İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Kazım Taycı, Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında imzalanan …
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Kazım Taycı, Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında imzalanan tahıl koridoru anlaşmasının dünyayı büyük bir felaketten kurtaracağını belirterek, “Dünyanın en büyük iki tahıl üreticisi arasındaki savaş hali sürerken Türkiye’nin devreye girerek diplomatik kanalları kullanarak İstanbul merkezli bir koordinasyon sağlaması gelecek adına umut vericidir. ” dedi.
Taycı, AA muhabirinin tahıl koridoru anlaşmasına ilişkin sorularını yanıtladı.
Rusya ve Ukrayna’nın buğday ihracatının yüzde 30’una sahip olduklarını vurgulayan Taycı, bu iki ülke arasında savaş sürerken tahıl koridoru anlaşmasının yapılmasının bölge ülkeleri için hayati önem taşıdığını kaydetti.
Rusya ve Ukrayna’nın ticarette kapalı konuma gelmesinin gıda tedarik zincirinde ciddi sorunlara yol açabileceğini aktaran Taycı, “Bu anlaşma ile savaş durumu sürse dahil tedarik zincirinin kesilmeyeceği kesinleşmiş oldu. Savaş durumunun on yıldan fazla süreceği öngörülüyor.
Biz hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri grubu olarak sivil toplum kuruluşları ile birlikte bir irade ortaya koyarak Rusya ve Ukrayna’nın satacağı hububat, bakliyat gibi mamullerin Türkiye üzerinden dünyanın geri kalanına dağıtılması için inisiyatif alabiliriz. Yani bir anlamda bu devasa payın distribütörlüğünü yapabiliriz.” diye konuştu.
“DİPLOMATİK BAŞARILAR EKONOMİK BAŞARILAR İLE TAÇLANDIRILMALI”
Taycı, “Eğer tahıl koridoru açılmasaydı Türkiye spekülatif ortamdan ciddi zarar görecekti. Biz yıllık 20 milyon ton üretim yapıyoruz fakat aynı Rusya ve Ukrayna’dan tahıl ithal ederek katma değerli ürün haline getirip ihracat yapıyoruz. ” dedi.
Taycı şöyle devam etti:
“Pek tabii başka coğrafyalardan tedarik edilebilirdi fakat Rusya ve Ukrayna hemen yanımızda iki ülke. Farklı yerlerden yapılan tedariklerde lojistik maliyetleri artmış olacaktı. Maliyet artışları fiyatları artıracak bu da rekabet gücümüzü zorlayacaktı. Bisküvi, gofret, donuk unlu mamuller üreten unlu mamuller ihracatçısı da zor durumda kalacaktı.
Türkiye un ihracatında dünya birincisi bir ülke. Makarna ihracatında da küresel pazar payı yüzde 6. Dünyanın en büyük iki tahıl üreticisi arasındaki savaş hali sürerken Türkiye’nin devreye girerek diplomatik kanalları kullanarak İstanbul merkezli bir koordinasyon sağlaması gelecek adına umut vericidir. Orta ve uzun vadede İstanbul’un küresel hububat fiyatlarının belirlendiği bir merkez olması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
Mersin Limanı’nın Afrika ve Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracatta bir merkez haline geldiğini söyleyen Taycı, “Şimdi tahıl koridoru ile Rusya ve Ukrayna’nın tahıl ihracatında dünyaya açılan kapısının İstanbul olmasıyla birlikte Türkiye’nin konumu daha da pekişti.
İthalat ve İhracat kanallarının yönlendirilmesi noktasında kilit bir ülke haline geldik. Diplomatik başarıları ekonomik başarılarla taçlandırmak iş dünyamızın sorumluluğudur. Rusya ve Ukrayna’daki tahıl, bakliyat ve hububatın da distribütörlüğüne soyunmalıyız. Yani yapmamız gereken şey onlardan alan ve dünyaya satan konuma gelmektir.” şeklinde konuştu.
