enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5043
EURO
36,1765
ALTIN
2.977,96
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
9°C

Kültür sanatın iklim krizine etkisi var mı?

Nilüfer 7. Caz Festivali kapsamında gerçekleştirilen panelde, kültür sanatın iklim üzerine etkileri ve çözüm önerileri paylaşıldı. Konuşmacılar …

Kültür sanatın iklim krizine etkisi var mı?
03.07.2022
129
A+
A-

Nilüfer 7. Caz Festivali kapsamında gerçekleştirilen panelde, kültür sanatın iklim üzerine etkileri ve çözüm önerileri paylaşıldı. Konuşmacılar, iklim kriziyle mücadelede, doğru kullanıldığı takdirde kültür sanatın büyük gücü olabileceğini vurguladı.

BURSA (İGFA) – Nilüfer 7. Caz Festivali’nde konserlerin yanı sıra, atölye ve söyleşiler de düzenlendi. Caz festivali kapsamında gerçekleştirilen panelde, kültür sanatın iklim krizine olan etkileri konuşuldu. Moderatörlüğünü Gizem Gezenoğlu’nun yaptığı panelde Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Itır Erhart, iklim krizini ele alan ve düzenli yayınlanan bir podcast serisinin proje direktörü Naz Yaman ve Museum for Future hareketi Türkiye Koordinatörü Dr. Emek Yılmaz, kültür sanatın iklim krizine etkilerini ve çözüm önerilerini paylaştı. Üç Fidan Parkı’ndaki panelde konuşan Prof. Dr. Itır Erhart, “Bizlerin günlük davranışları değişmeden, iklim krizini yavaşlatma şansımız yok” dedi. İklim krizini insanların oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Erhart, “İklim krizinin hepimizin önceliği olması gerektiği, sürekli konuşuluyor. İçinde bulunduğumuz duruna biz neden olduk. Gezegen, daha önce de birçok kriz yaşadı. Biz kendi elimiz ve katkımızla gezegeni bu hale getirdik. Gezegen hayatta kaldı ama artık biz kalamayacağız. İklim değişikliği nedeniyle bazı bölgeler yaşanamaz hale geldiği zaman, biz yok olacağız ama gezegen hayatta kalacak. Herkesin, bu meselenin bir tarafından tutması gerek. Hükümetler çalışıyor, ama bu yeterli değil. Bizlerin günlük davranışları da değişmeden bu gidişatı yavaşlatma şansımız yok. Bizlerin de çok küçük davranış şekilleri bu süreci yavaşlatır. Kültür sanat da bunlardan biri. En zoru da kültür ve davranış dönüşümü” diye konuştu.

Kültür sanat aktivitelerinin bu alanda oluşturduğu bir farkındalığın olduğunu, potansiyelinin yüksek olduğunu ancak etkisinin aynı oranda olmadığını belirten Naz Yaman da, esas olan şeyin toplumun tüm kesimlerine ulaşabilmek olduğunu vurguladı. Yaman, “Kültür sanat aktivitelerine, zaten bu konuya ilgisi olan kişilerin ilgisini katıldığını düşünüyorum. Düşünmemiz gereken esas şey toplumun tüm kesimlerine bunu yayabilmek. Çok büyük bir etki potansiyeli var ama bunu tam olarak gerçekleştirebildiğimizi düşünmüyorum. İklim ve ekoloji konusuyla ilgili insanlar bu tür aktivitelerde yer alıyor ve her sene biz bizeyiz gibi hissediyorum. Daha genele hitap eden, popüler sanatçıların yarattığı farkındalığın etki alanının daha büyük oluyor” dedi.

Bu konudaki çözüm önerilerini de paylaşan Naz Yaman şöyle konuştu: “Endişe yaratarak değil de, insanlara ilham vererek, iyi örnekler vererek bir şeylerin değişebileceğini göstererek fark yaratmaya çalışıyoruz. Kültür sanatın bu yönde çok büyük gücü var. Herkesin hayatında kültür sanattan idol olarak gördüğü birileri olmuştur. Kültür sanat, hayatı taklit ediyor bir noktada. İyi örneklerin çok büyük etki potansiyeli olabilir. Doğru bilgiyi, anlaşılabilir şekilde vermek önemli. İklim krizi, sürdülebilirlik konuları ağzımıza çok takıldı ama çok da içini dolduramıyoruz gibi. Anlaşılabilir şekilde ilham vererek bunları anlatmak önemli. Rakip olarak görmek yerine, birlikte bir şeyleri çözebileceğimizin farkında olması çok önemli.”

İklim krizine müzeler üzerinden örnekler veren Dr. Emek Yılmaz da, müzelerin aşırı enerji tüketen yerler olduğunu, müze binalarında yapılacak çevre dostu uygulamaların, bu konunun önemli adımlarından biri olduğunu söyledi.

Türkiye’de yer alan 428 müzenin 2021 yılında 16 milyon kişi tarafından gezildiğine dikkat çeken Dr. Emek Yılmaz, “Müzeler, aktif şekilde bu sürecin parçası olması gerekiyor. Okullarla, yerel yönetimlerle iş birliği yapılıyor. 7’den70’e her yaştan insanın ve fark demografik yapıdan insanların aynı andan bir arada bulunduğu yerler müzeler. Müzeler, farkındalık yaratan yerlerden bir tanesi.

Burada, küratörlere öneli rol düşüyor. Harekete geçmek çok önemli. Bir davranış değişikliği dahi çok önemli. Bir araya gelip, mutlaka baskı kurulmalı ve harekete geçmeye özendirilmeli. Müze binaları çevre dostu olmalı, gelen ziyaretçiler kendi araçlarıyla değil de, toplu taşımayla gelmeli” diye konuştu.

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.