Yunanistan’ın Ege’de adalarını silahlandırması ve ABD’ye Türkiye’ye savaş uçağı satmaması konusunda baskı yapması nedeniyle bir süredir iki ülke …
Yunanistan‘ın Ege’de adalarını silahlandırması ve ABD’ye Türkiye’ye savaş uçağı satmaması konusunda baskı yapması nedeniyle bir süredir iki ülke arasında gerilim sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde “İzmir’i unutma Yunanistan. Bir gece ansızın gelebiliriz” sözleri sonrası bu gerilim daha da yükseldi. Yunanistan makamlarından yapılan açıklamalar ve Yunan ordusunun Adalar’a zırhlı araç zevk etmesi de bardağı taşıran son damla oldu.
“EGE’Yİ MÜLTECİ MEZARLIĞINA ÇEVİRDİLER”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar konu hakkında yaptığı açıklamada, “Yunanlar, Ege’de yüzlerce mülteciyi kurtardıklarını iddia ediyor. Oysa Ege’yi mülteci mezarlığına çevirdiler. Yakalanan teröristler Lavrion kampını detayıyla anlatıyor, Yunan yetkililer öyle bir kamp yok diyor. Ancak somut gerçekler, video, fotoğraf, ifadeler ve evraklar böyle demiyor. Bazı Yunan siyasiler her fırsatta yalan söylüyorlar. Türkiye’yi karalamaya çalışıyorlar. Bu bir hastalık olmuş artık. Bunun tıp literatüründeki adı ‘Mitomani’, yalan söyleme hastalığı. Öyle ki, yalana kendileri de inanır oldular. Bunlara şifa diliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“ADALAR’I ASKERİ HALE GETİREMEZSİNİZ”
Adalar’ın hukuka aykırı şekilde silahlandırılmasına da tepki gösteren Akar, “Lozan Antlaşması Madde 12, Paris Barış Konferansı Madde 14, Gayrı Askeri Statü’deki adaların silahlandırılamayacağını söylüyor. Siz bu adaları askeri hale getiremezsiniz. Eğer bunu bu hale getirirsen anlaşmadan çıkıyorsun demektir.” dedi.
“BUNA KARGALAR GÜLER”
Melik Yiğitel’e konuşan Bakan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yunanistan’ın Ege’deki tacizleri, provokasyonları devam ediyor. Bunlara karşı önlemlerimizi alıyoruz. Yunanistan’ın Ege’deki tacizleri, provokasyonları devam ediyor. 22 Ağustos’ta ABD uçağı NATO görevinde Ege’de uçuyor, biz de onları koruyorduk. Bu sırada Yunan uçakları gelip bize önleme yaptı. Bu ‘düşman muamelesi’ demek. Biz NATO’ya ilettik, ‘Türk uçağı olduğunu bilmiyorduk’ dediler. Buna kargalar güler. Yaşananlara karşı yapılabilecek ne varsa yapıyoruz. Objektif olarak, matematik, mühendislik olarak baktığınızda olay tamamen bizim kontrolümüzde olacak şekilde çalışıyoruz. En önemli sorunumuz, Batılı ülkelerin objektif olmaması.
Her şeye rağmen de biz ‘barış’ diyoruz, ‘diyalog’ diyoruz, ‘uzattığımız barış elini tutun’ diyoruz. Diplomasiyi sonuna kadar zorlarken sahada da her türlü tedbiri alıyoruz. Yunanistan ile üç koldan görüşme var: İstişari, güven artırıcı ve NATO’daki ayrıştırma usulleri toplantıları. Biz bunların tamamında görüşmelerin devam etmesine hazırız. Biz güven artırıcı önlemler toplantısının dördüncüsü için Yunan heyetini Ankara’ya beklediğimizi söyledik. İki sene oldu. Gelmediler. Sonra çıkıp ‘diyalog’ diyorlar. Nasıl olacak?”