Türkiye’ye, Uzak Doğu ve Amerika kıtası ülkelerinden gelen turistler kültür turlarını, Avrupalı turistler deniz-kum-güneş turizmini, Orta Doğulu …
Türkiye’ye, Uzak Doğu ve Amerika kıtası ülkelerinden gelen turistler kültür turlarını, Avrupalı turistler deniz-kum-güneş turizmini, Orta Doğulu turistler şehir ve doğa turlarını tercih ederken, son dönemde gastronomi, sağlık, alışveriş, kamp ve karavan turizmine yönelik talepte de artış gözlemleniyor.
Türkiye’nin turizmdeki çeşitliliğini AA muhabirine değerlendiren Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye’nin dünya turizm pazarında kendini kanıtlamak zorunda olmayacak kadar önemli bir aktör olduğunu, salgın dahil her koşulda dünyada tercih edilen destinasyonlardan biri olmayı başardığını belirtti.
Bağlıkaya, turizmcilerin Türkiye’yi turistlerin tercih ettiği ülkeler arasında tuttuğunu, en zor zamanlarda ülke ekonomisine can suyu sağladığını söyledi.
Son 2 yıllık dönemde salgın süreci nedeniyle ağırlanan ziyaretçi sayısında düşüş yaşanmasına karşın, ülkenin sahip olduğu turizm potansiyeli ve sektörün deneyimi sayesinde gelecek süreçte dünyadaki diğer ülkelerden daha hızlı bir toparlanma süreci yaşayabileceklerini ifade eden Bağlıkaya, “Bunu sağlamanın yolu sektörümüzün üzerindeki yüklerin hafifletilmesinden geçiyor. Onun için yapılması gereken ilk iş Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) turizm payı ve konaklama vergisi gibi yüklerin kaldırılması olmalıdır.” diye konuştu.
TÜRKİYE’YE YÖNELİK TALEP, SEZON ÖNCESİNDEKİ BEKLENTİLER DOĞRULTUSUNDA
Bağlıkaya, yılın başlarında salgının etkisinin azalması ve uluslararası seyahatlerin önündeki engellerin kaldırılacağı perspektifinden hareketle, yıl geneline yönelik beklenti ve tahminlerinin 40 milyonu yabancı, 5 milyonu da yurt dışında yaşayan vatandaşlardan oluşmak üzere toplam 45 milyon ziyaretçi sayısı ve 35 milyar doların üzerinde turizm geliri olarak belirlendiğini hatırlattı.
Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler arasında ilk sırada yer alan Rusya Federasyonu ile en çok misafir ağırlanan üçüncü ülke konumundaki Ukrayna arasındaki şubat ayında başlayan savaş nedeniyle 2022 yılına ilişkin beklenti ve öngörülerin yeniden gözden geçirilmesi zorunluluğunun doğduğuna dikkati çeken Bağlıkaya, “Tüm pazarlar dikkate alındığında 2022 yılında 35 milyon yabancı, 5 milyon civarında da yurt dışında yaşayan vatandaş ziyaretçilerimizle birlikte toplam ziyaretçi sayımızın 40 milyon seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Türkiye’nin toplam turizm gelirinin ise 32 milyar dolar civarında olmasını bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bağlıkaya, sezon öncesinde farklı ülkelerden turizm sektör temsilcileri ve tur operatörleri ile gerçekleştirdikleri görüşmelerde Türkiye’ye yönelik ilginin artacağına dair işaretler aldıklarını, hazırlıkları da bu yönde yaptıklarını, Rusya ve Ukrayna dışındaki pazarların tamamına yakın kısmından Türkiye’ye yönelik talebin, sezon öncesindeki beklentiler doğrultusunda geliştiğini dile getirdi.
Türkiye’nin sadece doğası ve tarihi ile değil gastronomisinden kültürüne sahip olduğu çeşitlilikle de vazgeçilemeyecek bir destinasyon olduğunu vurgulayan Bağlıkaya, “Bu nedenle gerek turistlerin bireysel ilgisinin gerekse bulunduğu coğrafi konum nedeniyle tur operatörlerinin ilgisinin artması kaçınılmazdır. Bu doğal ve olması gereken artışa yön vermek sektörün kamu kurumları ile bir araya gelerek oluşturulacak stratejiler ile mümkündür. Bu konudaki ihtiyaç gittikçe önem kazanmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
AVRUPALI TURİSTİN REZERVASYONLARI TÜRKİYE’YE GÖZ KIRPIYOR
TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, en çok ziyaretçiyi yaz aylarında deniz-kum-güneş turizmi kapsamında ağırlandığını, bununla birlikte son dönemde kültür turlarına, gastronomi turizmine, sağlık turizmine, alışveriş, kamp ve karavan turizmine yönelik talepte de artış gözlemlediklerine işaret etti.
Ülke bazlı olarak yabancı ziyaretçilerin ilgi gösterdiği turlar ve destinasyonların farklılık gösterdiğini ifade eden Bağlıkaya, şunları kaydetti:
“Uzak Doğu ve Amerika kıtası ülkelerinden gelen ziyaretçilerimiz ağırlıklı olarak kültür turlarını tercih ediyor. İstanbul, Çanakkale, İzmir, Pamukkale, Kapadokya ilgi gösterdikleri destinasyonlar arasında bulunuyor. Avrupa ülkelerinden gelen misafirlerimiz Antalya, Muğla, Aydın ve İzmir gibi deniz-kum-güneş turizmi ile öne çıkan destinasyonlarımıza ilgi göstermenin yanı sıra kültür turları kapsamında İstanbul’u da keşfetmeyi tercih ediyorlar. Orta Doğu pazarından gelen konuklarımız İstanbul’un yanında Yalova, Bursa, Trabzon, Rize gibi şehirlerimizde doğa turlarına katılım gösteriyorlar. İran’dan gelen ziyaretçilerimizin ise İstanbul, Konya ve Van gibi destinasyonlara ilgisi bulunuyor.”
Yılın kalan kısmına ilişkin rezervasyon verileri dikkate alındığında da Almanya, İngiltere, Hollanda başta olmak üzere genel olarak Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye yönelik talebin yükselmeye devam etmesini beklediklerini vurgulayan Bağlıkaya, “Bununla birlikte İran’daki ekonomik toparlanmanın da bu ülkeden yurt dışına çıkışlara olumlu yansıdığını ve Türkiye’ye turistik talebin ciddi biçimde yükseldiğini görüyoruz. Keza Orta Doğu bölgesi de ciddi yükseliş beklentimizin olduğu pazarlar arasında yer alıyor.” dedi.
“KAPADOKYA’DA BALON TURU, NEMRUT’TA GÜNBATIMI, FETHİYE’DE PARAŞÜT, KLEOPATRA HAVUZU’NDA YÜZMEK…”
Firuz Bağlıkaya, Türkiye’nin kendine özgü doğal güzelliklerini, tarihi ve kültürel zenginliklerini yerinde görerek özel deneyimler elde etmenin Türkiye’ye gelen misafirlerin öncelikleri arasında bulunduğunu belirterek, “Kapadokya’da mağara otellerde kalmak, balonla tura çıkmak, Nemrut’ta gündoğumu ve günbatımını yaşamak, Fethiye’de Babadağ’da yamaç paraşütü yapmak, Likya yolunda yürümek, Pamukkale’de travertenleri görmek ve Antik Kleopatra Havuzu’nda yüzmek, insanlık tarihine dair muhteşem ipuçları sunan Türkiye’nin dört bir yanındaki müze ve ören yerlerini ziyaret etmek, Türk mutfağının güzel lezzetlerini tatmak gibi birçok eşsiz deneyimle misafirlerimizi ağırlıyoruz.” diye konuştu.
Özellikle kitle turizmi kavramı dışındaki turlarda sosyal ve kültürel anlamda aktivitelere yeterli ilgiliyi çekemediklerini aktaran Bağlıkaya, “Bu konuda özel çalışmalar yapılması gerektiği aşikar. Turistlere özgü olmayan, gerçek, kültür aktivitelerine turistlerin de katılımını sağlayacak organizasyonların geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
Bağlıkaya, Türkiye’ye tatil amaçlı olarak seyahat eden ve özellikle sahil bölgelerindeki her şey dahil tesislerde kalan misafirlere, Türkiye’nin sahip olduğu tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleri keşfetmeleri önerisinde bulunduklarını belirtti.
Seyahat acentelerine gelen misafirlerle, Kapadokya’dan Pamukkale’ye, Salda Gölü’nden Anzer Yaylası’na kadar sahip olunan pek çok özel turizm ürününü buluşturduklarını anlatan Bağlıkaya, “Bununla birlikte misafirlerimize sağlık turizmi başta olmak üzere ülkemizin birçok farklı turizm segmentinde sunduğu nitelikli hizmetlerden faydalanmalarını öneriyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.