Türkiye’nin 4’üncü sondaj gemisi Abdülhamid Han, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla Mersin’den ilk görevine uğurlandı. Kanuni, Fatih ve …
Türkiye’nin 4’üncü sondaj gemisi Abdülhamid Han, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla Mersin’den ilk görevine uğurlandı. Kanuni, Fatih ve Yavuz’dan sonra Mavi Vatan’ın en güçlü gemisi olan Abdülhamid Han, Akdeniz’de hidrokarbon arama çalışmalarına güç katacak.
ABDÜLHAMİD HAN YUNAN MEDYASININ GÜNDEMİNDE
Öte yandanbugün yola çıkan gemi, günlerdir Yunan medyasının da gündemindeydi. Yunan basını bir süredir yakından takip edilen gemi için 3 senaryoyu sayfalarına taşıdı. Yunan Kathimerini gazetesi ‘Türk sondaj gemisinin üç olası rotası’ başlıklı haberinde Atina’nın Abdülhamid Han‘ın Doğu Akdeniz’deki seyrine ilişkin farklı senaryoları mercek altına aldığı bilgisine yer verdi. Geminin Kıbrıs’ın kuzeyinde ya da batısında veya da Rodos’un güneyinde arama faaliyetlerinde bulunabileceği görüşü Yunan basınında ön plana çıktı.
“ATİNA TEYAKKUZDA”
CNN Greece de benzer senaryolara geniş yer ayıran haberinde, “Atina ve Lefkoşa onun hareketlerinden dolayı teyakkuzda” ifadesine yer verdi. Yunan Ta Nea gazetesi Abdülhamid Han sondaj gemisini “Türkiye’nin en modern, en güçlü gemisi” olarak tanımladı.
“KİMSEDEN İCAZET ALMAYACAĞIZ”
Bugünkü törende Abdülhamid Han’ın görev yerini açıklayan Erdoğan, üstü kapalı da Yunanistan’a mesaj verdi. Erdoğan, “Gemimiz buradaki çalışmaları bitince diğer kuyulara geçecektir. Petrolü bulana kadar durmayacaktır. Milletimizin duası, Abdülhamid Han gemimizde arama yapacak arkadaşlarla beraber olacaktır. Sizlerden de hayırlı haberi bekliyoruz. Gemimiz buradan diğer kuyulara geçecek, bulana kadar aramaya devam edecek. Akdeniz’de kendi egemenlik haklarımız var, bu yüzden kimseden icazet almayacağız. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.” ifadelerini kullandı.
“HİÇ KORKMASINLAR”
Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Abdülhamid Han gemisi, çalışmalarına başladığında arkalarına aldıkları ağbabalarına güvenerek bize efelik etmeye yeltenenler muhtemelen çıkacaktır. Biz onları ciddiye almayıp kendimize müsavi ve muhatap görmedikçe şımarıklıklarını artıranların sonu bir gün kafayı duvara çarpıp kendine gelmek olacaktır. Ne kuklalar ne de onların iplerini ellerinde tutanlar Akdeniz’de hakkımız olanı almamızı engelleyemeyecektir. Gerçi Akdeniz’de Abdülhamid Han ismiyle karşılaşan birilerinin aklına önce Gazi Ethem Paşa ve Dömeke Savaşı gelecektir. Onlar anladı. Hiç değilse üzerinden henüz bir asır geçmiş olan milli mücadeleyi hatırlarlar. Ama hiç merak etmesinler, hiç korkmasınlar. Bizim ilkemizin ne hakkımızı yedirmek ne de kimsenin hakkına göz dikmektir.”