Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 yazarı Mehmet Acet, “Savunma sanayiinin geleceği için bir tek Selçuk Bayraktar mı endişe duyuyor?” başlıklı …
Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 yazarı Mehmet Acet, “Savunma sanayiinin geleceği için bir tek Selçuk Bayraktar mı endişe duyuyor?” başlıklı yazısında, Selçuk Bayraktar’ın son açıklamalarını değerlendirdi.
Bayraktar ailesinin tüm engellemelere rağmen bugünlere geldiğini hatırlatan Acet, “Bayraktar’ın bu son sözleriyle, geçmişte yaşadıklarının gelecekte de tekrarlanmasından duyduğu tedirginliği ifade ettiği çok açık aslında” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun TEKNOFEST’i ziyaretinin ‘sahicilikten’, ‘samimiyetten’ ve ‘inandırıcılıktan’ bir hayli uzak durduğunu kaydeden Haber7 yazarı, Sezgin Tanrıkulu ve Veli Ağbaba’nın yaptığı açıklamaları ve attığı iftiraları hatırlatarak, “…Bu örnekler, geçmişten günümüze takınılan tavırlar, muhalefetin ciddi anlamda heyecan, motivasyon, kararlılık, cesaret ve direnç gerektiren böyle bir alanda güven verici bir tutum içinde olduğunu gösteriyor mu? Tam da bu nedenle, bu kadar birikimin üstüne bütün bu kazanımların heba olmasına dair endişe taşıyanlar için, ‘Bu endişeleri taşımalarına gerek yok’ denebilir mi? Her şey bir yana, bu işlerin sürdürülmesi, büyütülmesi, güçlenmesi, bu hikayenin gelecek nesillere yeni başarılarla aktarılması, emperyalizme karşı güçlü bir direnç koymakla mümkün olabilir. En iyisi herkes, bizim muhalefetin bu konudaki durumunu bir gözden geçirsin” ifadelerini kullandı.
İşte Acet’in yazısının tamamı:
“BAYKAR Teknoloji lideri Selçuk Bayraktar’ın Habertürk yayınında, ileride farklı bir siyasi ajandanın devreye girmesi halinde geliştirdikleri projelerin sabote edilebileceğine dair sözleri olay oldu.
Böyle bir konuda, Selçuk Bayraktar gibi bir ismin ‘endişeliyim’ demesi, bu ülkede yaşayan her kesimden bütün vatanseverleri ayağa kaldırmalı.
Bayraktar’ın sözlerinden üç cümle aktaralım:
– Farklı farklı siyasi ajandalarla yapılmış eylemlerin her biri bu projeleri yok etmeye yeter.
– En ufak bir gevşeklik bu projeleri yok etmeye yeter. Küçücük bir takoz her şeyi çöp eder. Maalesef bazı şeylerin taşları döşeniyor. Endişemiz var ve hep olacak.
– Takoz koyarsanız önüne, ‘hiçbir işe yaramıyor dersiniz’ aynı Devrim otomobilinde olduğu gibi. Geçmişte bunları defaatle yaşadık. Bugün de bu taşların döşendiğini görüyoruz.
BAYRAKTAR AİLESİNİN HANGİ ENGELLERİ AŞARAK BURALARA GELDİĞİ GERÇEĞİ GÖZ ÖNÜNE ALINDIĞINDA…
Selçuk Bayraktar’ın bu sözleri kimi CHP’li isimlerin iddia ettiği gibi siyasi saiklerle söylediğini iddia etmek, kendisine karşı büyük haksızlık olur.
Çünkü herkes biliyor ki bu aile, yapmak istediklerine dair pek çok engelleme girişimini atlata atlata bu büyük projelere imza attı ve bu dev işleri bugünlere getirdi.
Bayraktar’ın kendisi, daha önceki konuşmalarının çoğunda, yapmak istedikleri işlere, hayallerine, rüyalarına ne türden engeller konulmak istediğini, çeşitli örneklerle anlatmadı mı?
‘Boş ver bu işleri, gel sen tercümanlık yap yeter’ şeklinde gelen telkinleri anlatmıştı bir kere örneğin.
Bayraktar’ın bu son sözleriyle, geçmişte yaşadıklarının gelecekte de tekrarlanmasından duyduğu tedirginliği ifade ettiği çok açık aslında.
Karşılığı olmayan bir tedirginlik mi bu peki?
Hayır, kesinlikle değil.
Peki, Bayraktar bu anlamda yalnız mı?
Hayır.
Habertürk yayınında Kübra Par’ın Bayraktar’ın sorduğu sorunun hemen hemen aynısını bundan 10 ay kadar önce Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’e bendeniz sormuştum.
Soru ve gelen cevabı araya girmeden atarayım:
Mehmet Acet:
Türkiye’de bir iktidar değişikliği olsa, bu projeler ne olur? Endişeli misiniz?
İsmail Demir:
‘Savunma Sanayii’nin milli bir konu olduğunu, bel altı vuruşlar için bahane edilmemesi gerektiğini sürekli söylüyoruz. Söylememize rağmen bunu sürekli yapıyorlar. Yine, Savunma Sanayii’ndeki gelişmede en önemli faktör, siyasi irade. Cumhurbaşkanımız bu konudaki kararlılığı defalarca vurguladı. Bu kararlılığın yerine başka bir şey geçerse tabii ki, bütün bu gidişatla ilgili önemli kayıplarımız olur. Zaten geçmişte biz bunu gördük. Genelde ağır sanayide ödenen bedeller. Nasıl alay konusu oldular. Başta rahmetli Erbakan olmak üzere. Onun söyledikleri nasıl uçuk bulundu? Nuri Demirağları, Vecihi Hürkuşları, düşünürseniz…’
SAVUNMA SANAYİİ MUHALEFETİN AKLINA NEDEN SEÇİM DÖNEMİ GELİNCE DÜŞTÜ
Selçuk Bayraktar’ın savunma sanayiinin geleceğine dair endişe beyan eden sözleri söylemesinden bir gün sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Samsun’daki Teknofest’i ziyaret etti.
Niye ziyaret etti demenin bir alemi yok tabi.
Ancak, bugüne kadar, iktidara gelmeleri halinde savunma sanayiinin arkasına güçlü bir siyasi irade koyacaklarına dair herhangi bir işaret vermeyen muhalefet partilerinin, daha özelde de CHP Genel Başkanı’nın, seçim dönemine girdiğimiz bir ortamda böyle bir şey yapması, ‘sahicilikten’, ‘samimiyetten’ ve ‘inandırıcılıktan’ bir hayli uzak duruyor.
Kaldı ki, Kılıçdaroğlu’nun ve CHP parti yönetimindeki kimi isimlerin, bu alana destek olmak şöyle dursun, zaman zaman köstek olmaya çalıştığına dair de çok fazla örnek var.
Sezgin Tanrıkulu’nun SİHA’larla ilgili açıklamalarına bakın isterseniz.
CHP Genel Başkan Yardımcısı sıfatını taşıyan Veli Ağbaba’nın Selçuk Bayraktar’ın vakfına yönelik mahkeme kararıyla tescillenen iftiralarını hatırlayın isterseniz.
Kılıçdaroğlu, bunlar olurken bu adamları kenara çekip, ‘Bırakın bu işleri’ dediğini duyan oldu mu?
Şu soruyu soralım:
Bu örnekler, geçmişten günümüze takınılan tavırlar, muhalefetin ciddi anlamda heyecan, motivasyon, kararlılık, cesaret ve direnç gerektiren böyle bir alanda güven verici bir tutum içinde olduğunu gösteriyor mu?
Tam da bu nedenle, bu kadar birikimin üstüne bütün bu kazanımların heba olmasına dair endişe taşıyanlar için, ‘Bu endişeleri taşımalarına gerek yok’ denebilir mi?
Her şey bir yana, bu işlerin sürdürülmesi, büyütülmesi, güçlenmesi, bu hikayenin gelecek nesillere yeni başarılarla aktarılması, emperyalizme karşı güçlü bir direnç koymakla mümkün olabilir.
En iyisi herkes, bizim muhalefetin bu konudaki durumunu bir gözden geçirsin.”