Emeklilikte Yaşa Takılanlar sorununun çözümü için temaslar hızlandı. Peki EYT için masada konuşulan formüller neler? Kim nasıl emekli olacak? Ne …
Emeklilikte Yaşa Takılanlar sorununun çözümü için temaslar hızlandı. Peki EYT için masada konuşulan formüller neler? Kim nasıl emekli olacak? Ne kadarlık bir ek bütçe gerekiyor ve bundan herkes yararlanabilecek mi?
EYT ile ilgili merak edilen tüm bu soruları Sosyal Güvenlik Uzmanı Resul Kurt haber7.com takipçileri için açıkladı.
8 EYLÜL 1999 BİR MİLATTIR
KAMUOYUNDA EYT İÇİN BİRÇOK FORMÜL TARTIŞILIYOR. BU MODELLER ARASINDAN TÜRKİYE İÇİN EN UYGUN MODEL NEDİR?
EYT emeklilik yaşını bekleyen ya da emeklilik de yaşa takılanlar aslında uzun süredir seslerini çeşitli platformlarda duyurmak isteyen bizlerinde zaman zaman gazete, TV programlarımızda köşe yazılarımızda yer verdiğimiz ve hem Türkiye’nin bir gerçeği bir anlamda çözülmesi gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor. EYT dediğimiz emeklilik yaşına katılanlar bunun içeresinde bende dahil olmak üzere bizim yaş grubumuzda ki birçok kişi giriyor. Tabi 8 Eylül 1999 bir milattır. 8 Eylül 1999’dan sonra işe girenler için esas itibariyle bir yaş belirliliği söz konusu. Yani kadınların 58 yaşında erkeklerin ise 60 yaşında emekli olacakları bir durum söz konusu ama 8 Eylül 1999’dan önce işi girenler yönünden hatırlarsanız 17Ağustos depremi olmuş Türkiye de o dönemde hükümet insanlara ulaşamıyor. Yani bir şekilde toplumsal yoğunluğun bakışın deprem ve deprem sonrasına yönelik yoğunlaştığı bir dönemde tabiri caizse yangından mal kaçırılır gibi doğru veya yanlış tartışılmadan bir yasa çıkarıldı 4447 sayılı yasayla birlikte emeklilik yaşına bir kademe getirildi. Bunun doğruluğunu veya yanlışlığını tartışma imkanı olmadığı dönemde. Tabi ki medyanın ve sosyal medyanın o dönemde bu kadar olmaması bu kadar insanların seslerini duyurabilme potansiyeli olmadığı için birçok kişi ne olduğunu anlayamadı. Bununla ilgili uzun bir yaş bekleme durumu söz konusu olunca birçok emekçi kardeşimiz iş bulamadı ve yaşını beklediği dönemlerde tabi ki onların tabiriyle gençsin diye emekli etmiyorlar yaşlısın diye iş vermiyorlar. Bizim Türkiye’de ülkemizde emeklilik ile ilgili tartışmaların noktalanması lazım. Bununla ilgili de bir çalışma yapılıyor.
RAKAMIN TESPİT EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde sayın bakanın sosyal güvenlik ile ilgili ve bu alanda ki yetkin bir hocamız olması Türkiye’nin şansı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının koordinasyonluğunda bir çalışma grubu oluşturulup bu çalışma grubu içerisinde de kimler ne zaman nasıl emekli olup nasıl emekli olur… Tabi her şey bütçeyle ilgili. Türkiye’nin ekonomik imkanları elverse yüksek miktarlarda herkesin ihtiyacına karşılayacak miktarlarda emekli aylığı olsun bu bütçeyle ilgili bir konu dolayısıyla bununla ilgili maliyet hesabı yapılıyor. 4 milyon mu 5 milyon mu 6 milyon mu çünkü bu sayının tespiti de her zaman mümkün değil. Çünkü çalışanların bir kısmının emeklilik ile ilgili bir beklentisi yok. Uzun yıllar önce işe girmiş ama prim gün sayısını doldurabilme ihtimali yok. O zaman çalışmayı bırakmış hanımefendi çalışmış, 3-5 yıl çalışma yaşamını noktalamış ve bir daha çalışmıyor. O da aslında EYT grubunun içerisinde yer alıyor ama prim gün sayısı olarak şuan emekli olabilme potansiyelinde değil.
TAHMİNİ 1 MİLYON KİŞİ EMEKLİ OLACAK
Dolayısıyla ilk etapta benim de tahminim 1 milyon civarında ilk etapta bir emekli olacak vatandaşımız olacak. Tabi bizim he yıl 500-550 bin civarında emekli olan vatandaşımız var. Yıllık 500 bin kişi emekli oluyor. 50 bin aşağı 50 bin yukarı o civarda bir vatandaşımıza emekli aylığı bağlıyoruz. 2023 yılında 500 bin vatandaşımıza ilaveten 1 milyon daha emekçi kardeşimiz emekli olacak. Ve bir anda belki 4 milyon 5 milyon kişinin bu şartları sağlayabilme ihtimali olamadığı için belki 1 milyon belki 1.5 milyon sigortalımız emeklilik noktasında bir hakka kavuşacak. Bununla ilgili çalışmalar yapılıyor dedik peki dışarıya sızan bilgi yok birçok basın kuruluşunda yer alan haberler var bu haberler temenni niyetinde bir kısmı daha önceki yapılan çalışmaların tekrarı niyetinde bir kısım görüşlerde.
HERKESİN AYNI ANDA EMEKLİ OLMA İHTİMALİ YOK
Türkiye açısından öneri sayabileceğimiz bakanlıktaki bürokrat arkadaşlara öneri sayabileceğimiz düzenlemeler kapsamında ele alınabilir ama bakanlıktan dışarıya sızan herhangi bir bilgi yok. Bununla ilgili yapılan çalışmaları sadece tahmin edebiliyoruz. Çözüm noktasında bir anda herkesi emekli etme imkanı görülmüyor. Çünkü insanların işe giriş tarihleri farklı prim gün sayıları farklı herkesin kendine özel bir durumu var. Yani bir anda 5 milyon 6 milyon insanımıza emekli maaşı bağlayabilme potansiyeli veya ihtimali yok. Fiili olarak da mümkün değil. Kimisi 1980 girmiştir kimisi 1990 da girmiştir 95 de girmiştir 98 de girmiştir 98 de giren sigortalı kardeşimiz işçi kardeşimiz de 85 de giren işçi kardeşimiz aynı kriterlere sahip değil.
HERKESİN DURUMU BİRBİRİNDEN FARKLI
Burada kategorize etmek gerekirse, yaşını bekleyen grup var yani aslında çok çalışmış prim gün sayısı fazla çalışma hayatında ağır ve yıpratıcı işlerde çalışmış olabilir dolayısıyla sadece yaşını bekliyor bir böyle bir grubumuz var. İkinci grubumuz da daha önceki yıllarda işe girmiştir aslında yaşını da tamamlamış ama prim gün sayısı az. Diyelim evlilik niyetiyle bir kadın çalışanımız sigortalılığa ara vermiştir Prim gün sayısı yetmedi için ve emekli olamıyor. Ya da maalesef Türkiye’nin geçmiş yıllarda ki sorunlarından birisi sigortasız çalışma. Sigortasız çalıştığı için prim gün sayısı yetmeyen vatandaşlarımız var. Yani yaşı doldurmuş ama prim gün sayısı yetmeyen bir kategorimiz var. Herkesin durumu birbirinden farklı. Biraz önce söylediğim prim gün sayısı çok fazla ama yaş bekliyor bir diğeri yaşı tamamlamış ama prim gün sayısı yetersiz farklı bir grup var onlarında sesini duyurmak lazım.
BAĞ-KUR’YU KAPSAYACAK MI?
Esnaf, Bağ-kur, şirket ortağı kapsamında sigortası olan eski ismiyle bağ kur sigortalısı olup 1 Ekim 2008 den önce bağ kur kapsamında faaliyet göstermesine rağmen bağ kura kayıt ve tescil olmadığı için sigorta başlangıcı 1 Ekim 2008 den itibaren sayılan bir grup var. 30 yıl esnaflık yapmıştır şirket ortaklığı yapmıştır, vergi ödemiştir ama sosyal güvenlik bilinci olmadığı için çeşitli sebeplerle bağ kur primini ödememiştir. Bağ-Kur kayıt ve tescilini yapmamıştır. Dolayısıyla bu durum olanlarında sigorta hakkı ve yükümlülükleri 1 Ekim 2008’den başlıyor. Neden 1 Ekim 2008 den önce ki dönemlerle ilgili sizin kayıt ve tesciliniz yok. Dolayısıyla da haklarınız sigortalılık haklarınız 1 Ekim 2008’den başlayacak bu ayrı kategori.
EN MAKUL VE EN MASUM TALEP
Bir diğer 4. Kategori var. Kadın sigortalılar. Evlendikten sonra büyük bir kısmı kıdem tazminatını alıp aktif çalışma hayatını sonlandırıyor. Bu da emeklilik için gereken prim gün sayılarını tamamlayabilmelerine imkan tanımıyor. Bununla ilgili olarak 3 çocuğa kadar doğum borçlanması imkanı var. Yani her çocuk için iki yıl üç çocukla ilgili de 6 yıl bir doğum borçlanması yapma imkanı var. Fakat doğum borçlanmasını yapabilmek için sigortalı olduğu tarihten sonraki doğumlara uygulana biliyor. Sigortalı olduğu tarihten önce doğum yapan kadınlara sigortalılık öncesi doğumların borçlanma hakkı verilmiyor. Dolayısıyla da bir de böyle bir kategorimiz var. Bu grup da diyor ki ‘Bizde borçlanalım’ yani bunların her biri yüz binlerce vatandaşımızı sigortalımızı ilgilendiren bir konu. Talep şu, herkes 8 Eylül 1999 tarihinden önce işe girmiş olanlar için emeklilik şartları neyse onunla emekli olsun. En makul ve en masum talep bu. Fakat bununla da bütün sorunları çözemiyoruz. Yani 8 Eylül 1999 tarihinden önce işe girenler için işte kadınlar 20 yıl erkekler 25 yıl sigortalılık süresini doldurup 5000 bin günü doldurduğu zaman emekli olabiliyor. Ama bunun haricinde de başka sorunlar olan çalışanlarımız var. Yani birinci grubun sorununu çözmek daha kolay nispeten tabi burada olması gereken şudur. Bununla ilgili belki bir bakanlık çalıştayı yapabilir. Türkiye’deki milyonlarca insan ile ilgili bir konuda akademisyenlerden vatandaşlardan sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir çalışta yapılabilir. Bununla ilgili bekli farklı çözüm önerileri gelebilir. Ama görünen şu evet bununla ilgili Türkiye de 8 Eylül 1999’dan önce işe girmiş ve EYT kapsamında olan emeklilik yaşını bekleyen sigortalılarımız çalışanlarımız ile ilgili devletimiz, Ak Parti hükümetimiz bir çalışma yapıyor ve bununla ilgili olarak da belki yıl başında TBMM de görüşmelere başlanacak şekilde bir kanun teklifi meclis gündemine gelecek. Tabi o süreç içeresinde de mutlaka her STK’dan hem belki akademisyenlerden TBMM de komisyonlarda görüşülürken fikir ve önerilerde alınacaktır. Bazen de 8 Eylül 1999’dan sonra işe girenler bizde emeklilik kapsamına girecek miyiz? EYT kapsamında olabilecek miyiz? diye sorabiliyor. Maalesef düzenleme sadece milat kabul edilen 8 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanları kapsıyor dolayısıyla bu tarihten sonrasında sigortalı olanlar EYT’li kapsamında olmuyor.
AVRUPA MODELİNİN MASADA OLDUĞU KONUŞULUYOR. BU MODELİ NASIL TARİF EDEBİLİRİZ? VE TÜRKİYE’DE UYGULANABİLİR Mİ?
Tabi birçok farklı senaryolar üzerinde değerlendirmeleri yapılıyor. Finlandiya modeli Almanya modeli şimdi oralarda emeklilik yaşı tabi ki 65-67 olarak kabul edilebiliyor. Türkiye’nin kendine özgü bir çalışma hayatı var. Türkiye de ki çalışma hayatı Avrupa’da yok açıkçası hem çalışma süreleri çok daha uzun hem daha ağır ve yıpratıcı olabiliyor. Maalesef sosyal güvenlik bilincinin az olduğu sektörde ve bölgelerde sigortalılarda sigortasız çalışmanın yaygın olduğu dikkate alındığımda, evet Türkiye’nin kendine özgü dinamikleri var kendine özgü gerçekleri var dolayısıyla biz elbette ki Avrupa’daki İsviçre, Almanya, Avusturya gibi 67-68 -70 yaş olarak kabul edilen yaşlarla aynı kategoride olmamalıyız.
“SÜLEYMAN DEMİREL YANLIŞ YAPMIŞTIR”
Türkiye’nin kendine özgü gerçeklerini dikkate almalıyız. Bakın Türkiye de uzun yıllar kadınlar 50 erkekler 55 yaşında emekli olmuş. Türkiye’nin en çok başbakanlık yapmış isimlerinden biri Süleyman Demirel’dir. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı da yaptı. Her seçim öncesi ‘Kim ne veriyorsa ben beş fazlasını veriyorum’ diyor. Dolayısıyla da Türkiye de emeklilik sisteminin vaadi olarak ben emeklilik yaşını kaldıracağım dediği için sarsılıyor. Yani evet bir yanlış yapılmıştır. Ve bu yanlış ile ilgilide belki de hiç dokunulmasa sosyal güvenlik sistemi hem daha fazla ayakları üzerinde kalacak hem de herkes çalışmaya başladığı tarihten ne zaman emekli olacağını görebilecek. Dolayısıyla da 8 Eylül 1999 geldi emeklisine belki 10 yıl kalan 5 yıl kalan kardeşim dedi ki, ‘Ben emekli olacaktım 5 yıl sonra şimdi olamıyorum. 10 yıl sonra emekli olacağıma 15 yıl sonra emekli olacağım.’ Yani hem insanların beklentilerini değiştirmemiş olacaktık sosyal güvenlik sistemindeki yapboz açıkçası hem ülkeye zarar vermiştir hem de bu anlamda sigortalıların çalışma hayatına dönük bakışlarına beklentilerine zarar vermiştir.
FİNLANDİYA MODELİ’NDE KESİNTİ YAPILIYOR
Finlandiya modeli 67 yaşında emekli olmak istemiyorsan diyor ki sana 65 yaşında mı emekli olmak istiyorsun ben sana 2 yılın karşılığında yüzde şu kadar kesinti yaparım, 100 lira yerine şu kadar maaş alırsın deniyor. ‘1000 Euro yerine 950 Euro alırsın, 2000 Euro yerine 1800 Euro maaş alırsın’ diyor. Yani bir kesintili emeklilik olarak kabul edebiliriz ama Avrupa özellikle Almanya ve Finlandiya da konuşulan uygulanan sistem kesintili emeklilik modeli yani öyle yaş olarak da işte çok büyük bir farklılık olmuyor. 67 yerine 65-63 yaşında emekli olacaksınız ama onu ona göre de 2 yıl 4 yıl için bir kesinti uygulanacak. Bu kesintili emeklilik modelini de EYT kapsamındaki sivil toplum kuruluşları açıkçası kabul etmiyor. onların talebi şu, biz 8 Eylül 1999’da ki yaş şartı ne ise prim günü şartı ne ise sigortalılık süresi şartı ne ise aynısını devam ettirmek istiyorum. Yani biz tekrar 8 Eylül 1999’dan önceki şartların uygulanmasını talep ediyoruz. Ne kademeli geçiş ne onun haricinde ki kesintili emeklilik modeli bunların hiçbirisiyle ilgili olumlu bir düşünceleri olmadığını söylemeliyiz. Homojen bir grup yok.
Mesela banka sandıkları var hiç konuşulmuyor. Bakın Türkiye’de 250 binden fazla banka sandığı çalışanı var. Sadece SGK yok şimdi böyle bir EYT çıktığında onlarında bu kapsamda ele alınması lazım. Önemli olan konsensüs içerisinde ve siyaset üstü bakılmak koşuluyla çünkü bu ülkemizin geleceği gençlerimizin geleceği çalışanlarımızın geleceği popülist politikalara kurban verilmemeli konsensüs içerisinde ve ortak akılla bir şekille bu süreç atlatılmalı diye düşünüyorum.
EYT’NİN BÜTÇEYE ETKİSİ NASIL OLUR?
Bütçeyi tam olarak tespit etmek açıkçası çok mümkün değil. Sayı 1 milyon mu 3 milyon mu 750 bin mi ama 1 milyon kişi olarak dikkate aldığımız zaman 100 milyarın üzerinde bir rakam gündeme gelir. Bakın en düşük emekli maaşı 3500 lira ortalama. Türkiye de şuan 20 bin liranın üzerinde emekli maaşı alan SSK’lılar da var. En düşük de 3500 lira. Dolayısıyla bu bağlamda 100 milyarın üzerinde bir bütçe çıkacak. Hem bununla ilgili emekli maaşları hem bununla ilgili yılda iki bayram emekli ikramiyesi verilecek dediğimizde 100 milyar bir ek bütçe gerekiyor 1 milyon kişi için.
EYT DÜZENLEMESİ OCAK AYINDA YASALAŞIR
EYT konusu çözülmeye bekleyen bir konu. Bununla ilgili mutlaka hakkaniyetli ve adil bir düzenleme olmalı. Bazı insanlar diyor ki; ‘Ben 10 günle 5 günle 1 günle kaçırıyorum, 3 Eylül’de girdim, 20 Eylül’de girdim, Ekim’de girdim’ dolayısıyla hani bunun sonu gelmez. Yani öyle bir milat, milat dediğimiz budur artık bıçak vurulmuş ve o tarihten sonrası için maalesef bir yapacak işlem yok. Ama öncesi için 8 Eylül 1999 öncesine bir çalışma yapılıyor. Bununla ilgili de tahmin ediyorum Aralık ayında bütçe yoğunluklu görüşülür. Ekim’de TBMM açıldığında 2023 yılı Ocak ayı içerisinde TBMM’de yeni bir görüşme ve çalışma trafiği başlar diye düşünüyorum. EYT’lilerimize de bu anlamda bir müjde olarak ocak ayında düzenlemelerin yasalaşabileceğini beklediğimizi söyleyebilirim.