İşte Mehmet Acet’in “Ekonomide madalyonun öbür yüzü” başlıklı yazısının tamamı: 2021 yılının son aylarında tırmanışa geçen enflasyon ve …
İşte Mehmet Acet’in “Ekonomide madalyonun öbür yüzü” başlıklı yazısının tamamı:
2021 yılının son aylarında tırmanışa geçen enflasyon ve hayat pahalılığı, 2022 ortasında da ekonominin bir numaralı sorunu olarak karşımızda duruyor.
Enflasyon dışında, kur atakları ve CDS priminin artması nedeniyle borçlanma maliyetlerinin yükselmesini de, ikinci ve üçüncü sıradaki ciddi sorunlar olarak nitelendirmek mümkün.
Burası böyle ancak ekonomiye salt bu çerçeveden bakarak “kriz tellallığı yapmak” hiçbir şey değilse bile, Türkiye ekonomisinin büyüme ve dün açıklanan 5 aylık bütçe performansına haksızlık anlamına gelir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, her ayın ortasında o aya ait bütçe gerçekleşmelerini kamuoyuna duyuruyor.
Dün, Bakan Nurettin Nebati, mayıs ayı ve 2022’nin ilk 5 aylık dönemine dair güzel haberler verdi.
Aktaralım:
“2022 yılı Mayıs ayında 144 milyar lira bütçe fazlası, 161,9 milyar lira faiz dışı fazla verilmiştir. Böylece, yılın ilk 5 aylık döneminde toplam bütçe fazlası 124,6 milyar liraya, faiz dışı fazla ise 246,5 milyar liraya ulaşmıştır.”
EKONOMİ BÜYÜDÜKÇE BÜTÇE PERFORMANSI GÜÇLENİYOR
Bakanlığın internet sitesinde dün yayınlanan veriler üzerinden bazı rakamlar daha verelim ki, Türkiye ekonomisinin kapasitesine dair bilgilerimizi güncellemiş olalım.
Bu rakamları bu şekilde aktarmanın şöyle bir önemi daha var:
Muhalefet çevreleri son haftalarda, kur korumalı mevduatın bütçeye olan yükünü anlatırken 150 milyar gibi bir rakamdan söz ediyor.
(Dün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 200 milyarı bulacak dedi)
KKM’nin bütçeye maliyeti elbette ciddiyetle takip gerektiren bir konu ancak, yukarıda aktardığım rakamların büyüklüğüne bakıldığında, 150 milyar liranın Hazine’nin takriben 15 günlük gelirine tekabül ettiği, bunun da finanse edilemeyecek bir seviyede olmadığı görülüyor.
(Mayıs ayı geliri: 317 milyar 753 milyon lira)
Kaldı ki, aralık ayında KKM uygulaması yerine faiz artırılarak doların düşürülmesi kararı alınsaydı, bu, hem devam eden ekonomik canlılığı sekteye uğratabilir, hem de faiz yükünü daha fazla artırabilirdi.
BÜTÇEDEN GELEN YÜZ GÜLDÜRÜCÜ HABERLER BÜYÜME PERFORMANSIYLA İLGİLİ
Bütçe performansında yakalanan bu güzel ivmenin arkasında hiç kuşkusuz, hükümetin büyüme odaklı bir ekonomi programı yürütme kararlılığı var.
Dünya ile karşılaştırdığımızda, enflasyonda negatif ama büyümede pozitif şekilde ayrışıyoruz.
2021 yılını çift hanenin üstünde büyüyen sadece birkaç ülkeden biri olduk.
2022 yılının ilk çeyreğinde yakalanan 7,3 oranında büyüme ile de Avrupa üçüncüsü, dünya altıncısı olduk.
Büyüme kompozisyonuna bakıldığında da, elde edilen bu sonucun hemen hemen yarısının dış talep yani ihracat katkısıyla olması (yüzde 47), kaliteli bir büyüme performansının sergilendiği anlamına geliyor.
ERDOĞAN: İSTİHDAMDA TARİHİN EN YÜKSEK SEVİYESİNE ULAŞTIK
Büyüme demek pastanın büyümesi demek.
Pastanın büyümesi demek, işsizliğini düşmesi, istihdamın kuvvetlenmesi demek.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında, son derece önemli bulduğum şöyle bir açıklama yaptı:
“Dünyanın içinden geçtiği süreçte insanlarımızın karşılaşabileceği en büyük problemin işsiz kalmak, evine aş götürememek olduğuna inanıyoruz. Bugün Türkiye istihdamda 30,4 milyon ile tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır.”
Erdoğan’ın bu sözlerinin arkasını şu veriler dolduruyor:
Yüksek büyüme performansı sayesinde Nisan 2020’den, Nisan 2022’ye kadar 5 milyon yeni istihdam sağlandı.
3 yıl önce yüzde 15’ler seviyesini zorlayan işsizlik, yüzde 11,2’ye geriledi.
SIRA SABİT VE DAR GELİRLİLERİ ENFLASYONA KARŞI KORUMAYA GELDİ
Enflasyon ortamında bu rakamlar, satın alma gücü düşen sabit ve dar gelirli geniş kitleler için heyecan verici olmayabilir.
Ancak unutulmamalı ki, bu kesimlerin enflasyona karşı kollanması bütçede oluşan imkanlarla mümkün olabilir.
Bu imkân oluştu ki, önceki gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, bunun rahatlığıyla şu açıklamayı yaptı:
“Önümüzde Temmuz dönemi var. Temmuz ayında bütün çalışanların yüzünü güldürecek bir düzenlemeyi de Türkiye gerçekleştirecek durumdadır.”