enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5917
EURO
36,3718
ALTIN
2.917,82
BIST
9.659,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
11°C
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Çok Bulutlu
15°C

Otomotiv sektörü dEVrim için vites yükseltiyor

Dünyanın önde gelen madeni yağ markalarından Castrol, Türkiye dahil 10 ülkede 10 bin tüketici ve otomotive yön veren 100 sektör yöneticisiyle …

Otomotiv sektörü dEVrim için vites yükseltiyor
08.09.2022
135
A+
A-

Dünyanın önde gelen madeni yağ markalarından Castrol, Türkiye dahil 10 ülkede 10 bin tüketici ve otomotive yön veren 100 sektör yöneticisiyle yapılan elektrikli araç araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Castrol’ün Türkiye, Ukrayna ve Orta Asya Direktörü Ayhan Köksal ile Pazarlama Direktörü Nilay Tatlısöz, ‘Geleceğin dEVrini Yakalamak’ başlıklı araştırmayla ortaya konan yarının elektrikli araç dünyasına ilişkin verileri aktardı.

Castrol Türkiye, Ukrayna ve Orta Asya Direktörü Ayhan Köksal, dünyada başlayan teknolojik devrimle ulaşımın elektriklendiğine dikkat çekerek, otomotiv sektörünün büyük bir dönüşüm yaşadığını söyledi. Araştırmaya katılan pek çok ülkenin 2040 itibarı ile benzinli ve dizel motorlu araç satışını sonlandırmayı hedeflediğini belirten Köksal, 2022 bp Enerji Görünümü Raporu’na göre ise elektrikli araçların, yeni araç satışlarındaki payının 2035’te yüzde 50–70 aralığına, 2050’de yüzde 90 civarına çıkacağını kaydetti. Köksal, şöyle konuştu:

2050’ye kadar küresel araç parkında 2 milyar veya daha fazla elektrikli araç bulunacağı öngörülüyor. Otomotiv endüstrisi için heyecan verici bir dönemdeyiz. Castrol olarak biz de bir madeni yağ markasının ötesine geçerek bir bakım markasına dönüşüyor, aynı zamanda çözüm ortağı olduğumuz müşterilerimiz ve iş ortaklarımız ile büyümek amacıyla yatırımlarımızı ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yeni nesil teknolojileri uygulama ve elektrikli araçlara geçişi hızlandırma yolunda endüstri ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. Elektrikli ve hibrit araçların da içten yanmalı motorlara sahip araçlar gibi yüksek teknoloji sıvılara ve greslere ihtiyacı var. Elektrikli araç pazarının hızla büyüdüğü Çin, Almanya, İngiltere ve Amerika’da geliştirdiğimiz e-sıvılarımızla devrime yön veriyoruz. Castrol ON markasıyla üretilen e-sıvılarımız dünyada üretilen her üç elektrikli aracın ikisinin ilk dolumunda kullanılıyor. Castrol olarak hızla gelişen elektrikli araç teknolojisini yakından izleyerek yeni teknolojiler ve ürünlere yönelik Ar-Ge yatırımlarımızı da artırıyoruz. İngiltere’deki Pangbourne araştırma merkezimizde kurulacak elektrikli araç pil test merkezine ve analitik laboratuvarına yaklaşık 60 milyon dolarlık bir yatırım yapacağız.”

Ar-Ge harcamaları 10 yılda üç kat artacak

Avustralya, Yeni Zelanda, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Japonya, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, İngiltere, ABD ve Türkiye’de 10 bin tüketici ve otomotiv üreticisi şirketlerden üst düzey 100 yöneticiyle yapılan Araştırmanın sonuçlarını açıklayan Castrol Türkiye, Ukrayna ve Orta Asya Pazarlama Direktörü Nilay Tatlısöz, bu araştırma ile özellikle devletlerin koyduğu net sıfır hedeflerine otomotiv sektörünün nasıl baktığını görmeyi amaçladıklarını kaydetti. Tatlısöz araştırmanın, şirketlerin bu hedefler doğrultusundaki hamlelerini ve tüketicilerin elektrikli araçlara yaklaşımını yansıttığını ve ‘elektrikli devrimini’ yönetmek için sektöre fayda sağlayacağını düşündüklerini söyledi.

Araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 53’ü gelecek sefere elektrikli araç almayı düşüneceklerini söylerken elektrikli araç kullanan tüketicilerin yüzde 99’u gelecek sefer de elektrikli araç alacağını belirtiyor.

Araştırmadan öne çıkan başlıklar şöyle;

Sektör yöneticilerinin yüzde 97’si, şirketlerinin içten yanmalı motorlu araçlar için devletlerin zorunlu kıldığı kademeli kullanımdan kaldırma hedeflerine hazır olacağına inanıyor. Ancak şirketlerinin şu anda içten yanmalı araçtan elektrikliye geçmeye hazır olduğunu söyleyenlerin oranı sadece yüzde 40. Tüm otomotiv yöneticilerinin sadece yüzde 8’i tedarik zincirinin buna hazır olduğuna inanıyor.

Küresel otomotiv yöneticilerinin yüzde 66’sı elektrikli araçlara geçişin şirketleri için bir numaralı stratejik öncelik olduğunu belirtiyor.

Bu öncelik Ar-Ge rakamlarına yansıyor. 2015 yılında Ar-Ge harcamalarının ortalama yüzde 11’i elektrikli araçlara, yüzde 39’u ise içten yanmalı araçlara odaklanmıştı. Bugün bu oran yaklaşık iki katına çıkarak yüzde 21’e ulaştı. Sektör yöneticileri, 2025 yılına kadar oranın yüzde 31’e, 10 yıl içindeyse üç katına çıkacağını öngörüyor. Hibrit araçlar da hesaba katılırsa, 2025 yılına kadar Ar-Ge harcamalarının yüzde 70’inden fazlasının elektrikli araçlara ve hibritlere odaklanacağı tahmin ediliyor.

Bu dönemde içten yanmalı araçlara yönelik Ar-Ge harcamalarının ise yüzde 15’e düşmesi bekleniyor.

Sektör yöneticilerinin yüzde 63’üne göre, içten yanmalı araçlar için devletlerin koyduğu kademeli olarak kullanımdan kaldırma hedefleri, endüstrideki geçişe ve Ar-Ge çalışmalarına yapılan harcamalara hız kazandıran bir numaralı faktör. Yöneticilere göre elektrikliye geçişi hızlandıran ikinci faktör net sıfır hedefleri (yüzde 57), üçüncü sırada tüketicilerin sürdürülebilirlik endişeleri (yüzde 35) var.

Otomotiv yöneticilerine göre elektrikli araçlara geçişi yavaşlatan en büyük engel yüzde 56 ile yüksek maliyetli bataryalar olarak öne çıkıyor. Şarj noktalarına erişim (yüzde 43), teknik eleman yetersizliği (yüzde 40) ile diğer bariyerler.

Tüketici tarafından bakıldığında ise aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkelerdeki sürücüler daha az hava kirliliği, düşük sürüş maliyeti ve evde şarj imkanını elektrikliye geçişi hızlandıran faktörler olarak gösteriyor. Bariyerler ise ultra hızlı şarjın yaygın olmaması, şarj noktalarına erişim ve menzil endişeleri diye sıralanıyor.

Türkiye’de her iki kişiden biri elektrikli istiyor

Dünyadaki otomobil sahibi tüketicilerin yarısından fazlası gelecek sefer elektrikli araç almak istiyor. Çin yüzde 80 ile en çok elektrikli araç almak isteyenlerin bulunduğu ülke.

Türkiye’deki tüketiciler de küresel eğilimle aynı yönde niyet belirtiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 49’u bir sonraki araçlarının elektrikli olmasını istiyor. Türkiye, bu oranla Fransa, Avustralya – Yeni Zelanda, ABD, Hindistan ve Almanya’nın önüne geçiyor.

Türkiye’deki tüketicinin bu yönde davranmasının ardındaki en büyük neden yüzde 88 ile kentsel alanlarda hava kirliliğini azaltmak olarak öne çıkıyor. Diğer nedenler ‘yeni elektrikli araç modellerinin piyasaya sürülmesi’ (yüzde 85), ‘elektrikli araçların benzinli ya da dizel araçlara kıyasla daha iyi entegre edilmiş bir teknolojiye sahip olduğuna inanılması’ (yüzde 84) ve ‘benzinli veya dizel motorlu araçlara göre daha düşük karbon emisyonları yayması’ (yüzde 82) olarak sıralanıyor.

Maliyet endişesi ortadan kalkıyor

Elektrikli araçlarla ilgili tüketicilerin fiyat endişelerinde gerileme var. Dünyada elektrikli araç kullananların yüzde 78’i kullanım ömrü göz önüne alındığında bir elektrikli araca sahip olmanın toplam maliyetinin benzinli veya dizel araca göre daha düşük olduğuna inanıyor.

Araştırmaya katılan Türk tüketicilerin yüzde 61’i de bir elektrikli aracın toplam maliyetinin (vergi, yakıt ve bakım masrafları dikkate alındığında) eşdeğer bir içten yanmalı araçtan daha düşük olduğu görüşünde. 

Türkiye’deki tüketiciler için elektrikli araçlar konusunda endişe yaratan ilk başlık şarj altyapısı.  Elektrikli araç kullanmayan sürücülerin yüzde 70’i, şarj altyapısının yeterince yaygın olmadığına inanıyor. Model seçeneklerinin azlığı (yüzde 65) ve devlet teşviklerinin yetersizliği (yüzde 64) diğer başlıklar olarak öne çıkıyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.