Bundan yaklaşık 1 ay önce sizlerle paylaştığımız bir içeriğimizde, nesli tükendiği düşünülen Anadolu Parsı’nın uzun zaman sonra ilk kez …
Bundan yaklaşık 1 ay önce sizlerle paylaştığımız bir içeriğimizde, nesli tükendiği düşünülen Anadolu Parsı‘nın uzun zaman sonra ilk kez görüntülendiğinden bahsetmiştik. Bu olay, geçtiğimiz günlerde bir kez daha tekrarlandı. Bu kez Iğdır’da bir pars görüldü. Üstelik son görüntüde yer alan pars ile geçtiğimiz ay görüntülenen leopar aynı değildi. Görünen o ki Türkiye, bir süredir yırtıcı hayvanların yaşam alanı haline gelmiş durumda.
Bülent Aydın Karakolu’nun termal güvenlik kameralarına yakalanan leopar, bilim insanlarını da heyecanlandırdı. Zira bu gelişmeler, Anadolu Pars’ı olarak isimlendirilen özel türün ya da alt tür haricindeki diğer leoparların Türkiye’de yaşıyor olabileceği anlamına geliyor. Daha önceki dönemlerde farklı bölgelerde de görülmüş olması, kafaları karıştırıyor. Ancak bir süredir yalnızca birkaç tane görülen leoparların Türkiye’de mi yaşadığı yoksa İran ya da Kafkasya’dan mı geldikleri net değil. Üstelik şu ana kadar dişi bir leoparın görülmediği ifade ediliyor.
“Diğer ülkelerde yapılan çalışmalar, Türkiye’deki popülasyonu etkilemiş olabilir”
Konuyla ilgili açıklamalar, yaban hayatı uzmanı Ahmet Emre Kütükçü tarafından yapıldı. “Soyu tükenmemişti ama ülkedeki popülasyonları büyük oranda insan baskısı ve zulmüyle yok olmuştu. Bu gözlemlenen bireylerin tamamının erkek olması ülkede üreyen bir dişi yok mu sorusunu gündeme getiriyor. Erkek bireyler yüzlerce kilometre gidebildiği için komşu ülkelerden gelme olasılığı ortaya çıkıyor. Son zamanlarda ki gözlemlerde artışın iki nedeni olabilir. Gelişen teknoloji ve artan kullanım olanağıyla fotokapan ve diğer görüntüleme teknolojileri sayesinde gözlemler artıyor. Diğer nedense komşu ülkelerde leopara yönelik artan koruma çalışmaları ve bu çalışmaların başarılı olması sonucu burada çoğalan bireylerin ülkemize girişinde de artış yaşanması.” ifadelerini kullanan Kütükçü, böylelikle son dönemlerde yaşanan gözlem artışının nedenlerine ışık tutmuş oldu.
Yaşanan gelişmeler, kent merkezlerinden uzakta yaşayan okurlarımızı tedirgin etmiş olabilir. Zira hiçbirimiz, bu denli yırtıcı ve hızlı bir hayvan ile karşı karşıya kalmak istemeyiz. Ancak böyle bir çekinceye pek de gerek yok gibi görünüyor. Zira Kütükçü, bu hayvanlar için en önemli hususun beslenecek hayvan olduğunu ve leoparların insan aktivitelerini sevmediğini ifade ediyor. “Leopar yaşam alanı konusunda çok seçici değil. Yoğun kar örtüsü dışında her türlü coğrafyada barınabilir. Leoparın varlığı için en önemli etken avladığı hayvanların yeterli olması. En az dört beş farklı türde ve sağlıklı sayıda avlayacağı hayvanın varlığına bağlı. Tabi bulunduğu bölgede rahatsız edici insan aktivitelerinin de olmaması gerekiyor. Bizdeki alttür diğerlerine göre daha insandan uzak kalmayı seviyor.” şeklinde konuşan bilim insanı, büyük bir risk olmadığını düşündürüyor.
Iğdır’da termal kameralara yakalanan leopar