CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz haftalarda İstanbul Beylikdüzü’nde bulunan Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve …
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz haftalarda İstanbul Beylikdüzü’nde bulunan Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin ( Sadat ) önüne gitmesiyle başlayan tartışma sürüyor.
KILIÇDAROĞLU’NUN BASKIN ZİYARETİ SONRASI SADAT’TAN TAZMİNAT DAVASI
Kılıçdaroğlu’nun baskın ziyarette bulunduğu sırada yaptığı “Önünde bulunduğumuz SADAT paramiliter bir kuruluştur. Burası terörist yetiştiren bir kurumdur. Seçimi gölgeleyecek, seçimin güvenliğini sarsacak herhangi bir şey olursa sorumlusu burasıdır” açıklaması gündem yaratırken, SADAT bu sözleri nedeniyle CHP liderine 1 milyon liralık tazminat davası açmıştı. Dava dilekçesinde Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına yer verilerek “Çok ağır ithamlarda bulunmak suretiyle müvekkil şirketin kişilik hakkına saldırı gerçekleştirilmiştir” denilmişti.
CHP’DEN SADAT’IN 1 MİLYON TL’LİK DAVASINA MİSİLLEME
CHP’den SADAT’ın hamlesine ise misilleme gecikmedi. CHP heyeti, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan başkanlığında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek SADAT hakkında suç duyurusunda bulundu.
“KANUNLARIMIZDA PARAMİLİTER ÖRGÜTLENME SUÇTUR”
Adliye önünde açıklama yapan Tezcan şunları söyledi; “Paramiliter bir suç örgütü olan SADAT hakkında suç duyurusunda bulunduk. Bunun için Ankara Adliyesi’ndeyiz. Daha önce sayın genel başkanımız yaptığı açıklamalarla da ortaya çıktığı üzere SADAT paramiliter bir yapıdır. Kanunlarımız karşısında paramiliter örgütlenme suçtur. SADAT, paramiliter örgütlenmesiyle Türkiye Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde suç işlemek için kurulmuş ve Saray’ın da desteğini arkasına alarak faaliyet yürüten bir suç örgütüdür.
“BİR SUÇ ÖRGÜTÜ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
“ANAYASAL DÜZENİ DEĞİŞTİRME HEDEFİNDE OLDUKLARINI AÇIKÇA İFADE ETTİLER”
SADAT’ın yetkililerinin yaptığı açıklamalardan anlıyoruz ki SADAT silah ticareti yapmaktadır. Silah ticaretine aracılık yapmaktadır. Bu açıkça suçtur. SADAT bunları yaparken öbür taraftan bir yan kuruluşu olan aynı kişilerin birlikte hareket ettiği ASSAM adlı bir kuruluşun eliyle anayasal düzeni değiştirmek üzere Asrika adı altında bir devlet kurarak anayasal düzeni değiştirme hedefi olduğunu açıkça ifade etmektedir.”