AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, AK Parti MKYK Üyesi Ayşe Böhürler,AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen ve AK Parti Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş de katıldı. Ana temasının ‘insanlığın iyiliği için öneriler’ olarak belirlendiği foruma Rusya, Pakistan, Sırbistan, Ukrayna, Ürdün, ABD, Almanya, Azerbaycan, Fransa, İngiltere, Güney Afrika, Gürcistan, İtalya, Katar, Lübnan, Moritanya ve Norveç’ten konuşmacılar bulunacak.
‘Türkiye’de zihniyet devrimi gerçekleştirilmemiş olsaydı yapılan atılımlar mümkün olmayabilirdi’
Kurtulmuş “AK Parti’nin eser ve hizmet siyasetinin arkasındaki ana güç Türkiye siyasetinde gerçekleştirmiş olduğu paydaşları çoğaltarak yaptığı köklü bir zihniyet değişimidir” ifadelerini kullanarak “Bu gerçekleşmemiş olsaydı İHA’lardan SİHA’lardan deniz araçlarına kadar, helikopter motorlarından savaş uçaklarına kadar Türkiye’deki bu atılımların gerçekleşmesi mümkün olmayabilirdi. Bu zihniyet devrimi aynı şekilde yeni fikirleri araştırma, yeni fikirler altında insanları bütünleştirmek ve ortak gelecek hayalini kurabilmenin sonucudur. Bu zihniyet devrimiyle birlikte Türkiye’nin en önemli engelleyici faktörlerinden birisi olan ekonomik, sosyal, siyasi her tür vesayet düzenekleri bertaraf edilerek tarihin çöplüğüne atılmıştır. Türkiye’nin özellikle genç nesilleri için ‘yapamayız’ bahanesi kalmamıştır. Türkiye her alanda dünyanın bütün milletleriyle yarışabilecek, teknolojiden her türlü sanayi alanındaki gelişime kadar, eğitimden sosyal yapıya kadar her alanda dünyanın bütün ülkeleriyle rekabet edebilecek bir özgüvene sahip olmuştur. Bu 20 yıllık süreç Türkiye’yi geleceğin Türkiye’sine hazırlamıştır. Türkiye Yüzyılı bu başarının, geçmişte ortaya konulan büyük mücadelenin sonucudur” dedi.
‘Sorunlara milli ve küresel ölçekte cevap olabilecek kabiliyete sahip olmamız lazım’
İnsanlığın yeni bir takım sorunlarla karşı karşıya kaldığı aşikar olduğunu söyleyen Kurtulmuş “Bu çerçevede hem dünyadaki çatışma ve gerilim alanlarının hem fiziki olarak coğrafi olarak orta noktasında olan, hem de güç bakımından orta noktasında olan Türkiye olarak üzerimize büyük sorumluluklar düşüyor. Bir taraftan vekalet savaşları diğer taraftan Rusya-Ukrayna savaşıyla başlayan Karadeniz’deki ve Avrupa’daki gerilimlerin, zaten var olan, savaşın giderek körüklediği enerji, gıda krizi gibi yeni sorunların ayrıca hem de tam da küresel göç krizinin merkezinde olan ülke olarak bütün bu sorunlara milli ve küresel ölçekte cevap olabilecek kabiliyete sahip olmamız lazım” dedi ve ekledi:
‘Uluslararası sistemin kurumu ve kuruluşları, dünyanın yaşadığı ekonomik ve siyasal köklü sorunlar karşısında hiçbir çözüm üretme becerisine sahip değil’
“Bu yaşadığımız sorunların karşımıza çıkardığı bir yalın gerçek daha var” diye konuşan Kurtulmuş “Bu sorunları çözme kabiliyetine sahip bir dünya sisteminin olmadığını görüyoruz. Siyasal yapılar, kurumlar, ekonomik programlar ve hatta ekonomik sistemler, uluslararası sistemin kurumu ve kuruluşları, dünyanın yaşadığı ekonomik ve siyasal köklü sorunlar karşısında hiçbir çözüm üretme becerisine sahip değildir. Dolayısıyla hem sistemin hem de kurumların yeniden yapılandırılması, fikirlerin ortaya konulması ve yeni sisteme hayat verecek paradigmaların gündeme getirilmesi insanlık bakımından zaruridir. Sempozyumdaki ana hedeflerimizden birisi de budur. Yeni sistemler, yeni fikirler ve insanlığın ortak iyiliği için yeni paradigmalar ve bir takım açılımlara ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
‘Küresel bütün sorunları gerilimleri ve çatışmaları çözecek tek anahtar, karşılıklı rızaya dayalı müzakerelerdir’
Çıkan sorunlarda ülkeler arası diplomasinin önemine değinen Kurtulmuş “Türkiye olarak diyoruz ki, başta bölgesel sorunların çözülmesi olmak üzere küresel bütün sorunları gerilimleri ve çatışmaları çözecek tek anahtar, karşılıklı rızaya dayalı müzakerelerdir. Yani masanın, diplomasinin her zaman açık tutularak ülkeler arasındaki sorunların ortadan kaldırılmasıdır. Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşın ilk anından itibaren Sayın Cumhurbaşkanlığımızın öncülüğünde büyük bir barış vizyonunu ve misyonunu üstlenmiştir. Her iki ülkeyle de bütün konuları her platformda müzakere edebilen, sürekli diyalog kapısını açık tutarak Rusya-Ukrayna arasındaki sorunların azaltılması ve mümkünse bir an evvel barışın gerçekleştirilmesi için gayret sarf etmektedir. Bazı Avrupalı ülkelerin hasetle baktıkları, kıskanç baktıkları gibi neredeyse Rusya ile konuşabilen tek ülke Türkiye kalmıştır. Bunun önemli ve değerli olduğunu biliyoruz ve bu barış vizyonumuzu her alanda sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu ve ekledi:
‘Rusya’nın Ukrayna’dan aldığı yazılı güvence karşılığında Türkiye’nin öncülüğünü yeniden kabul etmiş olması barışı sağlamak bakımından önemli bir adımdır’
‘Ümit ediyorum ki tahıl koridoru aynı zamanda barışa açılan bir koridor olsun’
Kurtulmuş “Gıdanın sadece zengin ülkeleri istifade etmesi değil, aynı zamanda ve belki öncelikli olarak Afrika’nın yoksul ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın yoksul bölgelerinin istifade etmesi, zaten kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan fakir ülkeler bakımından hayati önemlidir. Ümit ediyorum ki prensipli müzakereler ve insani diplomasi çabalarımızın sonucu olarak yeniden açılan tahıl koridoru aynı zamanda barışa açılan bir koridor olsun ve Ukrayna Rusya arasındaki mesele bütünüyle hallolduğu bir döneme girilsin” dedi.