enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,6054
EURO
36,4257
ALTIN
2.927,21
BIST
9.659,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
11°C
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
11°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
15°C

AK Parti Eski Milletvekili Şirin: Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklanırsa Erdoğan erken seçime gider

Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına AK Parti Eski Milletvekili Emin Şirin konuk olarak katıldı. Şirin programda …

AK Parti Eski Milletvekili Şirin: Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklanırsa Erdoğan erken seçime gider
24.09.2022
101
A+
A-

Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına AK Parti Eski Milletvekili Emin Şirin konuk olarak katıldı. Şirin programda, iktidar ve muhalefette yaşanan hareketliliği, Türkiye ekonomisini ve Türkiye’deki güncel gelişmeleri değerlendirdi.

Erken seçim ihtimalinin hangi olayların sonucunda gerçekleşebileceğini yorumlayan Şirin, “Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı ilan edilirse Tayyip Erdoğan katiyen vazgeçmesinler diye erken seçim kararı alabilir. Veya Rusya Kıbrıs’ı tanırsa bu Türkiye’de iç politikada 4-5 puan fark eder. Böyle çok önemli bazı gelişmeler olursa iktidar da erken seçimi isteyebilir. Ama benim gördüğüm kadarıyla iktidar kanadı ekonomideki sıkıntıların yılbaşından sonra azalmaya başlayacağını ümit ettiği için seçimi Mayıs-Haziran ayında yapmayı daha makul görüyor gibi görünüyor” şeklinde konuştu.

‘Babacan ve Davutoğlu özeleştiri yapmadı’

Babacan ve Davutoğlu’nun 6’lı masaya oturtulmasının bir hata olduğunu kaydeden Şirin, oy çoğunluğunu elde etmek için böyle bir yol izlendiği fikrini bildirdi. Şirin, şunları söyledi:

“Yüzde 0,1’e bile ihtiyaç görüldüğünden normal şartlarda fazla sözü geçmeyecek partilerin masaya oturmaları veya ağırlık kazanmalarına sebep oldu. 6’lı masada Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin toplam oyları çok küçük. Yüzde 20 küsürlük CHP ile veya yüzde 10-15 civarında olan İYİ Parti ile aynı ağırlığa sahip bir masa ortağı haline geldiler, bunlar çok garip tavırlar ayrıca anti demokratik. Masanın ilk kuruluşunu, yani CHP ve İYİ Parti’nin iş birliğini ben makul bir iş birliği olarak gördüm. Ama sonra AK Parti’den ayrıldıktan sonra katiyen bir öz eleştiri yapmamış olan ve AK Parti’nin tenkit edilen icraatlarında gerek dış politika gerek ekonomideki icraatlarında başat rol oynamış olan iki kişinin; Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun o masaya oturtulmasının son derece büyük bir hata olduğu kanaatindeyim. Bu arada Ali Babacan’ın DEVA Partisi’nin HDP ile seçim ittifakı yapabileceklerini düşünüyorum.”

‘Kılıçdaroğlu’nun ‘Ne olursa olsun tabanı genişletelim’ tavrı doğru değil’

Ekonominin başına Ali Babacan’ın getirileceği iddialarını yorumlayan Şirin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP içinden değil, AK Parti’nin eski ekonomi kadrosundan bir ismi tekrar ekonominin başına getirmesinin yanlış olduğunu dile getirdi. Şirin, şöyle devam etti:

“Kemal Kılıçdaroğlu’nun tabanı ne olursa olsun genişletelim görüntüsü ile sosyolojik bakımdan birbirlerine ters düşen kişileri bir araya getirme gayretinin siyaseten çok doğru olduğu kanaatinde değilim. Bugünkü ekonomik sıkıntıların temelinde birilerinin çok alkışladığı Ali Babacan’ın 2002’den 2010’a kadar sürdürdüğü Derviş ve IMF politikaları vardır. Düşük kur politikasıdır, Türkiye’yi ithalat cenneti yapmasıdır. İnanılır gibi değil. O ekonomik dönemi mükemmel dönem olarak takdim etmeye çalışmanın anlama imkanı yok. Ama aynı politikayı savunan Faik Öztrak da bugün CHP’nin sözcüsü, genel başkan yardımcısı. Unutmayın Faik Öztrak da Derviş’in hazine müsteşarıydı. Kemal Bey’in bu tavrı bir kere partisi içindeki ekonomistleri küçük düşürmek demektir. Koskoca ana muhalefet partisinin içinde ekonomiyi idare edecek insan yok da AK Parti’nin 10 küsür sene ekonomisini idare etmiş insandan medet mi umacaksın? Bir ana muhalefet partisi liderinin yapacağı iş midir bu? Onun için bu iki kişinin bu iki kişinin kendi dönemlerinin özeleştirisini yapmadan, yapmak bir tarafa yaptıkları hatayı savunarak muhalefetin 6’lı masasına oturtulmasını son derece büyük bir hata olarak görüyorum.”

‘Birçok siyasetçi için bu son seçim’

Birçok siyasetçinin 2023 seçimlerinden sonra siyasi hayattan ayrılacağı doğrultusunda görüş belirten ve Millet İttifakı’nda ‘milletvekilliği adaylığı kavgası’ yaşanacağını öne süren Şirin, “Bazı kişilerin bu son seçimi. Birçok kişi çıkacak neticelerle beraber bu siyasi hayattan ayrılacak ve 2028’e başka aktörlerin çok daha aktif olarak girdiğini göreceğiz. Bunlara bakıldığında Ali Babacan 2028 seçimlerine giden yolda 2023’te zedelenmek istemeyecektir. Böyle bir kişi CHP listelerinden milletvekili olmayı içine sindiremez ve sindirmemesi gerekir. Bütün bunları dikkate aldığımızda çok ciddi sıkıntılarla karşılaşacaklar. Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayını açıkladı diyelim. Aday kim olursa olsun teşkilatlarda muazzam bir huzursuzluk ve milletvekilliği adaylığı kavgası başlayacak. Böyle bir süreçten geçeceğiz. 6’lı masa cumhurbaşkanı adayını tespit etmenin yanı sıra ondan sonra milletvekili listelerinin tanzimi ile uğraşacak” ifadelerini kullandı.

‘Gelir dağılımında uçurum büyüdü’

Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şirin, Türkiye’de bir gelir bozukluğu olduğunu dile getirdi. İstanbul’u Türkiye’nin diğer bölgelerine göre daha avantajlı olarak gördüğünü söyleyen Şirin, şunları kaydetti:

“Basamaklar çok ayrılmış vaziyette. Bugünkü ekonominin müspet giden tarafından faydalanan kesimler İstanbul ve Marmara bölgesinde. İmalat sanayii kötü değil, ihracat, turizm hiç kötü değil. Bu daha ziyade İstanbul ve Marmara bölgesindeki ekonomik sıkıntıların daha az hissedilmesini temin edebiliyor. Sıkıntı şu; Türkiye’de çok ciddi bir gelir bozukluğu var. Emeğin gayrisafi milli hasıladan aldığı pay devamlı düşüyor. Genel olarak baktığınızda emekçi ve emekliliklerin sıkıntı çektiğini ama buna mukabil Türkiye’nin diğer bölgelerinde hissedilen ekonomik sıkıntıların İstanbul’da daha az hissedildiğini söylemem lazım. Ekonomide sıkıntı olduğu muhakkak ama en az hissedenlerden birisi İstanbul. Seçmenlerin çok önemli bir kısmı da bu gelir dağılımından etkilenecekler. Onun neticelerini seçimde görme imkanı olacak.”

‘Nüfus ticareti yapanlar var’

İş dünyasında ‘iktidar değişsin’ düşüncesi olmadığını fakat nüfus ticareti konusunda bir endişenin hakim olduğunu iddia eden Şirin, şunları kaydetti:

“İstanbul’da muazzam bir nüfus ticareti var. ‘Ben AK Parti teşkilatını tanıyorum, senin işini hallederim’ diyen çok fazla insan var. Bunlar rahatsızlık veriyor. İş dünyasında ahlakı ile iş anlayışını düzgün tutmaya çalışanların böyle bir şikayeti çok ciddi mertebede. Genel olarak ihracatın, turizmin, imalat sanayinin iyi çalışmasından dolayı iş dünyasında bir sıkıntı yok. ‘Şu iktidar gitse de biz de rahat etsek’ görüntüsünü vermiyorlar. İş dünyasında aydın insanlar var. Onlar CHP’yi veya İYİ Parti’yi dinlediklerinde daha ziyade ‘Bir iktidar değişikliği olursa muhalefet IMF’yi getirecek gibi görünüyor. Bu da Türkiye için hayırlı mı olur, hayırsız mı olur çok endişeliyiz’ diye fikir beyan edenler de var. AK Parti’nin ne kadar her şeyden haberdar bilmiyorum ama haberdar olma mecburiyetleri var. Sonuç itibariyle bugünkü sistemdeki her şey cumhurbaşkanlığına gidip orada düğümleniyor. İyi bir şeyin faturasını onlar aldığı gibi bu konuşmaların kötü faturası da mutlaka Tayyip Erdoğan’a kesilecektir.”

‘Ekonomide liyakatli kadro yok’

Türkiye’nin dış politikada yakaladığı başarıyı iç politikada yakalayamadığı iddialarını yorumlayan Şirin, “Yurt dışındaki gelişmelere ilave olarak KKTC’nin Rusya tarafından tanınıp tanınmaması söz konusu olmaya başladı ki fevkalade önemli bir konu. Ancak içeriye geldiğimizde ekonomide liyakatli bir kadro kesinlikle yok. Bütün bakanlıklarda da muazzam dağılmış bir görüntü var. Bunlara tek başına Recep Tayyip Erdoğan’ın hakim olabildiği kanaatinde değilim ve olunamıyor. Yurtlar meselesi var örneğin. 850 bin yatağımız var dediler. İstanbul’da ve Ankara’daki sıkıntıları biliyoruz. Her yerde çok ciddi sıkıntılar var. İçeride çok ciddi bir dağınıklık, bir liyakatsizlik her alanda kendini gösteriyor” dedi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.