ECONİX Araştırma tarafından yayınlanan ‘Gerçek Yaşam Verileri ile Türkiye Düşük Ejeksiyon Fraksiyonlu Kalp Yetersizliği Hastalık Maliyeti …
ECONİX Araştırma tarafından yayınlanan ‘Gerçek Yaşam Verileri ile Türkiye Düşük Ejeksiyon Fraksiyonlu Kalp Yetersizliği Hastalık Maliyeti’ raporunda, kalp yetersizliği sorunu yaşayanların toplam nüfus içindeki oranının yaklaşık olarak yüzde 2’ye tekabül ettiği belirtiliyor. Araştırmada bu oranın 65 yaş üstü nüfusta yüzde 5 ila 9 arasında değiştiği ifade ediliyor. Kalp yetersizliği sorunu yaşayan hastaların yarısından fazlasında obezite, kronik böbrek, diyabet, hipertansiyon ve atriyal fibrilasyon gibi rahatsızlıklar görülüyor.
Türkiye’de nüfusun yaşlanmasına bağlı olarak kalp yetersizliği sorunu yaşayanların sayısı giderek artıyor. ECONiX Araştırma, ‘Gerçek Yaşam Verileri ile Türkiye Düşük Ejeksiyon Fraksiyonlu Kalp Yetersizliği Hastalık Maliyeti’ başlığıyla Türkiye’nin farklı illerindeki 4 merkezden 4 bini aşkın hasta dosyası üzerinden gerçekleştirdiği analizin raporunu yayınladı.
Rapor, Türkiye’de kalp yetersizliği sorununun hem Sosyal Güvenlik Kurumuna ve Sağlık Bakanlığına hem de genel olarak ekonomiye getirdiği maliyet yükü ile iş gücü kaybını verileriyle ortaya koydu. Gerçek yaşam verilerine dayanması nedeniyle Türkiye’de bir ilk olarak gösterilen raporda, kalp yetersizliği sorununun yarattığı doğrudan ve dolaylı ekonomik yük 7,1 milyar TL olarak hesaplandı. Bu rahatsızlığın tetiklediği obezite, diyabet ve böbrek yetmezliği gibi hastalıkların tedavi maliyetlerini yüzde 60 artırdığı belirtildi.
1,6 MİLYON KALP HASTASININ 977 BİNDEN FAZLA ÖLÜM RİSKİ ALTINDA
ECONiX Araştırma’nın raporunda, kalp yetersizliği sorununun yarattığı 7,1 milyar TL’lik maliyetin 6,8 milyar TL’lik kısmının kamu tarafından karşılandığı belirtildi. Raporda şu tespitlere yer verildi:
“Türkiye’de tedavi gören 1,6 milyon kalp yetersizliği hastası bulunuyor. Hastaların yüzde 60’ına karşılık gelen 977 bin 286’sı ileri düzey ve yenilikçi tedavilere ihtiyaç duyuyor. Düşük ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizliği teşhisi konulan bu hastalar, maliyetlerden en büyük payı alıyor. Bu hastaların tedavi edilememesi ölümcül sonuçlara neden oluyor.”
“HASTALARIN YARISINDAN FAZLASI DİYABET VE BÖBREK YETMEZLİĞİ YAŞIYOR”
Kalp yetersizliği hastalığının yatarak ya da ayakta tedavilerde Türkiye’ye ciddi bir ekonomik yük yarattığını belirten ECONiX Araştırma proje ekibinden Uzm. Mustafa Kurnaz, rapora ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Kalp yetersizliği sorunu yaşayanların toplam nüfus içindeki oranı yaklaşık yüzde 2. Bu oran 65 yaş üstü kesimde yüzde 5 ila 9 arasında değişiyor. Kalp yetersizliği sorunu yaşayan hastaların yarısından fazlasında obezite, kronik böbrek, diyabet, hipertansiyon ve atriyal fibrilasyon gibi rahatsızlıklar görülüyor. Bu durum da maliyetleri %60 artırıyor. Raporda incelediğimiz 4 bini aşkın dosyaya göre, ayakta tedavi gören bir hastanın yıllık maliyeti 6 bin 335 TL’yi, yatarak tedavi görenlerinki ise 3 bin 793 TL’yi buluyor.” Araştırma proje ekibinden Uzm. Selin Ökçün değerlendirmesinde “Diyabet ve böbrek yetersizliği yaşayan hastaların ayakta tedavi maliyeti 9 bin 494 TL olarak hesaplandı. Yatarak tedavilerde bu tutar, 10 bin 394 TL’ye çıktı. Beklenen bu maliyet farkları hastalık yönetiminde önem arz etmektedir.” ifadelerine yer verdi.
ECONiX Araştırma Yönetici Ortağı Dr. Güvenç Koçkaya ise “TUİK verilerine göre gerçekleşen ölümlerin ilk sırasında yüzde 36 ile dolaşım sistemi hastalıkları gelmekte. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye toplumunda kalp krizi veya kalp rahatsızlığına bağlı göğüs ağrısı veya inme geçirme oranı yüzde 5 civarında. Toplumda önemli bir etki yaratan düşük ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetmezliği hastalarında gözlenen tedavi maliyeti artışı önemli bir bulgu. Bu nedenle gerek hekimlerin gerek kamuda sağlık bütçesi yöneten karar verenlerin düşük ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetmezliği hastalarında diyabet ve böbrek yetmezliğine yönelik daha koruyucu tedavileri tercih etmelerinde fayda olabilir.” şeklinde konuştu.
Proje araştırıcılarından ve Aritmi Sağlık Grubu hekimlerinden Doç. Dr. Kerem Can Yılmaz; klinik anlamda düşük ejeksiyon fraksiyonlu hastaların sağlık sonuçlarında diyabet ve böbrek yetersizliği gibi eşlik eden hastalıkların önemli olduğunu ve tedavi planlamasında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
İŞ GÜCÜ KAYBI MALİYETLERİ DE YÜKSELİYOR
Kalp yetersizliği rahatsızlığının yarattığı iş gücü kaybının da belirlendiği raporda düşük ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizliği hastalarında ortalama hasta başı iş gücü kaybı 896 TL olarak bulunurken hastada ek olarak diyabet ve böbrek yetmezliği bulunması durumunda bu maliyet 1.276 TL’ye çıkmaktadır. Kalp yetersizliği hastalarının yüzde 60’ını oluşturan düşük ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizliği teşhisi konulan hastalar açısından bakıldığında, bu maliyetin hasta başına ayakta tedavilerde 483 TL, yatarak tedavilerde ise 2 bin 604 TL olduğu bulgusuna ulaşıldı.