Dün yayımlanan kararla belediyelerin, yabancı temsilcilik mensuplarıyla görüşme yapması Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü’nün iznine …
Dün yayımlanan kararla belediyelerin, yabancı temsilcilik mensuplarıyla görüşme yapması Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü’nün iznine tabi tutuldu.
“RANDEVU TALEPLERİ DIŞİŞLERİ PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ ÜZERİNDEN YAPILMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile bakanlıklara gönderilen yazıda, “Ülkemizde akredite büyükelçi, maslahatgüzar, başkonsolos ve uluslararası kuruluş temsilcileri başta olmak üzere yabancı temsilcilik mensuplarının Sayın Bakanlarımız ve Valilerimiz dahil üst düzey zevattan ve diğer tüm kamu kurum ve kuruluş yetkililerinden telefon görüşmesi de dahil olmak üzere randevu taleplerinin re’sen karşılanmasında mütekabiliyet ilkesi, ikili siyasi ilişkiler ile teamül ve uluslararası protokole ilişkin diğer mülahazalar esas alınarak görüş oluşturulmaktadır. Yurt dışında görevli büyükelçi ve diğer mensuplarımızın bulundukları ülkelerdeki görüşme taleplerinin karşılanması da o ülkedeki iç koşullar ve ikilisi siyasi ilişkilerimiz gibi hususlar ışığında farklılık arz etmektedir. Bu itibarla yabancı temsilcilik mensuplarının Ankara ve diğer illerde üst düzey zevattan talep ettikleri randevuları re’sen karşılanmaması, söz konusu talebin Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü üzerinden yapılması gerektiği konusunda yönlendirilmesi ve Dışişleri Bakanlığından görüş alınmasında bakanlıklarımız ve diğer kamu ve kuruluşlarımızca gerekli hassasiyetin gösterilmesi hususunda bilgilerini ve gereğini arz ederim” ifadeleri yer aldı.
İBB BAŞKANI İMAMOĞLU KARARA TEPKİ GÖSTERDİ
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ise söz konusu kararı, “Bu hamlelerin sadece merkezi idarenin toplum nezdindeki çürümüşlüğünü göstermek dışında anlamı yoktur” diye değerlendirdi.
SOYLU: BU BİR ŞIMARIKLIKTIR
Bugün basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da İmamoğlu’nun sözleri hakkında konuştu. Soylu, söz konusu kararda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası olduğuna vurgu yaparak, “Bu bize geldi. Biz de dağıtım yapmamız gereken yerlere gönderdik. Biz çadır devleti değiliz de bulunduğu yeri çadır kurumu olarak nitelendirenler var. Bu bir şımarıklıktır. Devletin bu bütüncüllüğünü, devletin hassasiyetini çürümüşlük olarak değerlendirmek de cehalettir. Cehalet olur mu? Hazreti Adem’den beri insanoğlunun dönem dönem kendi menfaati ile ilgili bulunduğu yerden bakarak dünyanın merkezini kendi bulunduğu merkez zannederek yaptığı değerlendirmelerden maalesef ayıplar da cehaletler de çıkar.
“AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA HİÇ İHTİYAÇ DUYULMAZ”
Bizim görevimiz, bu görevlerde bulunduğumuz sürece devlet kaidesini ayakta tutmaktır. Ne bulundukları kurumlar çadır kurumlarıdır ne bu devlet bir çadır devletidir. Kurallara hepimiz uymak zorundayız. Yani her şeyden kendisine bir siyasi menfaat devşirmeye çalışan zavallılar, elbette olacaktır. Kifayetsizler elbette olacaktır. Bazen niteliksizliklerini ve iş yapma kabiliyetlerinin yoksunluğunu kavga ile örtmek isteyenler her daim olacaktır. Bugün de olmuş dün de olmuş yarın da olmaya devam edecektir. Ayinesi iştir kişinin, lafa hiç ihtiyaç duyulmaz” dedi.