Politik konularda dünyanın en saygın yayınlarından biri olan ABD merkezli Politico, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat emriyle …
Politik konularda dünyanın en saygın yayınlarından biri olan ABD merkezli Politico, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat emriyle başlayan ve devam eden Ukrayna savaşı sürecini masaya yatırdı.
Siyaset bilimci Nathalie Tocci tarafından kaleme alınan makalede, ‘gelinen noktada ülkelerin kaybeden tarafta olmak istemediği’ belirtildi.
Ukrayna’nın karşı taarruza geçerek, ülkenin kuzey doğusundaki topraklarını özgürleştirmeye başlamasıyla Rusya’nın yenilgiye uğrama ihtimalinin ‘akla yatkın’ hale geldiğini belirten Tocci, “Moskova’nın yanında yer alan ülkeler huzursuz. Hiç kimse tüm yumurtalarını bir kaybedenin sepetine koymak istemez.” dedi.
DEV ZİRVELERDE ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER
Tocci makalesinde, hem Semerkant’taki Şangay zirvesi, hem de New York’taki Birleşmiş Milletler zirvesinde, önemli değişikler gözlemlediğini belirtti.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Putin’le görüşmesinde, savaşla ilgili endişelerini dile getirerek, ateşkes çağrısında bulunduğunu hatırlatan Tocci makalesinde, “Hindistan da Rus petrol ve silahlarını almaya memnuniyetle devam etse de, Başbakan Narendra Modi, sert bir tonda ‘savaş zamanı olmadığını’ söyledi. Arap Birliği de New York’ta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’a derhal ateşkesin gerekliliği konusunda net bir mesaj verdi.” ifadelerini kullandı.
ARABULUCU TÜRKİYE’NİN DİPLOMATİK BAŞARILARINA ÖVGÜ
Tocci, ülkelerin değişen tavırlarının yanı sıra, Türkiye’nin hala bir arabulucu konumunda olduğunu belirtti.
İtalyan siyaset bilimci, savaş süresinde hayata geçen iki önemli anlaşmanın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde yapıldığını ifade etti.
Küresel ölçekte öneme sahip tahıl koridoru anlaşmasının yanı sıra, esir takası anlaşmasının da Türkiye sayesinde yapıldığını belirten Tocci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomatik başarısına, makalesinde övgüyle yer verdi.
Tocci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve Kırım da dahil olmak üzere tüm topraklarının kurtarılmasını desteklediğini, Kremlin ile de ‘açık hatları’ koruduğunu belirtti.
