Zonguldak’ta bir özel okulda eğitim gören E.K.T.’nin velisi, pandemi nedeniyle eğitimin uzaktan olmasını gerekçe göstererek 3 bin 600 lira …
Zonguldak’ta bir özel okulda eğitim gören E.K.T.’nin velisi, pandemi nedeniyle eğitimin uzaktan olmasını gerekçe göstererek 3 bin 600 lira tutarındaki ödediği iki taksitin tarafına iade edilmesi için Tüketici Hakem Heyetine başvurdu. Tüketici Hakem Heyeti, öğrencinin okula gitmemesini göz önünde bulundurarak ödenen taksitlerin iadesine karar verdi.
OKUL KARARA İTİRAZ ETTİ
Özel okulun avukatı İbrahim İlkbahar kararı yargıya taşıyarak itiraz etti. Zonguldak 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi, derslerin mevzuata uygun olarak devam ettiğini, ancak yapılamayan spor, sosyal etkinlik, beslenme gibi faaliyetlerin eğitim amacıyla yapıldığını göz önünde bulundurup, pandemi döneminin her iki taraf için de borçların karşılanmasında mücbir sebep sayılacağına, hakkaniyet gereği paylaştırmanın doğru olacağına, bu sebeple toplam bedelin yaklaşık yüzde 24’üne tekabül eden 3 bin 600 liranın öğrenci velisinin ödememesine karar vererek, itirazı reddetti.
ADALET BAKANLIĞI DEVREYE GİRDİ
Bunun üzerine okulun avukatı, dosya maliyetinin düşük olması nedeniyle istinafa veya Yargıtay’a gidilemediği için olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talepli Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
Adalet Bakanlığı, eğitim hizmetinin şekli ve kapsamının kamu otoritesi tarafından belirlendiğini ve özel okulun Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı karara uygun şekilde eğitim vermeye devam ettiğini, eğitim hizmetine ilişkin yerine getirememe durumunun oluşmadığını belirterek, yerel mahkemenin hatalı karar verdiğini ve verilen kararın kanun lehine bozulmasını Yargıtay’dan talep etti.
YARGITAY KARARI BOZDU
Davayı inceleyen Yargıtay 3’üncü Dairesi ise kararında, beslenme, barınma veya servis ücretleri ile uzaktan eğitimin ayıplı hizmet anlamında eksik veya kusurlu olmasının davaya konu edilmediğini vurgulayarak, eğitim hizmetinin şekil ve kapsamının kamu otoritesi tarafından belirlendiği ve özel okulun ise Milli Eğitim Bakanlığı’nca alınan kararlara uygun hizmet verdiğini belirtti. Yerel mahkemenin verdiği kararın usul ve aykırı olduğu ifade edilerek, yerel mahkemenin kararı kanun yararına bozuldu.
İLK KARAR BOZULMASA DA YAŞANACAK SORUNLAR İÇİN EMSAL
Avukat İbrahim İlkbahar, kanun lehine bozma kararının emsal niteliğinde olduğunu söyleyerek, “Dosya maliyetinin düşük olması nedeniyle istinafa veya Yargıtay’a gidilemediği için olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talepli Adalet Bakanlığı’na başvuru yapılmıştır. Kanun yararına bozma ile Yargıtayca verildiği ve daha önce bir hukuki birlik bulunmadığı için artık yeni mahkemeler karar verirken bu kararı göz önünde bulundurmak zorundadır. Bu karar gerek mahkemeler gerek tüketici hakem heyetleri için yol göstericidir” dedi.