Habertürk Yazarı Abdurrahman Yıldırım, Türkiye’nin dış ticaret rakamlarına ilişkin bir yazı kaleme aldı. Yazısında dış ticaret rakamlarının 120 …
Habertürk Yazarı Abdurrahman Yıldırım, Türkiye’nin dış ticaret rakamlarına ilişkin bir yazı kaleme aldı. Yazısında dış ticaret rakamlarının 120 milyar dolar seviyelerine çıkacağını aktaran Yıldırım, “Bu düzeyde cari açık elbette yüksek ve ekonomi için bir risk kaynağı. Ancak finanse edildiği sürece de sürdürülebilir. Zaten açık verilip sonra finanse edilmiyor, önce finansmanı sağlanıyor, sonra ithalat yapılıyor” ifadelerini kullandı.
İşte Abdurrahman Yıldırım’ın o yazısı:
Temmuz ayı cari açığı beklentilerin üzerinde 4 milyar dolar açıklandı. 7 aylık toplam açık da geçen seneki 13.7 milyar dolar düzeyinden bu yıl 36.7 milyar dolara çıktı.
Yılın 7 aylık dönemindeki cari açıkta etkili en büyük kalem 62.2 milyar dolar dış ticaret açığı. Diğer hizmet gelirlerinin fazlası, bu açığı kısmen aşağı düşürüyor.
Eylül ayının ilk haftasında açıklanan Orta Vadeli Program’da cari açığın bu yıl 47.3 milyar dolar olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Bunun yıllık 808 milyar dolarlık 2022 GSYH tahminine oranı yüzde 5.9 alınmıştı.
Şimdiden görünen o ki cari açık tahmini önemli ölçüde sapacak.
Yılın son çeyreğine ekonomi yavaşlayarak giriyor olmasına karşı cari açık nasıl olup da artışını sürdürecek denilebilir.
Üstelik turizm mevsiminin bu yıl ekstra olarak uzaması söz konusu.
Ayrıca kış aylarında Avrupa’nın pahalı doğalgazından kaçan turistleri bekliyoruz. Kısaca turizm gelirleri tahminlerden daha iyi çıkabilir.
İTHALAT GERÇEKTE ARTMIYOR
Dün açıklanan ve bitişikte de grafikleri yer alan dış ticaret miktar endekslerine göre ithalatta reel veya miktar bazında bir artış yok. Yatay bir seyir söz konusu. İhracat ise miktar olarak artıyor ama son ay yönünü aşağıya çevirmiş.
Kamuoyunun bildiği ve ilgilendiği ise tutar bazındaki dış ticaret rakamları. Tutar bazında 7 aylık ithalat artışı yüzde 40, ihracat artışı yüzde 19 ve dış ticaret açığı 62.2 milyar dolar.
Dış ticaret hadleri Türkiye’nin aleyhine dönmüş. İthal ettiklerimizin fiyatı yükselmiş, ihraç ettiklerimizin düşmüş.
Krediler kısıtlandığına ve ekonomi yavaşlamakta olduğuna göre ithalatta azalma çok sınırlı kalabilir. Zaten şimdiye kadar reel bazda artış yok.
Kaldı ki finansmanı bulan sanayici tükenen stoklarını yerine koymak ister.
Çünkü döviz kuru, kur korumalı mevduatın etkisiyle bu yıl oldukça istikrarlı bir seyir içinde. Merkez Bankası’nın üretici fiyatlarıyla hesapladığı reel efektif döviz kuruna göre ki, ithalat yapacakları da üretici fiyatlarıyla hesaplama ilgilendirir, TL son 5 ayda değerlendi bile.
PETROL FİYATLARI DÜŞÜYOR
Bunun yanında ithalatı tutar bazında artıran enerji fiyatlarının yükselmesi. Zaten yılın 7 aylık döneminde enerji ithalatı geçen yılın toplam enerji ithalatını geride bıraktı.
2021’de 50.6 milyar dolarlık enerji ithalatına karşı bu yılın 7 ayında 55.6 milyar dolarlık ithalat yapıldı. Ağustos ayı öncü verilerine göre bu tutar 64.3 milyar dolara çıktı. Her aya 8 milyar dolarlık enerji ithali demek.
Yılın geride kalan 5 ayında enerji ithalatı düşer mi acaba?
Bu açıdan petrol fiyatlarının 100 doların altına inmesi iyi bir gelişme.
DOĞALGAZ FİYATLARI YÜKSELİYOR
Ancak yükselen doğalgaz fiyatlarının kış aylarında daha da artması bekleniyor.
Petrolden sağlanacak avantajı doğalgaz fiyatlarının yükselişi fazlasıyla alıp götürebilir.
Çünkü havaların soğuması ile konutlarda doğalgaz kullanımının artması, enerji ithal faturasını kabartacak ve petrolden gelebilecek azalmaya izin vermeyecek.
Reel olarak veya miktar bazında artmasa hatta düşse bile, fiyat yükselişlerinden dolayı ithalat tutar bazında artışını sürdürebilir.
İhracatta ise Avrupa tarafında ekonomilerin durgunluğa doğru gitmesinden dolayı iş zora giriyor. Temmuz ve ağustos ayındaki yavaşlama bunun ilk işaretleri. Siparişlerde belirgin bir azalma olduğu ifade ediliyor.
REKOR DIŞ TİCARET AÇIĞINA DOĞRU MU?
Sonuçta ithalat düşmeyecek ve ihracat hız kesecek, tahmin edilen 105 milyar dolarlık dış ticaret açığı da 120 milyar doları bulabilir. Bu da yıllık bazda rekor dış ticaret açığı olacak.
Dış ticaret açığında gerçekleşme böyle olacaksa cari açık 47.3 milyar dolar yerine 15 milyar dolar daha yukarıya, 60 milyar doları geçerek 62 milyar dolara çıkabilir.
Orta Vadeli Programda tahmin edilen 808 milyar dolarlık GSYH üzerinden yüzde 7.6’lık bir cari açık oranı demek.
Ancak bizim milli gelir tahminimiz OVP’den bir puan kadar daha yüksek. Programın tahmini olan yıllık 16.62 TL ortalama dolar kuru ile GSYH’yı 840 milyar dolar civarında bekliyoruz. Buna göre cari açığın milli gelire oranı yüzde 7 civarına çıkabilir.
Bu düzeyde cari açık elbette yüksek ve ekonomi için bir risk kaynağı. Ancak finanse edildiği sürece de sürdürülebilir. Zaten açık verilip sonra finanse edilmiyor, önce finansmanı sağlanıyor, sonra ithalat yapılıyor.
Yılın 7 aylık döneminde 24 milyar dolar net hata ve noksan adı altında kaynağı belirsiz para girişi de cari açığın finansmanında ana kalem haline geldi. 36.7 milyar dolar açığın 24 milyar doları net hata ve noksan kaleminden finanse edildi. Üçte ikilik finansman da ve tutar da tarihi rekorda.