İstanbul Sözleşmesi’nin 80. maddesi uyarınca taraflardan herhangi biri bu sözleşmeyi feshedebilirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu maddeyi uyguladı …
İstanbul Sözleşmesi’nin 80. maddesi uyarınca taraflardan herhangi biri bu sözleşmeyi feshedebilirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu maddeyi uyguladı. 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan 3718 sayılı cumhurbaşkanı kararı sonucunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı.
İPTAL TALEP ETTİLER
Bu kararın ardından İstanbul Sözleşmesi’nin savunanlar tarafından Danıştay‘a iptal istemiyle dava açıldı. Geçtiğimiz günlerde görülen davanın duruşmasında Danıştay Savcısı, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararının iptali talebini yineledi.
DANIŞTAY HUKUKA UYGUN BULDU
Danıştay ise İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle ilgili kararını verdi. Buna göre İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararının iptal istemi reddedildi. Danıştay, sözleşmeden çekilme kararının hukuka uygun olduğunu vurguladı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, Cumhurbaşkanı Kararının, 20 Mart 2021’de Resmi Gazetede yayımlanmasıyla Türkiye Cumhuriyeti tarafından feshedildi.
Cumhurbaşkanı Kararında, “Türkiye Cumhuriyeti adına 11 Mayıs 2011’de imzalanan ve 10 Şubat 2012 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin, Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3. maddesi gereğince karar verilmiştir.” denildi.
Feshe ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, sözleşme hükümleri gereğince Avrupa Komisyonuna bildirimden 3 ay sonra yürürlüğe girdi ve Türkiye resmen sözleşmeden ayrılmış oldu.
ÇOK SAYIDA DAVA AÇILDI
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay’da çok sayıda dava açıldı. Danıştay 10. Dairesi, açılan davalarda yürütmenin durdurulması istemlerini reddetmiş, iptal istemlerini ise duruşmalı olarak ele almıştı.
Duruşmalarda, Danıştay Savcısı, “bir işlem hangi usule uygun tesis edilmişse aynı usule uyularak feshedilmesi gerekmektedir. TBMM’nin uygun bulma kanunuyla yürürlüğe giren bir anlaşmanın feshi ancak TBMM’nin uygun bulma kanunuyla kaldırılması kararı ve cumhurbaşkanının uygun bulmasıyla yürürlükten kaldırılacaktır. Sadece cumhurbaşkanı kararıyla feshedilemez.” görüşünü dile getirerek, işlemin iptaline karar verilmesini istemişti.
Türkiye’nin Avrupa Konseyi Dönem Başkanlığı sırasında İstanbul’da imzaya açılan sözleşme, “İstanbul Sözleşmesi” olarak anılıyor.
Türkiye, sözleşme 11 Mayıs 2011’de imzaya açıldığında ilk imzayı atmış, 24 Kasım 2011’de parlamentosunda diğer ülkelerden önce onaylamış ve onay sürecini sonuçlandıran Bakanlar Kurulu Kararının 8 Mart 2012’de, Dünya Kadınlar Gününde Resmi Gazete’de yayımlanmasını takiben, 14 Mart 2012’de onay belgesini Avrupa Konseyi Sekreteryası’na sunan ilk ülke olmuştu.