Doğu Karadeniz’de küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle görülen ani lokal ve şiddetli yağışların yol açtığı, can ve mal kayıplarıyla …
Doğu Karadeniz’de küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle görülen ani lokal ve şiddetli yağışların yol açtığı, can ve mal kayıplarıyla sonuçlanan sel ve heyelanlara karşı tedbirler alınıyor. Türkiye’de heyelanın en fazla yaşandığı iller arasında yer alan Trabzon’da, Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü ile Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) tarafından ARAS Projesi hazırlandı. Çalışma kapsamında heyelan riski taşıyan bölgeler belirlenerek tehlike haritası oluşturuldu.
OKULLAR RİSKLİ
Haritaya göre, toplam 4 bin 685 kilometrekarelik alan üzerindeki ilkokul, ortaokul, lise, özel okul ve kreş olmak üzere toplam 923 eğitim ve öğretim binasından 168’inin çok yüksek, 258’inin ise yüksek tehlikeli alan üzerinde olduğu belirlendi. Hizmet veren eğitim kurumlarından ilkokulların yüzde 9’u çok yüksek, yüzde 40’ı yüksek, ortaokullardan yüzde 13’ü çok yüksek, yüzde 44’ü yüksek, liselerin ise yüzde 63’ünün çok yüksek, yüzde 44’ünün ise yüksek riskli alanda kurulu olduğu tespit edildi.
Kent genelindeki 1873 camiden 193’ünün çok yüksek, 582’sinin ise yüksek heyelan riskli alanda bulunduğu belirlendi. Haritada oransal olarak camilerin yüzde 10’unun çok yüksek, yüzde 41’inin ise yüksek riskli alanda bulunduğuna yer verildi.
‘ÇÖZÜM PLANLI YAPILAŞMA’
Artan nüfusa bağlı yapılaşmanın da artığını söyleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Semih Hamzaçebi, “Karadeniz bölgesi heyelana duyarlı alanlar yönünden bir yoğunluk arz ediyor. Bizim zaten köylerimizin yerleştiği alanları çoğu ilçemizin yerleştiği alanlar eski heyelan düzlükleri üzerinde ya da dere yataklarında bulunuyor. Artan nüfusla beraber yaptığımız bina, yol ya da mühendislik yapılarından HES’ler, kamu binaları, belediye binaları, okulları bunların hepsini düşündüğümüzde bu alanların üzerinde yoğunluk oluşturuyor. Nüfus artışıyla beraber yapılan evlerimiz ve yollar heyelan tehlikesini daha da artırıyor çünkü sürekli şevle oynuyoruz. Bunun çözümü planlı yapılaşmadır. Herkesin ve özellikle kırsalda yaşayanların kendi kafasına göre bina yapmaması gerekiyor. Bu yönetmelikte var fakat uygulamıyoruz” diye konuştu.
‘MÜHENDİSLİK HİZMETİ ALMADAN EV YAPMAYIN’
Bölge halkına kırsalda ev yapmamaları konusunda uyarılarda bulunan Hamzaçebi, “Özellikle şehir dışında yaşayan vatandaşlarımız, köyde hiç kullanmadıkları, 10-15 günlüğüne gelip kullandıkları bir yere gidip kafalarına göre ev yapmasınlar. Gelip zaman geçireceklerse otelde kalabilirler. 15 günlük bir zaman ayırdıkları bir yer için yol ve ev yapımına girmesinler. Bunlar köylerdeki yapı oranını artırıyor. Bununla beraber yol ağımız da genişliyor ve en ufak bir sel, taşkın ya da heyelanda bu alanlar tetiklenerek büyük olaylara sebebiyet veriyor. Vatandaşların köyde bir şey yaptıracağı zaman mühendislik hizmeti almalarını tavsiye ediyorum. Hiçbir mühendislik hizmeti almadan sadece bir ustayla ev yapımına girmesinler. Maliyetlere bakarsan, 300 veya 500 bin lira para harcanan bir yapıya 5-10 bin liralık etüt yaptırmamak çok komik bir şeydir. Bunu yaptırmalıyız yoksa temeli sağlam yapılmayan bir şeyin üstüne ne bina koyarsak koyalım hiçbir önemi yok” dedi.